| Konu: | Devletin merasim bölüğüne dönüştürüldüğüne, devlet kurumlarından milletvekillerine gönderilen bildiri, davet ve broşürlerin neden olduğu israfın önüne geçilmesi gerektiğine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "İstanbul'u Konstantinopol yapmak isteyenlere karşı yirmi iki günümüz var." ifadesinin talihsiz bir beyan olduğuna ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 11.06.2019 |
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; birkaç tane davetiye örneği getirdim. Bunlardan epeyce miktarda size de geliyordur. Bunları görmeniz lazım. İstanbul Valiliğinin gönderdiği, bir başka devlet kurumunun gönderdiği; külliyetli, masraflı, zahmetli, şatafatlı davetiyeler bunlar. Devlet bir merasim bölüğüne döndü. Bu harcama şehvetinden bir türlü kurtulamadık. Ağırlama, uğurlama, alkışlama merasimlerinden ibaret bir cihaza döndüğüne dair her geçen gün dehşetli şeyler yaşıyoruz. Bir yerlerde konuşma hevesine kurban, devlet bürokrasisinin alkış tutma heveslerine kurban bir dünya zaman israfına bir de kâğıt israfı eklendi. Buna derhâl bir çözüm bulmamız lazım. İletişim çağındayız, e-mail diye bir şey var. Bu kâğıt israfının önüne geçmek için ortak bir iradeyle -bir genelge mi yayınlanıyor, ne yapılıyorsa- buna önlem alınması lazım. Bu kâğıt israfı ile tasarruf cümlelerini bir araya getiremeyiz, bununla ilgili kesinlikle bir tedbir alınması lazım. Her gün yüzlerce devlet kurumundan bize bildiri, davet, faaliyetlerle ilgili broşürler geliyor. Bunlarla ilgili israfın önüne geçmek Meclisin boynuna borçtur.
Bir ikinci husus Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; geçen hafta burada AK PARTİ milletvekillerimizin canhıraş "Mehmet Tevfik Göksu size Rum imasında vallahi bulunmadı." seansı şeklinde geçti. AK PARTİ Grubu da destek mahiyetinde "Biz de şahidiz ki size öyle bir imada bulunmadılar." diye geçirdik geçen haftayı. Ramazan Bayramı'na iki gün kala, Kadir Gecesi olabilme ihtimali yüksek bir günde teravih namazından sonra Sayın Cumhurbaşkanının "İstanbul'u Konstantinopol yapmak isteyenlere karşı yirmi iki günümüz var." cümlesini çok talihsiz bir beyan olarak gördüm.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Bu meselede Esenler Belediye Başkanının önünü arkasını toplamaya çalışan AK PARTİ Grubunun Sayın Cumhurbaşkanının dediğinin arkasını nasıl toplayacağını gerçekten merak ediyorum. Bazı cümleler vardır, muhatabınıza ismiyle söylemek zorundasınızdır. Bir şeyi kastediyorsanız lafı ortaya söyleyip bırakamazsınız, hele devlet adamıysanız ve devleti yönetiyorsanız partili Cumhurbaşkanına bile yakışmaz bir cümleyi böyle uluorta konuşup milleti istiskal edemezsiniz. Böyle bir mevzuda İçişleri Bakan Yardımcısının "İstanbul'u bir Yunan kazanınca ekonomimiz düzelmez." cümlelerini de Trabzon mevzu olunca Pontusluk imalarını da düzeltecek, tedip edecek olanlar Cumhurbaşkanlığı ya da icranın başında oldukları için yürütmenin yetkilileridir, bakanlardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin Sayın Ağıralioğlu.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) - Düzeltmesi beklenen insanların yangına benzinle gidip, düzeltsinler diye cümle kurmalarını beklediğimiz insanların hakaret cümlelerini kendilerinin kuruyor olmasının önüne nasıl geçeceğiz bilmiyorum. Bazı cümleler vardır, ortaya kuramazsınız; bazı cümleler vardır, iade edemezsiniz. Yani biz, şimdi, Sayın Cumhurbaşkanının "İstanbul'u Konstantinopol yapmak isteyenlere karşı yirmi iki günümüz var." cümlesini devlet terbiyemizle ona iade bile edemeyiz. Biz devletin başına Yunan imasında bulunamayız. Böyle bir laf -çok affedersiniz- lağım çukurlarına ait bir laftır, bu lafı devletin başına iade etmekten edep ederiz, böyle bir laf lağım çukurlarına iade edilebilir. Dolayısıyla siyasetin bu cümlelerle seçim kazanma hevesinden kurtarılması lazım. Trabzon'un üzerinden gelişen, geliştirilen... Her seçimde yeni bir algıyla, yeni bir hakaret cümlesiyle siyaset alanı açma hevesinden lütfen siyaseti kurtarın. 24 Haziran seçimlerinde FETÖ'cü, 31 Mart seçimlerinde PKK'lı, 23 Haziran seçimlerinde Yunan, önümüzdeki seçim de Ermeni diyeceksiniz millete.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Ağıralioğlu.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) - Dolayısıyla, bu siyasetin bu hakaret cümleleriyle yürüyebileceği bir yol kalmadı. Devletin partili Cumhurbaşkanı değil hiçbir ferdinin kendilerine oy vermeyen kitleyi zımnen zan altında bırakacak şekilde Yunan cümleleri kuruyor olmasını asla meşru görmüyoruz, böyle bir lafı sahibine iade etmekten edep ediyoruz. Böyle bir laf hafızamızdan, dimağımızdan, kalbimizden çıkarılmalıdır.
Esas olan şey -tamamlıyorum Başkanım- şudur: Ramazan Bayramı'nda teravih namazından sonra kalbinin bu kadar kararmışlığına alamet cümleleri kurduran hissiyata dikkat etmek lazımdır. Ben bu mevzuda, AK PARTİ Grubunun bazı seçkinci değerlendirmeler içerisinde milletin cehaletine atıf yapan cümlelerle koyun sayılmasına sitem eden hatırlı tepkilerini biliyorum. Dolayısıyla, milleti, AK PARTİ'ye oy verenleri, AK PARTİ'yi seçenleri koyun gibi göstermeye çalışanlara tepkinize neredeyse razı olacağız yani koyun gibi olana kurban olalım, Yunan ettiniz milleti. Yani kendinizden olmayanlara, sizin gibi düşünmeyenlere hakaret etme hevesinden lütfen hem siyasetin dilini hem partinizin itibarını kurtarın.
Teşekkür ediyorum efendim. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)