| Konu: | 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 90 |
| Tarih: | 18.06.2019 |
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü dolayısıyla gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan evvel, Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olan ve milletinin hakkını savunurken mahkeme salonunda dün şehitlik mertebesine eren Muhammed Mursi'ye Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum, mekânı cennet olsun; Mısır halkının ve tüm İslam âleminin başı sağ olsun.
Değerli milletvekilleri, Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi'nin imzalandığı gün olan 17 Haziran 1994'ten bu yana o tarih Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü olarak ilan edilmiştir. Bu vesileyle, Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü'nü tebrik ediyorum.
Çölleşme ve kuraklığın olumsuz etkileri ve doğuracağı sonuçlar hakkında toplumun bilinçlendirilmesi ve farkındalık oluşturulması amacıyla her yıl farklı bir ülkede yapılan etkinliklere bu sene, 25'inci yılında ülkemiz, başkent Ankara ev sahipliği yapmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünyamız geçmişten miras değil, gelecekten ödünç aldığımız kıymetli bir emanettir. Biz bu emaneti eksilterek, kirleterek değil, en azından koruyarak gelecek nesillerimize teslim etmekle yükümlüyüz. Bilindiği üzere toprak, varlığında zenginlik ve refah, yokluğundaysa çölleşme, açlık ve yoksulluk demektir. Bu yüzden, hayat kaynağımız toprağın her karışına sahip çıkmamız gerekmektedir.
Oluşumu binlerce yılla ifade edilen bu eşsiz hayat kaynağı, ne yazık ki hatalı kullanımlar ve iklim değişikliğinin de tetikleyici etkisiyle arazi bozulumu, kuraklık, çölleşme, verim kaybı gibi nedenlerle yok edilmektedir. Bunun sonucunda ise başta gıda kıtlığı, açlık, göç, işsizlik, yoksulluk, savaş ve istikrarsızlık olmak üzere çeşitli sonuçları beraberinde getirerek dünyada 1 milyardan fazla insanı doğrudan etkileyen ekonomik, sosyal, çevresel ve kültürel açıdan olumsuz tesirleri olan sessiz bir felakete dönüşmektedir. Bu durum karşısında toprakların korunması, doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi ve gıda güvenliğinin sağlanması için küresel ölçekte çölleşme ve erozyonla mücadele edilmesi bir zorunluluktur. Türkiye, erozyonla mücadelede dünya lideridir ve yaptığı ağaçlandırma ve rehabilitasyon çalışmalarıyla orman varlığını artıran nadir ülkelerden birisidir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde 1970'li yıllarda erozyonla denizlere, göllere, barajlara taşınan toprak miktarı yılda 500 milyon ton iken son yıllarda yapılan çalışmalar neticesinde günümüzde bu miktar yılda 154 milyon tona düşürülmüştür. Hedefimiz, 2023 yılında 130 milyon tona düşürmektir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde başlatılan Ulusal Ağaçlandırma Seferberliği'yle bugüne kadar 4,5 milyar fidan toprakla buluşturulmuştur. Hedefimiz ise 2023 yılına kadar dünya nüfusuna denk gelen 7 milyar fidanı toprakla buluşturmaktır.
Bugün, yaklaşık 22 milyon hektar orman alanına sahibiz, hedefimiz, bunu 2023 yılında ülke yüzölçümünün yüzde 30'una yani yaklaşık 23,5 milyon hektara yükseltmektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hayatımız ve medeniyetimiz toprağa bağlıdır. Dünyamızı çölleşme tehlikesine karşı en iyi şekilde koruyarak, gelecek nesillerimizin temiz suyu, verimli toprağı, ormanı olan bir dünyada yaşayabilmesi için elimizden geleni hep beraber yapmak zorundayız.
Sözlerime son verirken çölleşme ve erozyonla mücadele konusunda çok başarılı çalışmalar yürüten Tarım ve Orman Bakanlığımız yetkililerini, özellikle Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğümüzü, yine, Orman Genel Müdürümüzü tebrik ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)