GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Anneler Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:75
Tarih:08.05.2019

NEVİN TAŞLIÇAY (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; pazar günü kutlayacağımız Anneler Günü münasebetiyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım.

Türkiye'de anne olmanın ciddi sorumlulukları ve ne yazık ki ciddi sorunları vardır. Anne ölüm oranında çok önemli ölçüde başarı sağlanmış olsa da ilk annelik yaşı ilerlemekte, sezaryenle doğum oranı artmakta ve il bazında tam doğurganlık hızı 1,31'lere kadar düşmektedir. Kadın hastalıklarındaki çeşitlilik artış göstermekte ve anne olma oranında düşüş yaşanmaktadır. Çalışan annelerin sorunları her geçen gün daha da artmaktadır.

Sadece bir asır önce temel görevi kendisine yüklenen ev içi sorumluluklarını yerine getiren kadın, Türkiye'de sanayi atılımıyla sosyal dönüşümün başat aktörü olarak ekonomik hayatta önemli görevler üstlenmiştir. Oysaki kadının evdeki sorumluluğu azalmamış, aksine, yükü daha da artış göstermiştir. Çocukların bakımı ve evin sorumluluğu kadının üstündeyken bir de buna kadının evin ekonomisine katkı sağlamak için uzun saatler çalışması eklenmiştir. Sosyal dönüşüm çok sert olmuş ve en çok kadınımızı hırpalamıştır. Bunun üzerine kurulan cümle sayısı ise üzülerek belirtmek isterim ki çok azdır. Kadının hem anne olması hem de ekonomideki payının artmasının çeşitli sorunları yanında getirdiği kabul edilmiş ancak bu sorunların üzerine yeterince gidilmemiştir. Bize düşen ise tam da bu soruna parmak basmak ve akılcı çözümler üretmektir. Türkiye ekonomisinin hedeflerine ulaşması için kadın iş gücünün ekonomiye katılımının en az 2 katına çıkması bir zorunluluk olarak önümüzdedir ancak medeniyetimizin temel taşı olan ailenin bu ekonomik atılıma kurban edilme tehlikesi de varlığını sürdürmektedir. Bir yandan ailenin temel direği olan kadın ekonomik hayatta yer alsın derken diğer yandan kadının anne olma hakkının elinden alınması problemi önemli bir sosyal gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadının iş gücüne katılımının artmasını savunurken pratikte, çeşitli mesleklerde görüldüğü gibi, onları olağan mesai sürelerinin çok üzerinde çalışmaya mahkûm edersek kadınları modern köleliğe bizzat sevk etmiş oluruz. Anlaşılacağı üzere, bu da bizleri çok daha büyük sorunların bekleyeceğinin habercisidir.

Özel sektörde devam eden eşit işe eşit ücret alınmasının en önemli sebeplerinden biri hâlâ, gebelik, anne olmak veya evlilik olarak gösteriliyorsa burada kangren olmuş bir yaranın varlığı söz konusudur. Annelik ya da hamilelik iş hayatında elverişsiz durum ya da engel olarak görülüyorsa bu aşamada sadece yasalarla ön almak mümkün değildir. Nitekim, bu konuda Meclisimiz elzem yasaları çıkarmış olsa da kimi zaman özel sektörde bir yöneticinin kimi zamansa kamuda üst düzey bir bürokratın kadınlarımızın önüne kolayca set çektiğini de açıkça görebilmekteyiz.

Türkiye'de çalışan anne olmak birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Doğum sonrası işe dönüş süreci bebeğin bakım sorumluluklarını üstlenecek bir kişinin aranması sürecini ortaya çıkarmaktadır. Seçeneklerse, genel itibarıyla, varsa aile büyükleriniz, bir bakıcı veya kreş olmaktadır. Arayış sürecini anne ve babanın birlikte ilerlettiği durumlarda dahi psikolojik açıdan en çok baskıya ve yıpranmaya maruz kalan taraf yine anne yani kadın olmaktadır. Bakıcının pedagoji eğitimi, yan yeterlilik gibi niteliklere sahip olması gerekliliği parasal kaygılar sebebiyle göz ardı edilebiliyor. Niteliğinin yanı sıra, bakıcının güvenirliliği sorunsalı da psikolojik yıpranmanın ayrı bir cephesini oluşturuyor. Kreş konusunda da aynı arayış ve problemlerin var olmasına ek olarak, kreşlerin gündeme geldiği haberler ve kreş ücretlerinin yüksekliği yaşanan huzursuzluğun boyutunu bir üst seviyeye taşımaktadır. Çocukların okula başlamasıysa yeni sorunların aile hayatına dâhil olması anlamına geliyor. Okul bulmak, tercih edilen bir sınıf öğretmenine çocuğunuzu emanet etmek en büyük hedef oluyor bu dönemde ancak problemler bunlarla da sınırlı kalmıyor. İlkokullarda hijyen sorunu kabul edilemeyecek seviyede varlığını sürdürüyor; suçiçeği, kızamık gibi hastalıklar yeniden gündemdeler; okul tuvaletlerinin kirliliği çocuklar için kâbus hâline dönüşmüş durumda, akran zorbalığı sıradanlaşmış ama adı konulmayan, işaret edilmeyen, üzerine gerektiği kadar gidilmeyen bir kavram olarak güncelliğini koruyor; siber zorbalık evimizin içinde ve tüm bunlar annelerin sorumlulukları ve maalesef sorunlarıdır. Biz bu sorunları aşmadan huzurlu bir aile ortamı sağlayamayız, dolayısıyla huzurlu bir gelecek tesis edemeyiz. Çocuğun yaşı ilerledikçe sorunlarınız da nispeten azalmakla birlikte devam ediyor. Değişen sınav sistemleri, dünkü adıyla dershaneler, bugünkü adıyla etüt merkezleri ve özel ders dünyası aynı sorunlar olarak önümüzde duruyor.

Dile getirdiğimiz tüm bu zorlukları engelli annelerimiz ve çocuğu engelli annelerimiz çok daha üst seviyelerde yaşamaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NEVİN TAŞLIÇAY (Devamla) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın lütfen, buyurun.

NEVİN TAŞLIÇAY (Devamla) - Sayın milletvekilleri, biz Türkiye'deki tüm sorunlarımızı çözmek için kadını merkeze almamızın doğru bir başlangıç olacağını düşünüyoruz. Kadın güçlenirse Türkiye büyür. Kadının üstlendiği sorumlulukları azaltırsak, işlerini kolaylaştırırsak Türkiye'de pek çok sorunu geride bırakmış oluruz.

Kadının anne olma hakkını koruyup ekonomiye katkısını idealize edebilirsek Türkiye için büyük bir atılımın ilk hamlesini gerçekleştirmiş oluruz. Yapısal reformları uzakta aramayalım; kadınlarımızı, annelerimizi odağa almamız, onların hayatın her alanında aktif hâle kavuşmasına, aktif bir yapıya kavuşmasına vesile olmamız hem yaşanan sorunların çözümü noktasında hem de farklı birçok alanda ülkemize katkı sağlayacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hıdırellez'imizi geride bıraktık. Türk dünyası tarafından sevinçle karşılanan ve dilekler tutularak geçirilen bu Hıdırellez'de ben de dileğimi buradan ifade etmek istiyorum: Kadınlarımızın gelecek, geçim ve zarar görme kaygısı gütmeden anne olabileceği bir Türkiye diliyor, başta şehit anneleri olmak üzere tüm annelerimizin Anneler Günü'nü kutluyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP, AK PARTİ ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.