| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 94 |
| Tarih: | 26.06.2019 |
HDP GRUBU ADINA SAİT DEDE (Hakkâri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüksekova Belediyesinde kayyum döneminde yapılan yolsuzlukları ve usulsüzleri Genel Kurul ve tüm kamuoyuyla paylaşmak, siz değerli milletvekillerini yapılan yolsuzluğun, kamuya verilen zararın korkunç boyutu konusunda bilgilendirmek ve önergemize destek sağlamak için söz almış bulunmaktayım.
Sizlerin de bildiği gibi 2016 yılında birçok belediyeye kayyum atandı. Seçmenlerin iradesi ve anayasal haklar hiçe sayılarak bu kayyumlar atandı. Atanan kayyumların yaptıkları harcamalardan tutun da yedikleri kadayıfa, yaptıkları hamamlara kadar birçok konuda hepiniz bilgi sahibisiniz. Şimdi sizlere 19 Aralık 2016 tarihinde kayyumun göreve gelmesiyle Yüksekova Belediyesinde yaşanan yolsuzlukları, yapılan hırsızlıkları, kamuya verilen zararı ve bir ilçenin ve yurttaşlarının nasıl mağdur edildiğini kısaca anlatacağım.
Kayyum, gasbettiği belediyenin içini boşaltmayı ve alabildiğince borçlandırmayı 27 Ocak 2017'de aldığı sözde belediye meclis kararıyla uygulamaya koyuyor. "Sözde belediye meclis kararı" diyorum çünkü kayyumun kendisi ve kendisine bağlı memur 2 kişiden oluşan bir garip belediye meclisi. Dönemin kayyumu, aynı zamanda Yüksekova Kaymakamı şöyle bir karar alıyor: 7 sayılı meclis kararıyla, 190 milyon TL'lik krediyi bizzat kullanma ve belediyenin tüm taşınmazlarını ve gelirlerini ipotek etme yetkisini kendisine veriyor. Bununla da yetinmeyen kayyum, meclis kararına, mevzuata bağlı kalmaksızın, belediyenin İller Bankasından gelen payının tamamına kredi taksitleri için banka tarafından el konulacağı hükmünü ekliyor. Bakın, yasada açıkça "Yüzde 40'dan fazlası kesilemez." denildiği hâlde böyle bir karar çıkarıyor. Devamında, benzer mahiyette birçok meclis kararı çıkartarak Yüksekova Belediyesini 608 milyon TL borçlandırıyor. Atanan kayyum Kaymakamın hukuk tanımadığı, ne amaçla davrandığı ortadayken İller Bankası bu yapılanlara nasıl ortak olabiliyor? İller Bankası ile kayyum arasında yapılan sözleşmelere şöyle bir madde eklenmiş: Mevzuatta kısıtlama getirilse dahi kredi kullanma ve borcun tahsili konularında mevzuata aykırı davranılabileceği yönünde bir madde eklemişler. Kaymakam kayyum ve İller Bankası, yaptıkları sözleşmelerde "Yasaları tanımıyoruz, yasal çerçevede hareket etmeyeceğiz." diyorlar, aleni bir şekilde suç işliyorlar. İller Bankası, Belediye Kanunu'nun 68'inci maddesinde yer alan belediyeler borçlandırılırken borçlandırılacak belediyenin gelir durumunun dikkate alınması gerektiği yönündeki maddeyi bilmiyor mı? Yüksekova gibi bir ilçe belediyesi nasıl olur da 608 milyon TL'lik bir krediyle borçlandırılır? Bir büyükşehir belediyesinin dahi altından kalkamayacağı bir borçlandırmadır bu. Gelinen nokta itibarıyla, sözde altyapı çalışmaları için çekilen krediler ve bunların haricinde ödenmeyen SGK, kurum borçlanmaları, esnaf borçlanmalarıyla Yüksekova Belediyesi 680 milyon TL borçlandırılmıştır. Şimdi, diyeceksiniz ki: "Krediler altyapı çalışmaları için harcanmış." Hayır, alınan milyonlar buhar olup uçmuş. Göstermelik olarak caddeler, sokaklar kazılmış, tüm ilçe bir inşaat alanına dönüştürülmüş ve iki buçuk yıl boyunca sadece birkaç sokağın altyapı ve üstyapı çalışmaları bitirilebilmiş. Yani kısaca, kredi kullanılarak yapılan çalışmaların tamamı bırakın yarıda kalmayı, çoğu daha başlangıç noktasındadır. Yapılan ve biten tek şey, KDV ve İller Bankasından çekilen kredinin faizi hariç olmak üzere, tanesi 18.750 liradan 216 aydınlatma direği. Normal şartlarda 5 bin TL civarında olan bir aydınlatma direğinin belediyeye maliyeti KDV ve faizlerle beraber 40 bin TL'yi bulmaktadır.
Bugün itibarıyla, Yüksekova Belediyesi bırakın kamu hizmeti vermeyi, son üç aydır çalışanların maaş ve ücretlerini dahi ödeyememektedir.
31 Mart 2019 tarihinden sonra İller Bankası 2017 yılında imzalanan sözleşmelere dayanarak belediyenin genel bütçeden gelen payının tamamına hukuka aykırı olarak el koymaktadır. İki buçuk yıl bu hukuka aykırı sözleşme görmezden geliniyor, ne hikmetse, seçimlerden hemen sonra fiiliyata geçiyor.
Yüksekova Belediyesinin İller Bankasından aktarılan pay dışında ciddi bir öz geliri yoktur. Su, emlak gibi elde ettiği gelirlerle bırakın kamu hizmeti vermeyi 10 çalışanının dahi ücretini ödeyemez. 301 personeli bulunan belediyenin 83 çalışanına, ödenmeyen kredi borçlarından dolayı bankalar tarafından haciz işlemi başlatılmış durumdadır.
Yine, belediyenin elektrik işletmesine olan borcundan dolayı dün itibarıyla belediyenin elektrikleri kesilmiş ve bu elektrik kesintisinden dolayı ilçeye su da verilemez duruma gelmiştir.
Hâl böyleyken seçim yenilgisinin faturası hukuksuz işlemlere dayanarak tüm Yüksekova'ya ödetilmek isteniyor. Gelin, buna bir dur diyelim. İnsanlar tüm tercihlerinde özgür oldukları gibi siyasal tercihlerinde de özgürdürler ve tercihlerinden dolayı cezalandırılamazlar.
Yaşanan yolsuzluklar, hukuksuzluklar sonucu Yüksekova yaşanmaz hâle gelmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Dede, sözlerinizi tamamlayın lütfen.
SAİT DEDE (Devamla) - Bugün itibarıyla, artık, tozdan nefes almak, kazılan çukurlardan dolayı yürüyebilmek dahi imkânsız hâle gelmiştir.
Bakın, sadece Yüksekova'da yaşayanlar mağdur edilmemiş, aynı zamanda kamu da zarara uğratılmıştır. O zaman, şöyle mi düşünüyorsunuz: "Yüksekovalılar zarar görsün de kim bu zararı verirken ne kadar çalabiliyorsa helalî hoş olsun." Çünkü ne yazık ki bu sessizlik bize bunu düşündürtüyor. Aylardır hiçbir yetkiliye ulaşılmıyor. Başta İller Bankası olmak üzere randevu taleplerimiz geri çevriliyor, durumun aciliyeti görmezden geliniyor. Kayyum döneminde gelen payın tamamının nereye ve nasıl harcandığı belli değildir.
Gelin, verdiğimiz önergeye destek olun, yapılan bu hukuksuzluk ve yolsuzluk kimsenin yanına kâr kalmasın.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)