| Konu: | Kuzey Irak'ta yürütülen Pençe Operasyonu'nu yakından takip ettiklerine, terörle mücadeleye koşulsuz destek verilmesinden yana olduklarına, 29 Mayıs İstanbul'un fethinin 566'ncı yıl dönümü vesilesiyle Fatih'in fethettiği İstanbul'da her şeyin çok güzel olmasını temenni ettiğine, Oda TV yazarı Sabahattin Önkibar'a yapılan saldırıyı kınadığına ve saldırıya uğrayanın Nagehan Alçı, Latif Doğan, Cemil Barlas, Nedim Şener'in olması durumunda saldırganların serbest bırakılıp bırakılmayacağını öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 29.05.2019 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kara ve Hava Kuvvetlerimizin, Irak'ın kuzey Hakurk bölgesine başlattığı sınır ötesi Pençe Operasyonu'nu yakından takip ediyoruz. Şu ana kadar zayiat vermeden ilerlememizi sevinçle karşılıyoruz. Allah Mehmetçik'imizi korusun, ayaklarına taş değdirmesin fakat Hükûmetin bu tarz sınır ötesi operasyonlarını sürekli seçim öncesine denk getirmesini de manidar bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. 24 Haziran seçimleri öncesinde de bu tarz operasyonlar başlatılmış, "Kandil'e girdik, giriyoruz." nidaları atılmış ama seçim biter bitmez de operasyonlar sonlandırılmıştı. Terörle mücadele seçim nabzına göre belli zamanlarda değil, devlet bekası gereği tavizsiz devam etmelidir.
Biz, İYİ PARTİ olarak, terörle mücadeleye koşulsuz destek verilmesinden yanayız. Hakurk, Kandil, nereye kadar gidilecekse oraya gidilmelidir.
Beş yüz altmış altı yıl önce, bugün, 24 Mayıs 1453'te tamamlanan kuşatmamızla, Osmanlı Devleti Padişahı -cennetmekân- Fatih Sultan Mehmet Han tarafından, o zamanki adı Konstantinopolis olan İstanbul fethedilmiş ve Bizans İmparatorluğu sona erdirilerek yeni bir çağ başlamıştır.
Dönemin şartları içerisinde elde edilen bu büyük başarıda Fatih'in üstün öngörüsü, istişareye önem vermesi, liyakat ve adaleti esas kılması ve her koşulda aklı üstün tutması, bugün devletimizi yönetenlerin örnek alması gereken özelliklerin başında gelmektedir. Fatih'in fethettiği İstanbul'a tekrar adaleti tesis etmek için her şeyin çok güzel olmasını temenni ediyor, bir kez daha fethimizi kutluyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, İstanbul seçimleriyle ilgili olarak yapılan çalışmalarla alakalı birkaç şey söylemek istiyorum. Seçimler yapılırken bu montaja, yalana ve iftiraya sıklıkla başvurulması vatandaşın nezdinde aşağılık olarak görülüyor, yapan aşağılık görülüyor. Bundan medet umanları ise aciz duruma getiriyor. Bakın, bir seçim yapıyoruz. Netice itibarıyla vatandaş bir karar verecek; Binali Bey mi, Sayın İmamoğlu mu? Neticede vatandaş temiz bir seçim ister, temiz bir dil ister. Bakıyorum sosyal medyada dolaşan birtakım montaj videolara, ya FETÖ'den kurtulduk diyoruz, FETÖ'nün izleri hâlâ üstünüzde kalmış. Onlar yapıyorlardı bu montaj videoları, bundan vazgeçin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Daha temiz bir dille, daha İstanbul'a yakışan, daha Türk milletine yakışan, daha Türk'e yakışan bir seçim olsun istiyorum; yakışan da o bize seçim sonucu ne olursa olsun. Ama bu tip kumpaslar, bu tip videolar insanları rahatsız ediyor. Yapanı aşağılık, bundan medet umanı da aciz durumda görüyor insanlar. Bilginiz olsun istedim.
Ben son günlerde gazetecilere yapılan saldırılarla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. En son -benim Trabzon Yurdu'ndan da arkadaşım- Sabahattin Önkibar'a yapılan alçakça saldırıyı kınıyorum. Sayın Önkibar geçmişte yaşanan tecrübelerle bu saldırıyı püskürtebilecek her türlü donanıma sahip bir adamdır. Buna asla ve kata pabuç bırakmaz. Bakın, bu gönderilen çocuklar yarın öbür gün birilerinin kurşunlarına hedef olursa yani saldırılan kişinin kurşunlarına hedef olursa bunun hesabını kim verecek?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - O genç çocukların, anaların babaların gelecek beklediği o genç çocukların bir kurşuna maruz kalmasının hesabını kim verecek?
Ben bir şey daha sormak istiyorum: Bu saldırılara yarın Nagehan Alçı, yarın Latif Doğan, yarın Cemil Barlas, yarın Nedim Şener uğrarsa -böyle bir saldırıya- o saldıranlar yine ifadesi alınıp bırakılacak mı? Nasıl bir devlet anlayışı bu? Nasıl bir adalet anlayışı bu? İnsanların sabrını denemeyin. Bu sabrın sonunda bir şeyle karşılaşılır ki asla ve kata izah edemezsiniz. Bunlar tehlikeli oyunlar. Bu oyunların içinden geçerek geldik biz; bir tane tanığı orada, burada da çok tanıkları var. Bu oyunların sonunda kaybeden millet oluyor, devlet oluyor, Türkiye oluyor, buna müsaade etmeyin. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.