GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:78
Tarih:14.03.2012

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu, hekimlere şiddet hakkındaki önerisinin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Ben de fedakârca çalışan, başarıyla çalışmalarına devam eden hem ülkemizde hem yurt dışında bizi temsil eden fedakâr tıp çalışanlarının, tüm hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın Tıp Bayramı'nı kutluyorum.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde 121 bini hekim, 173 bini ebe hemşire olmak üzere toplam 358 bin sağlık çalışanı bulunmaktadır. Tabii benden önceki hatipleri dinleyince sanki aynı ülkede yaşamadığımızı fark ettim. Şimdi, 2002 yılı öncesi hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımız ne durumdaydı, ona bir bakmamız lazım.

Şimdi, 2002 yılından önce pratisyen hekimlerimiz yaklaşık, bugünün parasıyla 1.600-1.700 lira ücret almaktaydı, haftada bir gün sağlık ocağında poliklinik yapmaktaydı, geçimini sağlayamadığı için de haftanın diğer günleri başka işlerle meşgul olmaktaydı. Bu hekim arkadaşlarımızı hekim yerine bile koyan yoktu. Başta Sağlık Bakanımız o dönemde koymuyordu ki vatandaş bunları hekim yerine koysun. Dolayısıyla da kimse onlara hekim gözüyle bakmıyordu ve her bir sağlık ocağında sadece bir tane poliklinik odası vardı, diğer dört beş tane hekim olmasına rağmen onlara bir türlü muayene odası açılamıyordu. Diğer taraftan, uzman hekimlere baktığımızda, uzman hekimler bugünün parasıyla yaklaşık 1.800-1.900 lira ve alabilirlerse de üç ayda bir yaklaşık 200-300 TL de döner sermaye alıyorlardı.

Burada, tabii ki hekimlere şu söyleniyordu: Benim devlet olarak size verebileceğim para bu kadar, bunun haricinde siz ne yapabilirseniz yapın. Dolayısıyla da işini bilen veya muayenehaneciliği iyi uygulayan hekim arkadaşların refah seviyesi yüksekti, diğer hekimlerin, bunu yapamayan, bilgi ve donanımı iyi olduğu hâlde kendini iyi prezante edemeyen hekimlerin mali durumu kötüydü fakat kimse de bundan şikâyetçi değildi. Bundan esas şikâyetçi olan vatandaştı çünkü vatandaş o dönemde hekime ulaşamıyordu. Buna istatistiksel olarak baktığımızda da, halkın, bir vatandaşın yılda hekime gitme oranı o dönemde yüzde 2,8'di ve bunun da büyük bir kısmı, yüzde 60-70'i hastanelereydi, ikinci basamağaydı. Birinci basamağı sağlık tesisi yerine koyan da yoktu.

Tabii ki diğer taraftan, sağlık tesislerimiz ne durumdaydı diye baktığımız zaman: Nitelikli oda sayımız oldukça azdı, yoğun bakım yatak sayımız 6.800 civarlarındaydı ve alet edevat yönünden oldukça fakir bir ülkeydik. Diğer taraftan da her hekime bir tane muayene odası düşmüyordu. 5-6 hekimin olduğu bir branşta sadece bir veya iki tane poliklinik odası vardı, eğer hasta, hekimini denk getiremezse vay hâline. Anca bir hafta bekleyecek veya muayenehanesine gidecekti. Tabii ki biz o günleri beraber yaşadık, unutmadık. Kimimiz o günlerden menfaatlendik, kimimiz menfaatlenemedi fakat en büyük zulmü de vatandaş gördü. Bir devletin ilk önce kendi vatandaşına hizmet etmesi gerekir ve ikinci aşamada da tabii ki sağlık çalışanlarına hizmet etmesi gerekir.

Tabii ki sağlıkta 2002 yılından sonra büyük bir değişim ve dönüşüm başladı ve ilk önce bizim yaptığımız şudur: Hastaneleri birleştirdik ve saat beşte, saat altıda sıraya geçen vatandaşlara, SSK'lı vatandaşlara tüm hastanelerden hizmet alma imkânı getirdik. Daha önceden vatandaşlarımıza "Sen SSK'lısın, sadece SSK hastanesine gidebilirsin, diğer hastanelere gidemezsin, sadece SSK'da var olan ilaçları alabilirsin, diğer ilaçları alamazsın" diye bir kısıtlama vardı. O zaman niye sesiniz çıkmıyordu? Ben bunu anlamakta güçlük çekiyorum yani. Niye sesiniz çıkmıyordu? Çünkü?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bizim programımızı okursan anlarsın. Kendi grubuna konuş.

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Devlet hastanelerinin büyük bir kısmında tahliller yapılamıyordu?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Dünyadan bihaber konuşuyorsun.

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - ?ve tomografi yoktu, MR yoktu, hastaların büyük bir kısmı sevk oluyordu. Ama Allah'a şükürler olsun ki 2002 yılından sonra sağlıkta değişim ve dönüşüm başladı ve her şey değişti.

Ekonomik anlamda bakarsanız, şimdi, performansa dayalı sistem geldikten sonra hekimlerin hastaya bakışı değişti ve daha çok hasta bakar hâle geldi ve hastaya daha iyi davranır hâle geldi. Tabii ki biz ekonomik olarak da destekledik. O zaman 1.900 lira alan hekim şimdi en asgari 4.500 lira ile 10 bin liraya kadar ücret alabilmektedir ve dolayısıyla da?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bu para kimlerin cebine gidiyor?

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Bu para devletin parası, bizlerin parası.

Dolayısıyla hekimlerin refah seviyesi yükseldi.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bir anket yaptırın bakalım hekimlere! Her şeye yaptırıyorsunuz, hekimlere bir anket yaptırın!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Pratisyen hekimleri kimse hekim yerine koymazken aile hekimliğine geçildi ve dolayısıyla da bir aile hekimi 4 bin lira ila 8 bin lira arasında ücret alır hâle geldi ve onurlu bir yaşam sürme imkânı sağlandı.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Anket yaptırın, anket!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Tabii ki, biz aynı ülkede yaşamıyoruz galiba; sizin baktığınız pencere çok farklı, bizim ve halkın baktığı pencere oldukça farklı.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Anket yaptırın hekimlere, bir anket yaptırın!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Diğer taraftan, tabii ki 112 hizmetlerinde BAĞ-KUR'luysan bile "Önce mazot parasını yatır, sonra ambulans göndeririz." diyordunuz.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kim diyordu ya? Sizin grubunuzda yer alan? Bak, bakan oldular, Meclis Başkanı oldular, onlar sizde; onlar diyordu.

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Bizde şimdi 112 hizmetleri tamamen bedava hâle geldi ve dolayısıyla da 112'nin kentsel alanda ulaşımı 5-10 dakikaya, kırsal alanda 25-30 dakikaya ulaştı. Dolayısıyla, sağlıkta, yoğun bakım sayısı hızla artırıldı, her türlü ameliyatlar il hastanelerinde yapılır hâle geldi, hastaların sevki oldukça azaldı.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şu beynini özgürleştir, beynini!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Dolayısıyla, büyük bir değişim, dönüşüm olduğu için sizin bunları idrak etmeniz tabii ki biraz zaman alacaktır. İnşallah daha sonraki yıllarda bunu anlayacaksınız.

Dolayısıyla, "en büyük sosyal devlet" diyorsunuz, siz sözünü ediyorsunuz, biz gerçekleştiriyoruz. Sosyal devlet olma adına, on sekiz yaş altındaki çocuklarımızın hepsi sosyal güvenlik sistemi altına alınarak ve dolayısıyla da hiçbir endişe ve kaygı olmadan çocuklarımız tedavi olabilmektedir.

Diğer taraftan, tabii ki, acil hizmetleri tamamen ücretsiz hâle getirildi. Eskiden acile gelenler ilk önce parasını yatırıyordu veya rehin kalıyordu. Şimdi öyle bir şeyler duymuyorsunuz Allah'a şükür ve vatandaşımız bunları çok çok iyi görmektedir.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Parayı kim alıyordu, onu da söyle? Parayı biz alıyorduk değil mi!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Siz de tabii geliyorsunuz, bu hizmetlerden siz de oldukça faydalanıyorsunuz.

Dolayısıyla, tabii ki hastalara "hak arama" diye bir şey yoktu eskiden, "hasta hakkı" diye bir şey yoktu. 2003 yılında hasta hakları getirildi ve dolayısıyla? Sizin için vatandaş önemli değil mi? Biz niçin çalışıyoruz? Bu vatandaşa hizmet için çalışıyoruz. Hasta hakları getirildi ve dolayısıyla da hastalar ilk defa kendilerinin insan yerine konulmasının şerefine eriştiler ve mutluluğunu yaşadılar. Dolayısıyla da hasta hakları?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Uşak'taki yatak sayısını söyle.

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - ? oldukça iyi çalışır hâle geldi.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kaça düştü Uşak'ta yatak sayısı?

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - 2002 yılında 2,8 olan sağlığa ulaşım bugün 7,5'a ulaştığı için ve dolayısıyla da eskiye göre çok fazla bir yoğunluk olduğu için, tabii, bu hasta hakları uygulaması ilk defa başladığı için, başlangıçta birtakım hastalar bu hakların nasıl kullanılacağını bilemedikleri için, birtakım sağlık çalışanlarının aleyhi yönünde kullanmış olabilirler. Ama şimdi bilinç arttığı için artık sağlık çalışanlarına şiddet daha da azalmıştır. Hekimle vatandaş bütünleşmiştir, ayrı kalmamıştır.

Şunları biz çok iyi biliyoruz: Hasta büyükşehire geldiği zaman, üniversiteye geldiği zaman sadece hastaneye yatabilmesi için, hocanın yatak rezervini alabilmesi için muayenehaneye çok gittiğini biliyoruz, biz bunları çok biliyoruz yani bunları asla unutmadık. Yani, siz, kendi çoluğunuz çocuğunuz olsa, anneniz olsa, babanız olsa bunlara razı olur muydunuz?

Bizden önceki konuşan hatip üniversitede öğretim görevlisi herhâlde, o bundan faydalanacak ki onun için bir şikâyeti yok.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Niye bize söylüyorsun arkadaşım?

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Dolayısıyla, bu şiddet daha da azalacaktır. Sayın Sağlık Bakanımızın bu konudaki çalışmaları devam etmektedir. "Beyaz kod" uygulaması -inşallah- "şiddete sıfır tolerans" uygulaması nisan ayında devreye girecektir. Dolayısıyla, sağlık çalışanlarına şiddeti sıfırlamaya çalışacağız.

Dolayısıyla, ben, bu önergenin aleyhinde olduğumu bildiriyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Güneş.