GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:77
Tarih:14.05.2019

İYİ PARTİ GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Hepinizin bildiği gibi, 10 Mayıs 2019 günü, Türk milliyetçisi, gazeteci yazar Yavuz Selim Demirağ'a hiç kimsenin kabul edemeyeceği bir saldırıda bulunuldu. Saldırganlar, Demirağ'ın evinin önüne sahte plakalı bir araçla gelerek saldırıyı gerçekleştirdiler. Bugün Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in de dediği gibi, bu saldırı öldürme kastıyla yapılmıştır, korkutma vesaire değil, bizatihi öldürme kastıyla yapılmıştır. Ancak ne yazık ki saldırırken "Öldürün." diye bağıran bu saldırganlar, aynı gün içerisinde hâkim karşısına çıkarılmadan serbest bırakılmıştır.

Peki, sayın milletvekilleri, Yavuz Selim Demirağ kimdir, biliyor musunuz, ben size biraz ondan bahsedeyim. Yavuz Selim Demirağ 2012-2013 yıllarında Ergenekon, Balyoz kumpaslarını, İstanbul, İzmir Casusluk davalarını takip ederek Fetullahçı terör örgütüne karşı gazetecilik görevini ifa eden bir Türk milliyetçisidir. 2012 yılında "TSK'ye İndirilen Balyoz Digital Terör", 2016 yılında "İmamların Öcü", 2019 yılında ise "Fethullah'a Selam Kumpasa Devam" kitaplarının yazarıdır. 1982 yılından beri ömrünü FETÖ'yle mücadeleye adamış, 15 Temmuz sonrasında, Sayın Cumhurbaşkanının tabiriyle at izinin it izine karıştığı iddianameler sonucunda FETÖ'den gözaltına alınmış, daha sonra serbest bırakılmış bir yazardır. Yani takke alanların, FETÖ'den takke alanların cirit attığı bir dönemde Yavuz Selim Demirağ FETÖ'den gözaltına alındı. Gazetecilik mesleğinin uhdesinde barındırdığı cesaret ve kararlılıkla FETÖ'nün kumpaslarına karşı yılmadan mücadele eden ve mağdur edilen Yavuz Selim Demirağ, bir panelde kendisine yöneltilen soruya verdiği cevabın Cumhurbaşkanına hakaret olarak değerlendirilmesi üzerine açılmış davada da on bir ay hapis cezasına çarptırıldı. Demirağ, hakkında açılmış asılsız soruşturmalara, infazı kesinleşmiş hapis cezalarına rağmen susmamış, kendi ifadesiyle Hükûmetin damarına basmış ve çok tehdit almıştır.

Sayın milletvekilleri, Allah aşkına, size soruyorum: Sizin "Yeni Türkiye" dediğiniz bu muydu? Yani liderlere böyle linç girişiminde bulunulduğu, insanların öldürülmek için sopayla vurulduğu... Kemal Kılıçdaroğlu sırasını savdı. Meral Akşener'in evinin önüne geldiniz; bağırdınız, çağırdınız, gittiniz, saldırmaya çalıştınız. Şimdi sıra kimde? Meral Akşener ile Kemal Kılıçdaroğlu sırasını savdı. Sıra kimde?

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Bence sıra bizde.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Böyle seyretmeye devam edecek misiniz? Bunlar hoşunuza gidiyor mu? Böyle Türkiye düzelir mi zannediyorsunuz? Huzur böyle mi sağlanır zannediyorsunuz? Liderleri korkutarak milletin korkacağını mı zannediyorsunuz? Korkmadıklarını görüyorsunuz. Artık iş adamları konuşuyor, artık gazeteciler konuşuyor, artık sanatçılar konuşuyor; bu böyledir ama. Gücünüzün bittiği andan itibaren sizden korkanlar korkmamaya başlarlar, evet. Hatta sizin milletvekilleriniz bile sizden korkmuyor, 30-35 milletvekilinin bir başka partiye geçeceği söyleniyor. Sizin milletvekilleriniz bile basına konuşmaya başladı, giden kötü şeyleri doğru anlatmaya başladılar; artık onlar da korkmuyor.

Milletin korkmadığını fark edip milleti korkutmaktan vazgeçin diyorum, onu söylemeye çalışıyorum, bütün bunları onun için anlattım size.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Biz sevgiyle bir bağ istiyoruz, korkuyla değil.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Kendisi gibi düşünmeyen insanlara saldırmayı kendine hak gören, şehit cenazesi, mübarek gün ayırt etmeksizin ev basan, sahte plakayla yol kesen tahammülsüz insanlarla dolu bir Türkiye mi hayal etmiştiniz siz?

Arkadaşlar, hepinizin bildiği gibi, seçim meydanlarında sallanan parmakların, savrulan tehditlerin, hakaretlerin, toplumun yarısının terörist ilan edilmesinin sonuçlarıdır bunlar. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in evinin önünde yapılan sözlü tehditle başlayan, Ankara Çubuk'ta Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan linç girişimi ve en son Yavuz Selim Demirağ'a yapılan saldırıyla devam eden süreç iktidarın nefret söylemleri, öfke nöbetleri bitmediği sürece de devam edecektir.

Bugün yumrukla, taşla, sopayla başlayan bu kavga, toplum böyle kutuplaştırılmaya devam edilirse daha da büyüyecektir, geleceği nihai noktayı buradan telaffuz etmek istemiyorum. Çünkü ben o günleri iyi yaşamış bir arkadaşınızım, tekrar o günlere dönmesin Türkiye.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Türkkan.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Dilinize hâkim olun, söylemlerinize hâkim olun; Türkiye'yi geriyorsunuz. Bu gerginlikten şu anda ne kadar zarar görmediğinizi zannetseniz de en çok zararı siz göreceksiniz. Bunu da zaman gösterecek.

Bu üç elim olayın da failleri kamuoyunun vicdanını yaralayacak şekilde serbest bırakılmıştır. Hükûmet muhalif görüşlerin şiddetle susturulmasına göz yummakta, Türkiye'yi tehlikeli bir şiddet sarmalının içine sürüklemektedir. Anayasa'nın güvence altına aldığı hak ve hürriyetleri koruma iradesini ortaya koyamazsanız ve muhalefete yapılan şiddeti meşrulaştırırsanız bunun sonuçlarını hep birlikte öderiz. Siz iktidarsınız, bütün bakanlıklar sizin elinizde, bütün kurumlar sizin elinizde, eğer ki giderek tırmanan şiddetin önüne geçmez; aksine, şiddeti körüklemeye devam ederseniz bunun hesabını tarih ve millet karşısında veremezsiniz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)