| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 47 |
| Tarih: | 17.01.2019 |
AK PARTİ GRUBU ADINA ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisi Grubunun, Hrant Dink cinayetinin araştırılması hususunda, Meclis araştırması açılması için vermiş olduğu grup önerisi üzerine AK PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, aziz milletimizi ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Çok değerli milletvekilleri, biraz önce Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz alan hatip 2007 yılı içerisinde meydana gelen olaylarla ilgili olarak bazı düşüncelerini ifade etti ancak merhum Hrant Dink'in 19 Ocak 2007 tarihinde Agos gazetesi önünde öldürülmesinden önceki bazı tarihlerde de çok farklı olayların olduğu hususunda, burada, sayın Genel Kurulumuza, saygıdeğer milletvekillerimize bilgi vermek istiyorum.
5 Şubat 2006 tarihinde Trabzon'da İtalyan Katolik Kilisesi Rahibi Santoro'nun öldürülmesi, 17 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay 2. Dairesine yapılan silahlı saldırı, daha sonra, merhum Hrant Dink'in öldürülmesinden sonra 18 Nisan 2007 tarihinde Malatya Zirve Kitabevinde 3 vatandaşımızın öldürülmesi ve daha sonra da 12 Temmuz 2007 tarihinde Ümraniye'de bir operasyonda ele geçirilen el bombaları sonucunda başlatılan Ergenekon soruşturması. Bunları bir bütün olarak değerlendirdiğimizde, dışarıdan güdümlü bir aklın, FETÖ terör örgütü aklının, o tarih itibarıyla Türkiye'yi bir kaos ortamına sürüklemek, yönetilemez bir ülke görüntüsü vermek üzere bir operasyon yürüttüğünü görüyoruz. Niye? O tarihlerde görevlerde bulunan Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in, Ali Fuat Yılmazer'in, özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün bu planlama içerisinde yer aldıklarını ve malum bu suikastlerin, bu operasyonların aklını temsil ettiklerini görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, biraz önce Cumhuriyet Halk Partili milletvekilimiz dedi ki: "AK PARTİ'li bir grup bu Hrant Dink cinayetlerini o süreç içerisinde takip etti." Evet, biz takip ettik. Sayın milletvekillerimizle beraber ben de İstanbul il başkanlığında bu cinayet üzerine yargılamaları bizzat takip ettim. Peki, Cumhuriyet Halk Partisi ne yapıyordu o zaman? Bunun cevabını niye vermedi acaba, çok merak ediyorum. Ne yapıyordu biliyor musunuz? 17 Nisanda "Biz sözde değil özde cumhurbaşkanı istiyoruz." diyen bir genelkurmay başkanının peşine düşmüş onu takip ediyordu. Ne yapıyordu? AK PARTİ'nin kapatılması davasıyla beraber, 22 Temmuz erken seçimlerinden önce, Cumhurbaşkanlığına seçilmemesi için Anayasa Mahkemesi nezdindeki her türlü itirazı takip ediyordu. Maalesef cinayetle hiçbir işi yoktu.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Ya, siz iktidarsınız, niye yargılanmıyorlar, bunu açıklayın.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Çok saygıdeğer milletvekilleri, şu anda İstanbul'da 14. Ağır Ceza Mahkemesinde, 2016/32 sayılı dava dosyasıyla 4'ü tutuklu 86 sanıklı dava devam ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin Sayın Güler, buyurun.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Sayın Başkanım, evet, kısa bir açıklama...
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Niye adalet ortaya çıkmıyor, onu açıklayın.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Peki, kimler var bunların içerisinde? Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, FOX TV'nin Haber Müdürü Ercan Gün, o zamanki Jandarma Komutanı Ali Öz, Zekeriya Öz, fotoğrafı çeken polis memurları, o dönemde Emniyette görevli istihbarat memurları, daire başkanları, şube müdürleri, İstanbul'da görev yapan o dönemdeki Jandarma ve Emniyet mensuplarının tamamı, 86 sanık şu anda yargı önünde hesap veriyor.
Çok saygıdeğer milletvekilleri, bizim bağımsız Türk yargısına güvenimiz tamdır ve bunun sonucunda da bu olaya karışan sanıkların tamamının ceza alacağına biz inanıyoruz.
Genel Kurulu bu bilgiler ışığında saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Güler.