| Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 19.02.2019 |
İSHAK GAZEL (Kütahya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, bugün Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşmek için bir araya gelmiş bulunmaktayız.
Teklifle, farklı kanunlarda düzenleme altına alınan Ceza Muhakemesi Kanunu'nun istinafa ilişkin hükümleri revize edilmekte, Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun hâkim ve savcı adaylığı yazılı sınav ile eğitim ve staj sürecine ilişkin hükümlerinde değişiklik yapılmakta, İcra ve İflas Kanunu'nun istinaf ve temyizde parasal sınıra ilişkin hükümlerinde düzenlemeler yapılmaktadır. Teklif 13 maddeden oluşmaktadır.
Değerli milletvekilleri, teklifin esasını ceza istinaf kanun yoluna ilişkin düzenlemeler oluşturmaktadır. Bu kapsamda kısaca istinaf kanun yoluna ilişkin biraz bilgi vermek istiyorum.
Son on beş yılda yargıda etkinliğin ve verimliliğin artırılması, yargılamaların makul sürelerde sonuçlandırılması ve adaletin eksiksiz gerçekleştirilmesinin temin edilmesi amacıyla mevzuat düzenlemeleri ve idari ve fiziki yapılarda çeşitli düzenlemeler ve güçlendirmeler yapılarak bir rekora imza atılmıştır. Bu reform sürecinin önemli bir parçası da 20 Temmuz 2016 tarihinde bölge adliye ve bölge idare mahkemelerinin faaliyete geçmesidir. Mahkemelerce verilen isabetli kararlar ve makul süren yargılama, vatandaşların hukuki tatmini yanında bir ülkedeki adil yargılanma hakkı ve hukuki güvence varlığının da aynı zamanda en önemli göstergelerindendir. Bu hususların gerçekleştirilmesinde istinaf mahkemeleri çok önemli bir işlev üstlenmişlerdir. İstinaf kanun yolu, yargı sistemimizde var olan hukuki başvuru yollarını kuvvetlendirerek adil yargılanma hakkını da daha koruyucu bir hâle getirmektedir.
Kuşkusuz, şu anda mevcut yargı sistemimizin en önemli sorunlarından birisi de yüksek mahkemeler ile ilk derece mahkemelerindeki iş yükünün fazlalığıdır. Bu sorun, yargılama süresinin uzamasına yol açmakta ve adil yargılanma hakkının ihlaliyle sonuçlanmaktadır. Ayrıca, uzun yargılama süreleri, yargıya güveni de azaltmaktadır. İstinafın hayata geçirilmesi, yargı teşkilatında bugüne değin gerçekleştirilen en kapsamlı yapısal değişikliklerden birisidir. Zira, yargının iş yükünün yönetilmesi ve kaliteli bir adalet hizmeti sunulması, en önemli önceliktir.
İstinaf mahkemeleri şöyle bir fonksiyon da ifa etmektedir: Temyiz mahkemesi olarak aynı Yargıtay ve Danıştay gibi bir pozisyon üstlenirken, bir hukuki denetim yaparken aynı zamanda maddi anlamda bir vaka denetimi de yapmaktadır. Bu sebeple, istinaf, bazen doktrinde birinci derece mahkeme olarak nitelendirilebilmektedir de. İstinaf mahkemesi, yerel mahkeme kararını kaldırmak suretiyle kendisi ilk derece mahkemesi gibi yeniden yargılama yaparak işin esası hakkında karar verebilmektedir. Bu nedenle, istinaf kanun yolu, vatandaşımızın temel hak ve hürriyetlerinin korunması bakımından daha büyük bir koruma sağlayacaktır.
İstinaf yargılamasında birinci sınıf hâkimlerden oluşan istinaf mahkemelerinde yargılama yeniden yapıldığı için yargılama süresinde oluşan hatalar da en aza indirilmekte ve adaletin tam olarak tesisi sağlanmaya çalışılmaktadır. Dosyalar, ilk derece mahkemesinin sahip olduğu tüm yetkilerle makul sürede yeniden gözden geçirilmekte, gerekli görülen hâllerde delil toplanmakta, keşfe gidilmekte, bilirkişi incelemesi yapılmakta ve tanık dinletilmektedir. İstinaf mahkemeleri maddi ve hukuki gerçeklere ulaşmak ve adli hataları gidermek bakımından yargı sistemimize yeni ve etkili bir yargısal mekanizma olarak önemli bir katkı da sağlamaktadır. Uzmanlaşmayı ve daha iyi bir denetimi sağlamaktadır.
İstinaf kanun yolunun faaliyete geçmesi Yargıtaya giden dosya sayısını da önemli ölçüde azaltmıştır. Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20 Temmuz 2016'dan 31 Aralık 2018 tarihine kadar ceza davalarında verilen kararların yüzde 8'i, hukuk davalarında ise verilen kararların yüzde 14'ü temyiz edilmiştir.
Yıllardır hazırlığı yapılan bu köklü değişikliğin Türk hukuk sistemine hem yargılama süresinin azaltılması hem de yargılamamızı daha da kaliteli hâle getirmesi noktasında katkı sağladığına inancımız tamdır.
Değerli milletvekilleri, istinafla yaptığımız değişiklikleri de genel hatlarıyla şu şekilde ifade edebiliriz: Yargıtayda sonuçlanan dosyaların gönderileceği mercilere ilişkin yeni bir düzenleme söz konusu bu teklifte. Mevcut uygulamada, Yargıtay incelemesinden geçen dosyaların tamamı ilgili bölge idare mahkemesine gönderilmekteydi. Onama ve düzeltme, düzelterek onama niteliğindeki kararlar bölge idare mahkemesi tarafından yedi gün içerisinde ilgili ilk derece mahkemesine aktarılmaktaydı. Bozma kararları ise temyiz öncesi kararı veren bölge adliye mahkemesi tarafından yeniden incelenmekte ve bozmaya karşı yeniden değerlendirilmekteydi.
Teklifle, Yargıtay tarafından verilen onama veya düzelterek onama kararının bölge adliye mahkemesine uğramaksızın doğrudan ilk derece mahkemesine gönderilmesi öngörülmektedir. Böylelikle bölge adliye mahkemesinde herhangi bir işlem yapılması gerekmeyen ve ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararı kesinleştiren bu kararlar bakımından bir an önce infaz aşamasına geçilmesi, diğer taraftan, bölge adliye mahkemesindeki kalem işleri azaltılmak suretiyle, zaman ve emek kaybının da önüne geçilmesi sağlanmaktadır.
Teklifle, bölge adliye mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararlar Yargıtay tarafından bozulduğunda dosyanın bölge adliye mahkemesi yerine ilk derece mahkemesine gönderilmesi sağlanmaktadır. Bölge adliye mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddi dışında verdiği kararlarla ilgili olarak da Yargıtayca verilecek bozma kararları bölge adliye mahkemesine gönderilmeye devam edilecektir. Böylelikle, ilk derece mahkemesi kararında herhangi bir değişiklik yapmayan bölge adliye mahkemesi kanun yolu incelemesi sonunda sistem dışı bırakılarak delilleri toplayan ve kararı veren ilk derece mahkemesinin Yargıtay bozma kararı üzerine doğrudan işlem yapması sağlanmakta ve yargılama süreci bu anlamda hızlandırılmaktadır.
Ayrıca teklifte istinaf kanun yoluyla ilgili yapılan değişikliklerle bağlantılı olarak bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın Yargıtay tarafından bozulması ve ilk derece mahkemesince bozmaya uyulması hâlinde verilen yeni karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmaksızın doğrudan temyiz kanuni yoluna başvurulabilmesine imkân sağlanmaktadır. Böylelikle yargılama süresinin de hızlandırılması öngörülmektedir.
Değerli milletvekilleri, istinaf dairelerinin daha seri bir şekilde çalışabilmesi ve eldeki kaynakların daha verimli kullanılması adına istinaf mahkemelerinin dairelerinde birden fazla heyet oluşturabileceği de ve oluşturulan bu heyetlerin başına Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından başkan belirleneceği de bu teklifle hüküm altına alınmaktadır.
Ayrıca, hâkim ve savcı adaylığı mülakatına katılabilmek için yazılı sınavdan en az 70 puan şartı getirilmektedir. 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan hain darbe girişiminin ardından ortaya çıkan acil hâkim ve savcı ihtiyacı nazara alınarak 2/1/2017 tarihli ve 680 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 6'ncı maddesiyle "en az 70 puan almak kaydıyla" ibaresi yürürlükten kaldırılmıştı. Böylece bundan sonraki hâkim alımlarında bu puan kalkmıştı ama şunu özellikle belirtmek gerekiyor: Bu değişiklikten önce 2013, 2014, 2015 ve 2016 yıllarında yapılan bazı sınavlarda mülakata çağırılabilecek kişi sayısının altında aday yazılı yarışma sınavında başarılı olmuştu. 2017 yılında yapılan bu değişiklikte bu söz konusu fiilî durum da dikkate alınmıştır. Şimdi, bu kapsamda 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun 9/A maddesinde değişiklik yapılarak adli ve idari yargı hâkim adaylığı mülakatına katılabilmek için yazılı yarışma sınavından en az 70 puan alma şartı tekrar getiriliyor. Başarılı olanların sayısının, ilan edilen kadronun 2 katı fazlasının altında kalması hâlinde, sadece başarılı olanlar, bir başka ifadeyle 70 ve üzeri puan alanlar mülakata çağırılacaklardır.
Yine, bu teklifle, hâkimlik ve savcılık adaylık süresinin iki yıl, avukatlık mesleğinden geçenler için bir yıl olduğu, bu sürenin eğitim ve staj dönemlerini kapsadığı hüküm altına alınmakta, adayların eğitimlerinin sonunda yazılı ve sözlü sınava tabi tutulacakları, yazılı sınavdan en az 70 puan alanların sözlü sınava girmeye hak kazanacakları düzenlenmektedir. Önceden olduğu gibi, yazılı sınav puanının yüzde 60'ı ile sözlü sınav puanının yüzde 40'ının toplamının en az 70 olması da öngörülmektedir.
Ayrıca, yine önceki düzenleme doğrultusunda, sınavlarda başarılı olamayanların durumuyla ilgili de düzenleme yapılmakta, bu durumda olanların talepleri hâlinde Bakanlıkça...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Gazel, buyurun.
İSHAK GAZEL (Devamla) - ...merkez veya taşra teşkilatında genel idare hizmetleri sınıfında kadroya atanabilecekleri, aksi hâlde bunların adaylığına Bakanlıkça son verileceği hüküm altına alınıyor.
Değerli milletvekilleri, bir de icra hukuk mahkemelerinde verilen kararlarla ilgili temyiz sınırı 40 bin liradan 58.800 liraya çıkarılıyor. Bu miktar, asliye hukuk ve iş mahkemelerindeki temyize ilişkin parasal sınırla eşit hâle getiriliyor ve 58.800 liralık parasal sınırın her yıl yeniden değerleme oranında artırılması öngörülüyor. Tabii, bu da hukuk mahkemelerinde yapılan yargılamada bir uygulama birliğinin sağlanması yönünde bir adım oluyor.
Teklifimizin hukuk sistemimiz ve yargı camiamıza hayırlı olmasını diliyor ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)