GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Devletin belgeyle bilgiyle konuşması ve devlet ciddiyetine yakışır cümleler kurulması gerektiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:82
Tarih:23.05.2019

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Gözden kaçmasın istiyorum. Müracaatımızın, talebimizin sebebi şu: "Anlaşma, sözleşme imzalandı. Sözleşmenin altında Temel Karamollaoğlu'nun ve Meral Akşener'in imzası var." Lütfen dinleyin, internette var, hâlen bulabilirsiniz. "Meral Akşener'in ve Temel Karamollaoğlu'nun PKK'yla yapılmış anlaşmada imzaları var." Cümle böyle.

Şimdi bu cümleye mukabele etmemizin sebebini biliyorsunuz, algıyı yönetelim de ne olursa olsun hevesine kurban gitmesin siyaset istiyoruz yani "Biz algıyı yönetelim, seçim bitsin, sonra Allah kerimdir, bakarız." denmesin yani devlet belgeyle konuşsun, bilgiyle konuşsun, devlet ciddiyetine yakışır cümleler kurulsun. Şimdi, bu belge varsa beyefendinin elinde, Türkiye Cumhuriyeti devletinin İçişleri Bakanı olarak bu belgeyi kamuoyuna sunsun, mahkemeye sunsun ya da bize de bildirsin. Ben televizyonda konuşurken dinliyorum beyefendiyi. "Sancaktepe ilçesinin belediye encümen listesinde 4'üncü sıradan aday olan filanca şahıs..." diye bir şeyden bahsediyor Süleyman Bey.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın sözlerinizi.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - PKK'lı olduğu iddiasında. "Filanca isimli şahıs İYİ PARTİ'nin hem de İçişleri Bakanlığı yapmış Meral Akşener'in..." -istihzalarını da cümlelerine ekleyerek- cümlesini canlı yayında dinliyorum. Dinlerken Sancaktepe ilçeye telefon açıyorum, diyorum ki: "Arkadaşlar, Süleyman Bey'in televizyonda söylediği isim bizim listemizde mi?" "Vallahi yok Başkanım." "Ya, bizim listemizde olmayabilir, olur ki gözden kaçmıştır, CHP'nin listesinde mi?" "Böyle bir isim yok Başkanım." "Ya, arkadaşlar, bizde, İstanbul'da böyle bir aday var mı?" Bütün bu sorularımın tamamına "Başkanım, ne böyle bir isim ne böyle bir aday ne bizim böyle bir üyemiz ne CHP'de böyle bir isim var." Şimdi, bütün bunlarla yapılmaya çalışılan şey nedir arkadaşlar? Sonra "Meral Akşener'in PKK'lıları", "İYİ PARTİ'nin PKK'lıları" diye konuşmalar var peşine eklenen. Şimdi, ondan sonra, ben tekrar bakıyorum, olur ki gözümüzden kaçmıştır yani iyi hâl kâğıdı verilmiş olmasına rağmen gözümüzden kaçmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Tamamlıyorum.

BAŞKAN - Bağlayın lütfen.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Devletle bizim münasebetimiz şöyle değil: "Biz burada bize verilmiş iyi hâl kâğıdına itirazı meşru saymayız." diyen bir asabiyeyle de davranmayız biz. İçişleri Bakanımız şifahi olarak bile bize dese ki: "Arkadaşlar, iyi hâl kâğıdı verilmiş olabilir ama biz biraz endişeliyiz. Şu, şu, şu isimler devletin, milletin istikbaliyle ilgili sıkıntılıdır." Orada da müdahale hakkımız mahfuz; biz de yaparız, CHP de yapabilir. Yani "Gözden kaçmıştır ama şunlara bakın..." Hassasiyet talep ederseniz ona da döneriz.

Şimdi, bütün bunları yapmak yerine devlet istihbarat raporlarını sallayarak meydanda seçim yönetemez arkadaşlar, yönetemez. Bu yapılan, teşebbüs edilen şeyin tam aslı şudur: "Ben algıyı yöneteyim, algıyla seçimin sonucunu alayım, gerisi Allah kerim." Devleti yöneteceklerin ciddiyetine yakışmaz bu, ona dikkat çekmek istiyoruz. Yine önergemiz reddedildi, bunu şuna alamet yaptık... Sadece diyor ve algıyı yönetiyorsunuz. Aslında dediklerinizin iftira olduğunu siz de biliyorsunuz. Sadece bu dediklerinize tenezzül etme hastalığından kurtarmaya çalışıyoruz devletin dilini.

Teşekkür ederim.