GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:47
Tarih:17.01.2019

CHP GRUBU ADINA MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Hazırlanışı, işlenişi ve sonraki soruşturması Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde olan bir cinayettir Hrant Dink'in öldürülmesi ve aradan on iki yıl geçmiştir, hâlen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılamalar devam ediyor ve asıl faillerin ortaya çıkmadığı bir yargılama süreci devam ediyor. Şu anda 85 kişinin yargılandığı bir dava var, 4'ü tutuklu ama asıl failler yargılanamadı, asıl failler henüz çıkamadı. O davayı ilk gününden beri izliyorum. Hrant Dink'in öldürüldüğü gün de İstanbul'daydım. Dostumdu, yarım saat uzaklıktaydı ve yetiştiğimde daha yerdeydi kendisi. Ölü muayenesine katıldım dostumun. O zamandan bu zamana izliyorum ve Adalet ve Kalkınma Partili milletvekili arkadaşlarıma soruyorum: İlk gün komisyon kurmuştunuz ve davayı izliyordunuz. Sonra neden bıraktınız? İlk gün milletvekilleriniz gelmişti, iki üç duruşmaya geldiler, ben de müdahil vekil olarak katıldım o zaman davalara ama sonra kestiniz. Neden kestiniz? Çünkü sorumluluğunuz var, siyasi sorumluluğunuz var. O sorumluluk ne, size söyleyeyim mi? Nasıl Genelkurmay Başkanı MİT Müsteşarını arar? MİT Müsteşarı nasıl İstanbul Bölge Başkanını arar? İstanbul Bölge Başkanı nasıl İstanbul Valisini arar ve Hrant Dink'i çağırırlar ve konuşurlar kendisiyle ve neden bugüne kadar bununla ilgili bir soruşturma yapılamaz? Neden Genelkurmayla ilgili bir soruşturma yapılamaz? Neden MİT Müsteşarıyla ilgili ve onu oraya tevdi etmek için gelen görevlilerle ilgili herhangi bir izin verilemez? Dahasını söyleyeceğim: Başbakanlık Teftiş Kurulundan uzmanlar Trabzon'a giderler, Trabzon'da MİT Bölge Başkanını dinlerler ve MİT Bölge Başkanı bunlara şunu söyler... "Bize bir kırıntı verin hiç olmazsa bu cinayetle ilgili." falan denir kendisine. MİT Bölge Başkanı der ki: "Kırıntı versem sizi fırına götürür." Bunu söyler ve bunların doğru olduğu İstanbul'daki 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki tanıklıklarla ortaya çıkar. "Evet, bize MİT Bölge Başkanı bu cümleyi söyledi." dediler. Ama MİT Bölge Başkanıyla ilgili olarak bugüne kadar herhangi bir soruşturma izni yok, herhangi bir tanıklık da yok.

Ben buradan Sahyın Cumhurbaşkanına sesleniyorum: 2013'te MİT Yasası değişti. Eğer gerçekten bu soruşturmanın aydınlığa kavuşmasını istiyorsanız izin verin yargılansınlar veya izin verin tanıklık yapsınlar. İzin verin bu uzmanlara, tanıklık yapsınlar. Ama maalesef bugüne kadar bu da ortaya çıkarılamadı.

Hrant Dink dostumdu, Diyarbakır Barosu Başkanıyken 2005 yılında bir panele davet etmiştik.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Tankırulu, buyurun.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - O panelde yaptığı konuşmadan bir alıntıyla konuşmamı bitireceğim. Aynen şöyle demişti Hrant Dink Diyarbakır'da, Diyarbakır Barosunun panelinde: "Bu halk üzerine bütün baskı ve dayatmalara, bütün entrikalara, bütün pisliklere, zulme rağmen -ki hâlâ devam ediyor- ne ederiz, nasıl ederiz de birlikte ve yan yana değil, iç içe yaşamayı gerçekleştiririz? Eğer demokrasi gibi bir kavramdan bahsedeceksek, çok kültürlülük gibi bir gerçeklikten bahsedeceksek Türk halkının da Kürt halkının da önündeki temel engel budur. Ayrı ayrı yaşamak, yan yana yaşamak ya da paralel yaşamak değil; iç içe yaşamanın, eşit yaşamanın, birlikte, özgür yaşamanın şartlarını bulmaktır." Evet böyle konuşmuştu.

Seni unutmayacağız! "..."(x) (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Tanrıkulu.