| Konu: | Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu'nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 80 |
| Tarih: | 21.05.2019 |
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu, FETÖ meselesini konuşmaktan biz yorulduk ama bir arpa boyu mesafe kat edemiyoruz. Siyasi olarak biz... Biliyorsunuz, değerli milletvekillerimiz de biliyor, FETÖ'cülük suçlamasının bir siyasi avantaj hâline getirildiği siyasi sürecin mağduru olan taraflardan biri biziz. Defalarca bu mevzuda hassasiyet izhar etmemize rağmen, ölçü koymamıza rağmen, hatta biraz ironik olacak şekilde bazı önergeleri mevzunun vahameti fark edilsin diye tekraren veriyor olmamıza rağmen mevzunun önünü arkasını alamıyoruz.
Birkaç hususu -Özgür Bey söyledi, grup başkan vekilleri yumuşatırlar- ben yumuşatayım. Devlet bu meselede... AK PARTİ Grubundaki arkadaşlarımızın da lütfen vicdanları birazcık bu mevzuda açık hâle gelsin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Başkanım, birkaç şey söylemem lazım.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Ağıralioğlu.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Devlet adaleti hâkim kılmak yerine dehşet oluşturmak gibi bir siyasal üslubu FETÖ mücadelesinin olmazsa olmazı hâline getirirse -ki gelen budur- FETÖ'cü olmadığını ispatlamak için insanların kirlettiği bir siyasal dil hâkim olur. Şu anda Türkiye'de -dininiz benzemesin, lütfen nezaketsizlik de saymayın- Çin Parlamentosu gibisiniz, çoğunluğunuzu kastederek söylüyorum.
Eskiden FETÖ'nün "FETÖ" değil de "cemaat" olduğu zamanlarda FETÖ'cülerle, cemaatle itibarlı olduğu zamanda irtibatlı olan arkadaşlarımızın; şu anda siyasi olarak sizin mesai arkadaşlarınız olan bazı arkadaşlarımızın "Biz FETÖ'cü değiliz." demek için başvurduğu yol kendileri dışında herkese bu isnadı yapıştırmaktır. İstirhamımız şudur: Bu arkadaşlarımızı birazcık geriye çekin. Zaten yeteri kadar kalabalıksınız. Türkiye'de siyasal iklimi, siyasal dili bozan "Kendime FETÖ'cülük isnadı yapışmasın diye muhalefete FETÖ'cülük suçlamasında bulunayım." hevesidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Başkanım, biraz anlayışınıza sığınacağım.
BAŞKAN - Buyurun, sözlerinizi toparlayın Sayın Ağıralioğlu.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Bir de bu meselede, arkadaşlar, bakın, gün geçti, ay geçti, yıl geçti, yıllar geçti; mağduriyetleri giderecek bir devlet ciddiyetinin iradesi görünmüyor. Şu anda AK PARTİ Grubunun da bu meselede mücadele eden aklın, şuurun kimden olduğunu bildiğinden emin değilim ben.
Bize gelen mağduriyet suçlamaları var, mağduriyet sızlanmaları var. Bu sızlanmalarla ilgili telafi edeceğiz. Bu Parlamento, bu memlekette hakkı hukuku ifa etmek için bir merci olmak vasfını haiz değilse bu memleketi kim toparlayacak arkadaşlar? Yani, elinden tutacağız insanların, diyeceğiz ki: Türk mahkemeleri beraat ettirmiş, Türk mahkemeleri bu isnadın altında hiçbir suçlama bulamamış, demiş ki muhatabına: "Sen suçlu değilsin." Bu "Sen suçlu değilsin." denilmiş mağdurları, mazlumları Türk adaleti iadeiitibarla tekrar eski mevzilerine taşımayacaksa biz bu Türk yurdunu nasıl adaletli bir ülke hâline getireceğiz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi bağlayın lütfen.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Bağlıyorum efendim.
Biz kendimize, üzerimize çekerek konuşalım ki rahat olsun diye şöyle işler yapıyoruz: Siyasi ayağı araştırılsın; ret. İktisadi ayağı araştırılsın; ret. Bütün bunları yaparken, reddederken de AK PARTİ saflarından partimize birtakım imalarla "Kendinize bakın, parti genel başkanınıza bakın, daha önce kurduğunuz cümlelere bakın." falan gibi sataşmalara da mevzu açılıyor. Bunun da önünü keselim. Vicdanlarınıza havale ediyorum, ramazandayız.
Meral Akşener dâhil, parti grubumuzun -39 kişiyiz şu anda- tek tek isimlerimizi yazarak önerge verelim, FETÖ'cü olup olmadığımızı araştırma önergesi ama. Yani yapalım; bakın, olabilir, istirham ediyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Bak, isterseniz bunu da yapabiliriz, Meclisin takdirine, vicdanına havale ederiz; deriz ki biz, kendimiz, parti olarak, grubumuzun ve parti genel başkanımızın ismiyle tek tek yazarak ne olup olmadığımızı -"konsey" diyorsunuz ya- konseyde olup olmadığımızı araştırma komisyonu kuralım; bizi de kurtarın, kendinizi de kurtarın.
Teşekkür ederim. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)