GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:45
Tarih:15.01.2019

HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Teklifin 34'üncü maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım.

Bu madde, müsteşar mı, bakan yardımcısı mı, bakan mı gibi milletin gerçeklerinden uzak, sadece tek adam anlayışına yasaları, yönetmelikleri, uygulamaları uydurabilme çalışmasıdır yani liyakatten, kariyerden ısrarla bahsetmemize rağmen yandaş ve kayırmacı anlayışın atamalarının aslıdır. Bugün baktığımızda acaba Türkiye tek adamlıkla, tek adam anlayışıyla özdeşleşebilmiş midir? Tabii ki burada sizlerin oylarıyla tek adamlık anlayışında kadrolar uydurulabilir, müsteşarlıklar kaldırılabilir, bakan yardımcısı yapılabilir, bakanlık yapılabilir, hepsi sarayın memurluğu anlamında değerlendirilebilir ama acaba bu 24 Hazirandan sonraki tek adam anlayışı, Türkiye'de gerçekten vatandaşla, milletle, memleketle kaynaşabilmiş midir? Öncelikle bunun mütalaasını yapmanızı sizlere arz ediyorum.

Bugün baktığımızda hep ısrarla artık akademik kariyere, artık liyakate, artık emeğe ve emekçiye anlayış gösterelim, devlet kademelerinde atamalarda buna önem verelim, dememize rağmen illaki ve illaki yandaş ve kayırmacı atamalarınıza ısrarla devam etmektesiniz. Peki, bunların vatandaşımıza faydası var mı; bir de onu değerlendirmek lazım. Milletin en güzel üniversiteleri bitiren evlatları iş kuyruklarında, başvuru sıralarında çile çekerken, atanamayan öğretmenlerimiz âdeta canına kıyarken, Sayın Merve Kavakçı'nın sülalesinin Cumhurbaşkanlığı personeli olarak önemli atamalarda, önemli kademelerde görev yapmasını vicdanen sizin nasıl kabul ettiğinizi ben şahsen anlayamıyorum. İşte, bugün liyakat ve kariyer varsa yandaşlarınızı, yakındakilerinizi değil, bu milletin 81 milyon evladını kendi evladınız gibi görerek aynı liyakatle, aynı anlayışla, aynı Hazreti Ömer adaletiyle işe sokmanızı sizden yürekten diliyorum.

Ülkemizde işsizlik oranının 1,3 puan artarak 11,6'ya yükseldiği, 3 milyon vatandaşımızın işsizlikle, aşsızlıkla mücadele ettiği bir dönemde yüce "Mecliste bakan mı, bakan yardımcısı mı, müsteşar mı?" bunu konuşuyoruz. Allah aşkına artık çarşıya, pazara inmek lazım. Bugün domates 8 lira, soğan 6 lira, patates 5 lira, vatandaşın mutfağına ateş girmiş, biz "Acaba tek adamlık yönetimini nasıl istediğimiz gibi kadrolaştırabiliriz, nasıl müsteşarlıkları lağveder, nasıl kadrolar açarız?" bunun derdine düşmüşüz.

Resmî kayıtlara göre 31 milyon vatandaşımızın borçlu olduğu bir ülkede bugün bunları konuşmamalıyız ama yerel seçim önü -üzülüyorum ki- sizin iktidarınızın da seçim vaadini arz edeyim. Belediye seçimiyle ne alakası var bilmiyorum ama diyor ki Sayın Cumhurbaşkanımız "31 milyon vatandaşımız borçlu, buna bir çözüm bulalım; başka bankalardan kredi bulalım, sağ cebindeki borcu sol cebine aktaralım, 1 Nisana kadar nefes aldıralım, 1 Nisandan sonra batarsa batsın, yatarsa yatsın, yeter ki biz bir dönem daha yerel iktidarı ele alalım." Tabii, öyle bir şey artık yok ve asla da olmayacak. İnanın buna, artık tek adamlık anlayışının ülkenin gerçekleriyle, ülkenin teamülleriyle, ülkenin yaşam şekliyle ve kültürüyle uyuşmadığını, bundan tüm milletin her geçen gün rahatsız olduğunu sizlerin de kabul etmesini önemle arz ediyorum.

Her seçim öncesi yarattığınız suni algı kampanyalarıyla âdeta belediye seçimlerini bir millet ve memleket ayrımına getiriyorsunuz. Bu algıdan lütfen vazgeçiniz. Bu ülke bizimdir. Başkanlık sistemi geldiğinde biteceğini vadettiğiniz terör bitmemiştir, rahatlayacağını vadettiğiniz ekonomi rahatlamamıştır ama biz hâlâ Başkanlık sistemine bir modül uydurmaya, bir parça uydurmaya, başkanlık sisteminin tek adam anlayışını kolaylaştırmaya çalışıyoruz.

Değerli arkadaşlar, bu ülkenin çok ciddi sorunları var. Bu ülkenin burada "Müsteşar mıydı, bakan yardımcısı mıydı?" diye konuşacak zamanı bile yok. Hep birlikte el ele rahat bir Türkiye, rahat bir millet, rahat bir memleket yaratabilmek için mücadele edeceğimiz yerde, maalesef ve maalesef, aynı kadroları, aynı kadroculuğu konuşmaktayız. Ben de diyorum ki eğer içinizde vicdan ve adalet varsa, eğer içinizde Hazreti Ömer adaleti varsa, Kavakçı'nın ailesi gibi Türkiye Cumhuriyeti'ndeki birçok vatandaşımız en kariyeriyle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Sancar. Bir dakika daha süre veriyorum.

Buyurun.

HAŞİM TEOMAN SANCAR (Devamla) - ...en liyakatiyle, en güzel vicdanı ve duygularıyla, en azimli şefkatiyle sizlerin makamlarında çalışır ama artık yeter ki şu ayrımcı zihniyeti, artık yeter ki şu yandaşlık anlayışını, artık yeter ki ne olur şu "Bizden olsun da ne olursa olsun." anlayışını lütfen kaldırın; kaldırın ki bu millet, bu memleket bir daha böyle 15 Temmuzları yaşamasın.

Yüce Meclisimizi saygıyla selamlarken tekrar iktidarı vicdana ve adalete davet ediyorum.

Saygılar sunuyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Sancar.