| Konu: | 19 Ekim Bosna Hersek'in ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç'in vefatının 16'ncı yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 8 |
| Tarih: | 22.10.2019 |
ZEYNEP YILDIZ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz cumartesi günü, zarif mütefekkir, bilge devlet adamı Aliya İzzetbegoviç'in vefatının 16'ncı yıl dönümüydü. Ben de bu vesileyle, Türkiye-Bosna Hersek Parlamentolararası Dostluk Grubunun bir üyesi olarak söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aliya İzzetbegoviç, bir Rumelili zarafetiyle fikir dünyamızın sesi olmuştur aslında, bu yönüyle her birimizin belleğinde ve kalbinde müstesna bir yere sahiptir. Güçlü gözlem yeteneği, çok yönlü entelektüel okumaları, Müslüman toplumların ve Batı'nın ayrı ayrı fotoğrafını çekerken sorunlara karşı çözüm önerilerini akılcı bir biçimde ortaya koymuştur.
Ben, bugün, bir genç olarak, Aliya İzzetbegoviç'in liderliğinin, mütefekkirliğinin yanı sıra Aliya'nın yarına sağlam bir temel teşkil eden dününe, gençliğine değinmek istiyorum.
Aranızda mekânın ruhuna ve enerjisine inananlarınız varsa belki söyleyeceklerimi daha iyi anlayabileceklerdir.
Şimdi dilerseniz Saraybosna'ya gidelim. Başçarşı'nın sebiline sırtımızı verip Gazi Hüsrev Bey Camisi'ne giderken bizi karşılayan yapılardan biri aslında Morica Han'dır. Morica Han'ın kapısından girdiğiniz anda çınarlarla dolu bir avlu sizi karşılar ve o çınarların şahitliğini hissedersiniz. O çınarlar, bir grup gencin fikir teatilerinin, okumalarının, mülahazalarının, heyecanlarının, ülkeleri için kurdukları hayallerin aslında şahididir. Evet, Mladi Müslümaninin ruhu Morica Han'ın dokusuna sinmiş, mekânının bütününe sirayet etmiştir.
İzzetbegoviç gençlik yıllarında mensubu olduğu Mladi Müslümaniyi yani Genç Müslümanları "Tarihe Tanıklığım" adlı eserinde mekteplerde öğrendiklerinden, katıldığı konferanslardan ya da okuduğu makalelerden çok farklı olarak öz ve biçim arasında bir ilişki kurabildiği yer olarak tanımlamaktadır.
Avrupa'nın ortasında bir Müslüman genç olarak büyürken Aliya, Avrupa'nın fikrî temellerini derinlemesine tahlil edebilmiş, bunu yaparken bir gençlik hareketine dâhil olarak özüne, nüvesine uygun düşünce kodlarının neşet edeceği bir ortama ve yol arkadaşlarına kavuşmuştur.
Bugün Aliya'yı bir devlet adamı olmasının yanı sıra bir düşünür olarak hatırlıyorsak, bir uyanışın öncüsü olarak nitelendiriyorsak şayet ve dahası Aliya'yı sevdiğimizi her fırsatta dile getiriyorsak Aliya'nın mücadeleyle yoğurduğu gençliğini, aidiyetine atfettiği özünü keşfediş hikâyesini, mücadelesinin temellerini dikkatlice takip edip tahlil etmek, Aliya ve arkadaşlarının Morica Han'ın duvarlarına sinen heyecanının mücadelesinin izlerini sürmek biz gençlerin ödevidir.
Değerli milletvekilleri, Aliya İzzetbegoviç'i yalnızca bir lider değil aynı zamanda insanın insan oluşuna dair hakikatleri yalınca ifade edebilen bir feylesof olarak da tanıyoruz. Misal "İnsan dışında hiçbir canlı başını göğe kaldırıp derin düşüncelere, evrenin sırlarına, esrarına dalmaz." ifadesi dahi o dönemde dünyanın en sert ve zorlu mücadelelerinden birini verirken insan ruhunun inceliklerini keşfetmekten geri durmadığının, kainata dair incelikli bir farkındalığının oluştuğunun göstergesidir.
Güzel bir insandır Aliya İzzetbegoviç. Tek dişi kalmış medeniyet Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında aldığı canlar yetmezmişçesine 20'nci yüzyılda Avrupa'nın ortasında Boşnakları sistematik savaş suçlarına ve katliamlara terk ederken Aliya'nın liderliği ve mücadelesindeki zarafeti, insanlığını yitirmeyişiyle bütün dünyaya mühim bir ders vermiştir. Mücadelesinin yöntemini düşmanlarının ahlakı değil, içinde yetiştiği prensipler bütününde sadakati belirlemiştir. Onun tutarlı, onurlu ve şahsiyetli mücadelesini, mücadelesindeki vakur öz güvenini şu cümleden de pekâlâ anlayabiliriz: "Bizler insan olmaya ve insan kalmaya çalıştık ve başarılı olduk. Ancak bunu onlardan dolayı yapmadığımızın altını çizmeliyim. Kendimizden dolayı insan kalmaya çalıştık, onlardan dolayı değil. Onlara hiçbir şey borçlu değiliz. İnsan olmak ve insan kalmak Allah'a ve kendimize karşı sorumluluğumuzdur, onlara karşı değil."
Ve nihayet olgun bir Müslüman'dır Aliya. Saraybosna davasındaki savunmasının son sözü şudur: "Ben bir Müslüman'ım ve öyle kalacağım. Kendimi dünyadaki İslam davasının bir neferi olarak telakki ediyorum ve son günüme kadar da böyle hissedeceğim. Çünkü İslam, benim için güzel ve asil olan her şeyin diğer adıdır; dünyadaki Müslüman halklar için daha iyi bir gelecek vaadinin ya da ümidinin, onlar için onurlu ve özgür bir hayatın, kısacası benim inancıma göre, uğrunda yaşamaya değer olan her şeyin diğer adıdır."
Son olarak, Aliya İzzetbegoviç'in vefatından bir gün önce Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a söylediği: "Siz evladıfatihansınız, bu emaneti koruyun." cümlesine istinaden, Allah'ın izniyle Aliya'nın emanetini iki gözümüz gibi koruyacağımıza bir kere de buradan söz vermek istiyorum. Zarif mütefekkir, güçlü lider, bilge devlet adamı Aliye İzzetbegoviç'i rahmet, minnet ve tazimle anıyorum.
Güzel ve asil olan her şey adına Gazi Meclisimizi ve soylu milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)