| Konu: | 11 Temmuz Dünya Nüfus Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 100 |
| Tarih: | 10.07.2019 |
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Sayın Başkanım, çok kıymetli milletvekili arkadaşlarım; 11 Temmuz Dünya Nüfus Günü nedeniyle söz almış bulunmaktayım, bu vesileyle Gazi Meclisimizi ve milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin hemen başında aziz milletimizin 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü'nü kutluyor, cumhuriyet tarihimizin en kanlı ve en alçak darbe girişimine karşı mücadele eden şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize şükranlarımı ifade ediyorum.
Ayrıca, yirmi dört yıl önce Avrupa'nın gözü önünde yaşanan ve insanlık tarihinin en utanç verici hadiselerinden biri olan Srebrenitsa soykırımında hayatını kaybedenlere, Boşnak kardeşlerimize de Allah'tan bir kez daha rahmet diliyor ve rahmetle yâd ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 1989 yılında dünya nüfusunun 5 milyara ulaşmasıyla birlikte dünyadaki nüfus kaynaklı sorunlara dikkat çekmek amacıyla 11 Temmuz Dünya Nüfus Günü olarak ilan edildi ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) tarafından ilk defa 1994 yılında uluslararası nüfus ve kalkınma konferansları organize edilmeye başlandı. Daha sonrasında, 2012 yılında İstanbul'da ev sahipliğini yaptığımız konferansta, Sayın Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla 200 ülkeden 500 parlamenteri İstanbul'umuzda ağırladık. Bu sene Allah nasip ederse yine nüfus kalkınma konferanslarına Nairobi'de katılacağız ve bugün dünyamızdaki 8 milyara yaklaşan nüfusun sorunlarını ve çözüm yollarını konuşacağız.
Nüfus bir devleti oluşturan ve bir devletin varlığının sürdürülmesinde en önemli etkenlerden bir tanesidir. Özellikle yaşlı nüfusuyla gelecek kaygısı yaşayan Avrupa'nın çabalarına bakıldığında konunun ehemmiyetini bir kez daha anlamaktayız. Nüfusun dünya siyasetinde bir güç unsuru olduğu gerçeğinden yola çıkarak ülkemizin bu açıdan zafiyet gösterme lüksü olmadığını bir kez daha ifade etmek isterim. Ülkemizde 1970'lerin ortalarında 4,33 olan toplam doğurganlık hızımız gittikçe azalmış ve bugün 2018 yılı itibarıyla 1,99'a düşmüş vaziyette. Bu durum, doğurganlığın nüfusun yenilenme düzeyi olan "altın oran" diye ifade edilen 2,1'in altındadır. Genç nüfus oranımız her geçen gün azalmaktadır. 2002'de yüzde 20,5 olan genç nüfus oranımız 2018'de yüzde 16,3'e gerilemiştir. Nüfusumuzun ortanca yaşı 2002'de 26,4'ken bugün 31,7'ye yükselmiştir.
En dikkat çekici verilerden bir tanesi ise yaşlanan nüfusumuz. Yaşlı nüfus oranımıza baktığımızda 2002'de yüzde 6,7 olan yaşlı nüfus oranımız 2014'te yüzde 8'e, bugün ise yüzde 8,8'e yükselmiş vaziyettedir. Nüfus projeksiyonlarında yüzde 10'un üzerinde olan yaşlılık oranları yaşlı toplumlar olarak nitelendirilmektedir ve 2023'te de Türkiye yüzde 10'u yaşlı olan ve çok yaşlı toplumlar statüsüne maalesef girecektir.
Bu vesileyle Türkiye olarak da bizim demografik yapımız için özellikle nüfus politikalarımızı güçlü bir şekilde desteklememiz, doğurganlık hızı ve nüfus artış hızını artıracak politikalara daha fazla ağırlık vermemiz gerekmektedir. Bizler bu tehlikenin farkındayız ve nüfus konusunda adımlarımızı bu doğrultuda atmaya devam etmekteyiz. Sosyal politikalarda, sağlıkta, eğitimde, ekonomide atmış olduğumuz adımların tamamı birer reform mahiyetindedir. Yapmış olduğumuz çalışmaların yanı sıra özellikle siyasi, ekonomik ve demokratik istikrarın yanında toplum refahını yükseltirken aynı zamanda demografik istikrar da sağlamak adına hep birlikte çok ciddi çabalar sarf ettik. Nüfus artışını teşvik eden politikalarımızın yanı sıra anne-bebek sağlığına ilişkin attığımız çok önemli adımlarımız, koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerimiz var. Doğum öncesi bakım hizmeti, sağlık kuruluşlarında gerçekleşen doğum oranları, sağlık sigortası kapsamının yüzde 70'ten yüzde 99,7'ye ulaşması almış olduğumuz çok önemli tedbirlerden ve bu tedbirlere istinaden de anne-bebek ölüm oranlarında dünyanın örnek gösterdiği bir başarıyı yakalamış vaziyetteyiz. Bebek ölüm oranlarını binde 6,7'ye geriletmiş vaziyetteyiz, anne ölümlerini ise yüz binde 14,6'ya geriletmiş vaziyetteyiz. Bu rakam OECD ülkeleri içerisinde en hızlı ilerlemeyi sağlayan ülke olma vasfını bize kazandırmıştır. OECD'nin otuz yılda katettiği yolu biz on yılda çok rahatlıkla katettik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi Sayın Çalık.
Buyurun.
ÖZNUR ÇALIK (Devamla) - Benim, bu vesileyle genç, üretken ve dinamik nüfusu, büyümenin, sürdürülebilir kalkınmanın, sosyal refahın anahtarını elimizde tutmamız gerektiğini bir kez daha altını çizerek söylemem gerekir.
Cumhuriyetin ilanından hemen sonra izlenen doğurganlığı teşvik edici politikalardan otuz yıl sonra vazgeçildiğini görüyoruz. 1950'lerden günümüze kadar doğurganlık hızlarında belirgin bir düşüş olduğunu, bu düşüşün özellikle 1970'li yıllarda ivme kazandığını, neticede otuz yılda yüzde 61'lik bir azalma olduğunu görüyoruz. Hükûmet olarak çok ciddi manada nüfus artışlarıyla ilgili teşvik edici politikalar üretiyoruz. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımızın söylemiş olduğu "her aile için en az 3 çocuk" önerisini bir kez daha Meclisimizden seslendiriyor, özellikle genç çiftlerimize bir çocuğu kendiniz, bir çocuğu eşiniz, bir çocuğu da ülkenizin geleceği, vatanımızın geleceği için yapmanız gerekir diyorum. Nüfus politikalarını destekleyecek bütün bilimsel analizler, istatistikler var; bu önerinin uygulanması için vesiledir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Son cümlelerinizi alayım.
ÖZNUR ÇALIK (Devamla) - Ben bu vesileyle Türkiye'nin genç nüfusunu korumanın ne derece değerli olduğunun bir kez daha altını çiziyor ve bu duygu ve düşüncelerle yüce Meclisimizi, milletimizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)