GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:90
Tarih:18.06.2019

İYİ PARTİ GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Kızılay geçmişten bugüne Türk insanının, başı dara düştüğünde, herhangi bir felaketle karşılaştığında ilk gözünü diktiği yer; eski ismiyle Hilaliahmer. Savaş zamanında bile Hilaliahmer Cemiyetine ait hemşirelerin savaşta yaralanan askerlerin başında nasıl nöbet tuttuğunu, onlar gibi askerlik yaptığını hatırlıyoruz; resimler hâlâ arşivlerde duruyor. Bugüne kadar, döneminize kadar Kızılayın bu fonksiyonu hep devam etti ama her kurumu olduğu gibi Kızılayı da bu dönemde parti kurumu hâline getirdiniz. Nasıl yaptınız, biliyor musunuz?

Kızılay Genel Başkanı Doktor Kerem Kınık geçtiğimiz hafta Twitter'a bir şey yazıyor: "Çocuklar, bizim zamanımızda Binali Ağabey gibi bir ağabeyimiz yoktu." Binali Yıldırım, işte, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı. Arkadaşlar, tabii ki Binali Yıldırım'a destek istemek, sizlerin, sizin partililerinizin vazifesi; bundan daha doğal bir şey yok ama yarın bir başka kurumun bir başkası için destek istemesinin önüne nasıl geçersiniz?

Türk milletinin ortak, müşterek değerlerinden bir tanesidir Kızılay. Kan istediğinizde ilk aklınıza gelen kurum, Kızılaydan kan alırız. Kızılay, o yüzden bu toplumdan kan ister, "Gelin, kan bağışı yapın." der. Kızılay, "Kan bağışı yapın." çağrısını bırakmış, oy toplamaya başlamış; kan istemiyor, oy istiyor. Ya, böyle bir şey olabilir mi? Bu Kızılay, yarın Kurban Bayramı'nda kurban isteyecek. AK PARTİ'lilerden mi isteyecek? Türk milletinden isteyecek. Şimdi, o zaman, Kızılay Başkanı Kerem Kınık'a söylüyorum: Böyle bir çağrıda bulunduğun zaman "AK PARTİ'lilerden kurban bağışı istiyorum." diye altına not düşün. Aksi hâlde, siz orada olduğunuz sürece bu millet, Kızılaya kurban bağışı vermez. Geçmişte olduğu gibi "helal kurum, iyi kurum, güvenilir kurum" diye mirasını götürüp bırakmaz.

Kızılay Genel Başkanı, 750 şubesi varken 657 şubesini kapatmış bir kurumun başkanı olarak orada duruyor. 617 şube başkanını görevden almış. Görevden alma gerekçelerini bilen yok. Göreve getirilenlerin önemli bir kısmı, AK PARTİ teşkilatlarında çalışanlar. Kızılayı AK PARTİ'nin TÜRGEV'ine, Ensar Vakfına çevirmek yolunda hızla yol almaya başladınız.

Kızılay, 6 bin büyükbaş hayvan alacak TAHAŞ diye bir şirketten. Enteresan bir şey söyleyeceğim size. O şirketle ilgili teminat anlaşması olarak teminat mektubu filan almıyor. Ne alıyor biliyor musunuz? Villa alıyor teminat olarak. Sonra da bu şirket, taahhüt ettiği kurban sayısını tamamlayamayınca teminatı paraya çeviriyor yani kurban yerine villa alıyor Kızılay. Kızılayın geldiği nokta bu.

Buradan Türk milletine sesleniyorum: Bundan sonra Kızılaya bağış verirken Kızılaya vermiyorsunuz, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Merkezine bağış yapıyormuş gibi düşünün. Bu başkan orada olduğu sürece Kızılayın gerçek kimliği maalesef bu. Türk milletinin ortak, müşterek kurumu olmaktan uzaklaştı Kızılay.

Kızılay eski şube başkanı var, Çetin Yavuz, 2016'da Güroymak Cumhuriyet Savcılığına müracaatta bulunuyor, görevi kötüye kullanma suçundan da suç duyurusunda bulunuyor. İddiası şu: 2016 yılında Kurban Bayramı için hedeflenen kurban sayısı 52 bin hisse iken 70 bin hisse topluyor kurum, Kızılayın Sayın Genel Başkanı, bu 70 bin hissenin 52 binini kestiği için 18 binini ne yapıyor, biliyor musunuz? Götürüyor, Yeryüzü Doktorlarına, Diyanet Vakfına, Suriye Türkleri Eğitim ve Yardımlaşma Derneğine, Aziz Mahmûd Hüdâyi Vakfına, Gift of Givers gibi dernek, vakıf ve organizasyonlara nakit olarak harcıyor. Siz de zannediyorsunuz ki "Ben Kurban farizamı yerine getirdim, Kızılaya kurban parasını yatırdım, bu kurban kesildi." Hayır, Ensar Vakfına gitti para, nakit.

Yani ben LÖSEV'in topladığı "kesimsiz kurban" işine devamlı karışıyorum. Ne demek "kesimsiz kurban" ya? Kurban, bir fariza, bunun da bir tarifi var. "Kesimsiz kurban" diye bir şey olur mu? Kurbanı keseceksin arkadaş, kan akıtacaksın.

Bu Mecliste temsilcilerinin de bulunduğu o cemaatin, bir zamanlar çok kurban topladığı dönemler vardı. Hepsine şunu soruyordum: Arkadaşlar, siz kurbanları nerede kesiyorsunuz? Sadece para topluyorsunuz siz. Para toplayıp kurban kesmiyorlardı, aynı şeyi Kızılay yapmış. 70 bin tane hisse toplamış, 52 binini kesmiş, 18 binin parasını da götürmüş kendi yandaş vakıflarına dağıtmış. Peki, bu vatandaşın, kurban farizasını yerine getirmek için verdiği paranın hesabını kim ödeyecek?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Türkkan lütfen toparlayın.

Buyurun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Vebali kimin, günah değil mi? O insanın belki kendi gelirinden, rızkından sadece farizasını yerine getirmek üzere köşeye ayırdığı bu parayı o vakfa niye veriyorsunuz arkadaş ya? Vereceği varsa o zaten kendisi gidip verir. "Kurban kes" diye veriyor. Hayır, o parayı biz alacağız. Ne yapacağız? Kızılaya yalı kiralayacağız. Kızılayın bu Genel Başkanı yalı kiralamış, biliyor musunuz? Kızılayın yalıya ne ihtiyacı var ya, millete çadır kuran kurumun yalıya ne ihtiyacı var? (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Bu rezilliğin burada araştırılması için verdiğimiz bu araştırma önergesine destek vermenizi bekliyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)