| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 29.05.2019 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HDP Grubu adına verilen araştırma önergesi hakkında söz aldım.
Dün cereyan eden, bugün de medyaya yansıyan görüntüleri hepimiz ibretle izledik, tutanağı da gördüm ben. Aslında biz bu filmi seyretmiştik, hep beraber seyretmiştik, üzerinden fazla geçmedi, yirmi sene geçti. 28 Şubatta bunun tersini seyretmiştik. Kızlarımız üniversiteye veya mahkemeye gittiğinde "Başörtüsüyle geliyorsun, sana tutanak tutacağım." diyorlardı. Yani onları yapanlar ne kadar insanlıktan, vicdandan uzaksa bugün bunları yapanlar da aynı insanlıktan ve vicdandan uzak. İkisi arasında hiçbir fark yok, hepsi de aynı; ikisi de bir faşist düşüncenin eseri: "Benden olmayan yaşamasın, benimle olmayan yaşamasın."
Bu noktada, sizler 28 Şubat mağduriyetini dile getire getire iktidar olmuş bir partisiniz. Aynı mağduriyetleri başka birisine yaşatanlara karşı sesiniz çıkmıyorsa tekrar böyle bir mağduriyete mazhar olduğunuzda kimseden ses beklemeyin. Hatta ve hatta size "Siz, kendiniz mağdur olunca bağırıp başkasının mağduriyetine alkış tutacak kadar âcizsiniz." derler, buna müsaade etmeyin. Bizim tepki göstermemizi beklemeyin, en büyük tepkiyi siz gösterin. Bu mağduriyetlerin yaşanması, Türkiye'nin ayrışmasına biraz daha hizmet edecektir.
TUFAN KÖSE (Çorum) - Belki mağdur olmamışlardır. Kim yararlanıyor bundan?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Bir insanın eteğinin boyu, bir insanın başının örtüsü diğerine ne zarar veriyor ya? O kızın başörtüsü ne kadar rahatsız ettiyse öbürünü, bu rahatsızlığını ne kadar vicdansızca dile getirdiyse kızın eteğinin boyu, bu hâkim beyi ne kadar rahatsız ettiyse, aynı konular.
Ben bir de bir şey söylüyorum: "Eteğinin boyu kısa." demiş, neye göre kısa? Senin kızının eteği ne boyda veya etek kısa değil de başka türlü nasıl bir günah işliyor, nasıl bir gayriahlaki görüntü yaşıyor, gayriahlaki görüntüler saçıyor? Bunu tartışmak kimin elinde, hangi anne babanın elinde? Bırakın bir başkasını, evlatlarımız var yahu, Allah aşkına, 4 yetişkin evladım var benim, hangisinin giyimine kuşamına müdahale edebiliyorsunuz? İstediği gibi giyiniyor, istediği gibi de kuşanıyor. Buna asla ve kata müdahale edemiyoruz.
Kendi evladına dahi müdahale edemeyen birisinin bir başkasının giyimiyle alakalı, hele bu bir kamu görevlisiyse bununla alakalı tutanak tutacak kadar acz içerisine düşmesini buradan yadırgıyorum, lanetliyorum, kınıyorum. Bu konudaki en büyük, en önemli konuşmayı da Adalet ve Kalkınma Partisinden bekliyorum. Eğer bu konuda gerekli girişimlerde bulunulmazsa -güç gelip geçici arkadaşlar ya, nice güçlü adamlar gördük, hepsi de gittiler- bu güç elden gittiğinde birileri bunun intikamını almaya kalkar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Başkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Ama hiç unutmayın, bakın, ben 28 Şubatta bir vakfın başkanıydım, çok önemli bir vakıftı, Rumeli Eğitim Vakfının başkanlığını yapıyordum, başkan yardımcısı Sayın Akşener'di, muhasip ve genel sekreteri de Türkiye'nin en önemli 2 iş adamıydı. O süreçte başörtülü kızlarımız hiçbir burs başvurusunda bulunamadıkları için öyle bir hâle geldi ki başörtülü kızdan başka hiç kimseye burs veremez hâle geldik çünkü her yer tıkanmıştı. Bu güç bugün sizin elinizde, yarın kaybettiğinizde insanlar intikam duygusuyla hareket eder. Ama unutmayın, biz yine bu kürsülerdeysek bu kürsülerde, yoksa dışarıda bu haksızlığın karşısında dikilmeye devam edeceğiz.
Hepinize saygılar sunuyorum. Sağ olun, var olun. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)