| Konu: | Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 21.02.2019 |
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 43 sıra sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 8'inci maddesinde vermiş olduğumuz önerge üzerine söz aldım. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Yapılan düzenlemeyle işverenlerin iş gücü maliyetlerinin azaltılması, istihdamın artırılması ve 2018 yılı içinde en düşük sigortalı sayısına göre burada 1/2/2019 ila 30/4/2019 tarihleri arasında üç aylık süre içinde alınacak işçilerle ilgili ödenecek paranın durumunu burada değerlendirmeye ve bu maddeyle ilgili düşüncelerimizi aktarmaya çalışıyoruz. Şimdi, böyle bir düzenleme görünürde işverenin çok lehine oluyormuş gibi gözükse de aslında işverenin derdi, sadece işçiye ödediği ücretler, primler değil arkadaşlar. İşverenler, sanayiciler bugün elektrik parasının altında, doğal gaz fiyatlarının altında eziliyor. 2018 yılının son aylarına doğru 3 kere zam yaptınız.
Bugün elektrikte ve doğal gazda yapılan zammın miktarı yüzde 70'leri buldu arkadaşlar. Siz gidip de İşsizlik Fonu'ndan buraya aktarma yapacağınıza devlet fedakârlık ederek, vergi almayarak, vergisiz bir işçi-işveren ilişkisini kurarak, aynı zamanda da doğal gaz fiyatında ve elektrik fiyatında indirim yaparak işverenin yükünü azaltmak, onun işçi çıkarmamasına olanak sağlayacak bir yapıyı oluşturmak zorundasınız. Eğer siz bunu oluşturamıyorsanız geçici üç aylık, sadece seçim dönemi için yaptığınız bu düzenleme, aslında aspirin tedavisi gösterecek bir tedavidir. Ki yapmış olduğunuz bu düzenlemeyle sanayicinin kesinlikle yaşama imkânı yoktur. Bundan sonra birçok sanayici, birçok işletme gerçekten birer birer kapanacak, konkordato da ilan edecek, kimileri de iflasla işlerine son verecektir. Bu noktaya getirmeden aslında gerçekçi, gerçekten çözüm üretebilen ve işverene hem hayatında çalışabilecek, kazandırabilecek hem de büyüyebilecek şartları ortaya getiren düzenlemeler getirin lütfen arkadaşlar. Böyle geçici düzenlemelerle gerçek anlamda işverenin derdine çare bulmanız mümkün değil.
Şu anda ilim Denizli'de aslında sanayici gerçekten sessiz çığlık içinde, sesini çıkaramıyor, bir şey söyleyemiyor. Ne yapıyor? Kendi çapında küçülmeye gidiyor, işçi çıkarmaya başlıyor ve dolayısıyla yaşamak için, işini döndürmek için büyük gayret sarf ediyor, diyor ki: "Ya, ne olur, şu elektrik parasında devlet indirim yapsın, ne olur şu doğal gazda indirim yapsın. İşçinin üzerindeki vergileri almasın." Devlet kendisi sanayicilik yapmıyor, dolayısıyla fedakârlık yapacaksa sanayicilik yapan insanlara destek vermek zorunda değerli arkadaşlarım. Eğer siz bu işletmelerin kapanmasına sebebiyet verirseniz, yarın zorla kurulmuş olan, gerçekten büyük imkânsızlıklar içinde kurulmuş olan Anadolu kaplanları olarak görülen bu sanayilerin birer birer kapandığını, yok olduğunu göreceksiniz.
Dolayısıyla bu işletmeler kolay kurulmuyor, bir sanayici gerçekten kolay yetişmiyor. İnsanların şevkini kırmadan, gerçekten heyecanını kırmadan, onların yatırım heyecanını öne çıkaracak, yeni yeni yatırımlar yapabilecekleri, istihdam alanları yaratabilecekleri çalışmalar yapmak zorundayız, düzenlemeler yapmak zorundayız, onları teşvik etmek zorundayız. Eğer bunları yapar isek Türkiye'nin sanayileşmesi mümkün olabilir ve dolayısıyla üretim artar, üretim arttıkça da ihracat artar. Siz ihracatı artırmadıkça, siz üretimi artırmadıkça dolayısıyla dış ticaret açığınızı sürekli borçlanarak kapatmaya çalıştığınız sürece Türkiye'yi ne borçtan kurtarabilirsiniz ne de vatandaşı borçtan kurtarabilirsiniz değerli arkadaşlarım. Onun için, işverenin dertlerine gerçek anlamda çare bulacağınız çözümler getirin şu Meclise, onun üzerine konuşalım. Böyle basit... İşsizlik Fonu başka amaçla ortaya konulmuş, sadece işsiz insanların emeklerine karşı işsiz kaldıklarında verilecek bir fonu siz burada kullanmak istiyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir dakika ilave ediyorum.
KAZIM ARSLAN (Devamla) - Gerçekten hem işçiye yazık ediyorsunuz hem de işçi ile işvereni karşı karşıya getiriyorsunuz.
Şimdi, burada, İşsizlik Fonu kadar, devletin elinde imkân yok mu? Bir zamanlar ne yaptınız? Devlet bankalarını kendi yandaşlarınıza peşkeş çektiniz, kredi verdirdiniz, arkasından da İşsizlik Fonu'ndan 11 milyar Türk liralık aktarma yaptınız. Yazıktır arkadaşlar, gerçekten yazıktır; ya bir düşünün, elinizi bir vicdanınıza koyun, yapmayın böyle yanlışları. Yani orada işsizlerin gerçek anlamda sürelerinin daha fazla uzatılması, daha çok ücret alması, işsiz kalan insanların aç kalmaması, açıkta kalmaması için çözüm olan İşsizlik Fonu'nu böyle şeylerle, aradaki çözümlerle lütfen yazık etmeyin, gerçek anlamda çözümler getirin, onları görüşelim, onları düşünelim. İşsizlik Fonu'ndan ücret alanların ücretlerini daha da fazlalaştıralım ve işsiz olan insanların da dertlerine çare bulalım diyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)