GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:47
Tarih:17.01.2019

İYİ PARTİ GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Evet, kanun teklifi hakkında konuşmak üzere geldim ama kanun yapma tekniğiyle ilgili konuşmak istiyorum.

Meclis, kanun yaparken milletin menfaatlerine uygun, millete hizmete yönelik birtakım kanunları çıkarır. Meclisin 1920'den bu yana süregelen kanun yapma tekniklerine baktığımızda, bu dönem çok farklı bir dönem hâline geldi. Kanun yapmıyoruz, başka bir şey yapıyoruz. Birileri yukarıdan bir kelam ediyor, ısmarlıyor; o ısmarlananları da biz burada kanuna çeviriyoruz. Yani hükümdarın emrini kanuna çevirme vazifesi hâline geldi Meclisin kanun yapma tekniği. Hükümdarın da emri bazen konuların bir arada olduğu bir emir silsilesinden ziyade, bir gün madencilik, ertesi gün sinemacılık, ertesi gün Gelir Vergisi Kanunu derken bu bir torbaya dönüyor, torba çuvala ve Meclis de çorbaya dönüyor, bu da Meclisin hükmi şahsiyetini ciddi anlamda zedeliyor. Bunun ne kadar farkındasınız bilmiyorum.

İçeride grup başkan vekilleriyle de konuştuğumuzda şu ifadeyi kullandım: Burada çalışan herkes, milletvekilleri, çalışanlar, bize hizmet edenler insanlık dışı bir yaşantıya zorlanıyor, farkında mısınız? Yani bir gece olabilir, tabii ki sabaha kadar da çalışabiliriz, tabii ki daha geç vakte kadar da çalışabiliriz ama bunu artık alışkanlık hâline getirip "Bu kanunun geçmesi lazım..." Eyvallah, çok ihtiyaç olabilir ama her kanun öyle mi olur ya? Bugün iki kanun bir arada geçiyor. Bir torba kanun, bir de ayrıca şimdi Sinema Kanunu. İki kanunu bir güne sığdırabilmek için birilerinin çok ciddi acelesi olması gerekiyor. Bu acelesi olan kim, bilmiyorum. Sinemayla ilgili mesele Komisyonda da tartışıldı, ihtiyaç hasıl olan meseleler var ama "Yukarıdan emir geldi, bunun hemen geçirilmesi lazım, zira biz 5 Şubata kadar kapatacağız."

Ya arkadaşlar, burada bulunan herkes ciddi çaba sarf edip milletvekili oldu, ciddi, seçilip geldiler ama hiçbirisi emir eri değiller ya. Yani iktidarın emir eri hâline getirdiniz Meclisi. Kanunlar yapılırken herhangi bir istişare, ondan vazgeçtik, bilgi verme, ondan da vazgeçtik... Düşünebiliyor musunuz? Kanun bugün geldi, milletvekillerine bugün biz haber verdik: "Kanunun maddeleri üzerinde hazırlanın." Sanki hepsi de sinema yapımcısı, sanki hepsi daha önce sinema geçmişi olan, sinema sektörünü bilen, film sektörünü bilen, daha önce dizi film yaptıran, izlenmeyen dizi filmlere para ödeyen insanlar! Onların hiçbiri öyle insanlar değil. Sizin bu konuda tecrübeleriniz olabilir.

Dizi filmle ilgili bir şey söylemek istiyorum: Türkiye'de on altı yıldır konuşulan bir şey var: TRT. TRT öyle yapımlar ısmarlıyor ki yaptırılan yapımların yüzde 80'i şu anda gösterimde değil, TRT'nin arşivinde duruyor. Para ödeniyor ama gösterimde yok. Sadece birileri para kazansın diye diziler ısmarlanıyor ve bu diziler ciddi anlamda TRT'nin arşivinde duruyor.

Bununla ilgili önümüzdeki günlerde bir araştırma önergemiz var. TRT ciddi anlamda bu konuda iflas etmiş durumda. Yapım şirketleri hep aynı şirketler. Ismarlanan dizilerin önemli bir kısmı toplumun sorunlarını veya toplumun beklentilerini karşılayacak değil, sadece birilerine para kazandırmak amacıyla... O, hani, faturalarda var ya, elektrik faturalarında milletin isyan ettiği TRT payları, o paraları alıp birilerine transfer etmek için dizi film siparişi veriyor TRT. Ben bunları söyledim diye TRT, benimle ilgili, tazminat davası açmış. Kurumlar, tazminat davası açamaz ama TRT öyle bir kurum hâline geldi ki -o da bir aile kurumu hâline geldi maalesef- rahatlıkla gidip dava açabiliyor. Kurumların tazminat davası açma hakkı yok.

Ezcümle, bu kanunun burada görüşüleceği gece herkese şunu söylemek istiyorum: Bu kanun ihtiyaçtan hasıl olmuştur, doğrudur; bu kanun bazı sıkıntıları giderecektir, doğrudur ama bu kanun çıkarılacak diye bu kadar insanı sabahlara kadar bekletmenin bir âlemi olmadığını düşünüyorum. Bu kanunun maddeleriyle ilgili konuşmaya kalktığımızda, bu kanunun bölümleriyle ilgili konuşmaya kalktığımızda, bu kanunun bugün bitiş saati saat dokuz. Eve gittiğimizde bize sorsalar "Ne yaptınız bugün?" diye; "Sinema kanunu yaptık." Film çevirmiş gibi... Sabah dokuz ya, ne oluyoruz arkadaşlar yani ne oluyoruz? Bunun gereği var mı? Bu kadar insanı burada bekletmenin anlamı var mı? Bunu doğru organize edemediğinizi düşünüyorum. Kanun yapma tekniklerinizi biraz değiştirmenizi tavsiye ediyorum. Bu torba çorba kanun işini değiştirmenizi tavsiye ediyorum.

Hepinize hayırlı akşamlar diliyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Türkkan.