| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 19.02.2019 |
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlarım.
Öncelikle, Türkiye'de kadın-erkek eşitliği mücadelesini hayatın her alanında geçirmeye çalışan tüm kadınları kutlayarak ve selamlayarak konuşmama başlamak istiyorum.
Maalesef, kadınların siyasette ve kamuda olmamasının nedeni, bana göre, öncelikli olarak mevzuat değil, öncelikli olarak erkek zihniyetidir. Bu zihniyet, kadınların hayatın her alanında ve siyasette olmasının önüne geçmektedir. Bu eleştiriyi aynı zamanda kendi partime de yapıyorum. Kadın-erkek eşitliğini veya cinsiyet eşitliğini Anayasa'yla sağlayamazsanız, yasalarla sağlayamazsanız veya tüzükle sağlayamazsanız ancak zihniyetle, bir zihniyet dönüşümüyle sağlayabilirsiniz. Maalesef, Türkiye'de henüz, erkeklerde, erkek egemen zihniyette o zihniyet dönüşümü olmamıştır. Nitekim bugün aslında kadınların yani yerel yönetimlerde olması gereken kadınların, yerel yönetimlerdeki listelere baktığımızda neredeyse kadının adının hiç olmadığını görüyoruz. Zihniyet şudur: Kadının adı yok ama oyu var. Bu yaklaşımın değişmesi lazım ve eşitlikçi bir anlayışın hayatın her alanına ve siyasete hâkim olması lazım. Ama Adalet ve Kalkınma Partisinin yaklaşımları ve egemen erkek zihniyet bunun önüne geçiyor. Geçenlerde Anayasa Mahkemesine bir üye atandı, ismini ilk duyduğumda sevindim ve "Aman ne güzel, bir kadın atanmış." dedim ama maalesef yani Yıldız hanım değil de Yıldız Bey atanmış. Yani o, bir fırsattı ama o fırsat bile değerlendirilemedi.
Bu vesileyle iki gün önce Yüksel Caddesi'nde gerçekleşen cinsel saldırıyla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. İlk gün bu kadına ulaştım, kendisiyle konuştum ve biraz önce de Kocaeli Milletvekili Gergerlioğlu'yla beraber, kadının kendisiyle beraber Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk. Yani bu, çok açık bir cinsel saldırıdır. Ankara Emniyet Müdürlüğünün açıklaması da burada, birkaç kere okudum, açıklamanın kendisi sorunlu ve maalesef ama maalesef söylenenin aksine, hiç gereği yokken ve yeri yokken babasının ve ailesinin sıfatlarından ve işlediği suçlardan bahsediliyor. Bu, açıkça bu cinsel saldırıyı meşrulaştırma ve saldırıyı yapanı koruma biçimidir. Bu, yeni bir koruma yöntemi değil, öteden beri yani sonuçta, cinsel saldırı, işkence suçlarına bir vesileyle karışan görevliler idarenin korumasından faydalanmaktadırlar. Ben bu açıklamadan "Bir idari soruşturma da başlatılmıştır, her şeye rağmen." ibaresini beklerdim. Ama maalesef olmadı. Dolayısıyla saldırganı koruyan bu açıklama reddedilmelidir ve Ankara Emniyet Müdürlüğü de bu vesileyle toplumun tümünden özür dilemelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Tanrıkulu.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bir konuya daha değinmem gerekiyor Sayın Başkan, bu vesileyle Meclis kürsüsünden ifade etmeliyim: 13 Şubat tarihinde Ankara'nın Altındağ semtinde Özgür Kaya ve Yasin Ugan isimli, 41 ve 43 yaşlarında, arandıkları ifade edilen 2 yurttaşımız, Çamlık Mahallesi'ndeki kaldıkları evlerden silahlı bir ekip tarafından alınmışlardır başlarına poşet geçirilerek ve bu ekip kendilerini polis olarak tanıtmıştır. Eşinin, yakınlarının ve avukatlarının tüm başvurularına rağmen bu saate kadar nerede oldukları konusunda Ankara Emniyet Müdürlüğünden, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından bir bilgi alınamamıştır. Zorla kaybedilme vakası insanlığa karşı suçtur ve bu zorla kaybedilme vakası son iki buçuk yıldır Ankara'nın merkezinde birçok kez tekrarlanmıştır. Buradan İçişleri Bakanına ve Ankara Emniyet Müdürüne çağrıda bulunuyorum. Bu iki yurttaşımızın akıbeti konusunda kamuoyunu bilgilendirsinler.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)