GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:44
Tarih:10.01.2019

İYİ PARTİ GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'de vakıf üniversitelerinin durumunun detaylarıyla incelenmesi ve araştırılması amacıyla Meclis grubumuzun vermiş olduğu araştırma önergesi hakkında söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye'de bugün 76 tane vakıf üniversitesi var. Bu sayı, Yükseköğretim Kurumunun Türkiye'deki vakıf üniversitelerine ilişkin Vakıf Yükseköğretim Kurumları 2018 Raporu'nda Mayıs 2018 itibarıyla verilen sayı.

Üzülerek ifade etmek istiyorum, ilki 1984 yılında kurulan ve sayısı yıldan yıla artan vakıf üniversitelerine baktığımızda, günümüzde birkaç tane istisnası hariç, bu üniversitelerde kurumsal bir kimlikten söz etmek ne yazık ki artık mümkün değil. Neden diye soracaksanız çünkü bu üniversiteler bugün âdeta birer aile şirketi hâline gelmiştir.

Bakın yürürlükteki 2547 sayılı YÖK Yasası, YÖK'e vakıf üniversitelerini denetleme yetkisi veriyor. Bu denetimlerde, en son geçtiğimiz ayda YÖK Denetleme Kurulu tarafından yapılmış denetlemelerde bu vakıf üniversitelerinde vakıf mütevellilerine veya yakınlarına aktarılan kaynak ne kadar biliyor musunuz? Şu anda tespit edilen 300 milyon lira.

Yani vakıf, ismi üzerinde vakfeden demek. Bu vakıf üniversitelerinde vakfeden yok ama vakfedermiş gibi gözüküp malı götüren çok. Vakıf üniversitesini kuran o aile, kendi eşine, akrabasına, tanıdığına bir şirket kurduruyor; o şirketten fatura kesiyor, danışmanlık faturası kesiyor ve vakfın kazandığı bütün paraları alıyor, kendi hanesine aktarıyor. Bakın, birkaç üniversite hariç dedim. Vakıf üniversitesi kuranların bir üniversite kurmadan önceki maddi durumlarını inceleyin, bir de üniversite kurduktan sonraki maddi durumlarını inceleyin; hepsi de aşırı, ciddi anlamda zenginleşmişler. İsmi üzerinde, bir daha söylüyorum ama burada vakfeden yok.

Vakıf üniversitelerinin kanunen yüzde 10 burslu öğrenci okutmaları lazım. Nasıl bir yol bulmuşlar, biliyor musunuz? Senelik 1.500-2.000 lira olan bölümler var, onları tespit edip en ucuz bölümlerin yüzde 10'u kadar öğrenciye burs veriyorlar ve diyorlar ki: "Biz yüzde 10 şartını yerine getirdik." Eğer burada hakikaten bir vakıf amacı varsa yeni bir kanun yapılabilir, denilir ki: "Yüzde 25 burs vereceksiniz ama her branştaki öğrenciye yüzde 25 oranında burs vereceksiniz."

Bir sistem daha bulmuşlar, o da şöyle: Üniversitenin bedeli yıllık 35 bin liraysa 60 bin lira ilan ediyor, "Yüzde 40 burs veriyorum." diyor. 25 bin lirayı burs vermiş gibi gösteriyor, 35 bin liraya devam ediyor.

"Vakıf üniversiteleri" adı altında vergi vermeden zenginleşen bir takım var, ciddi anlamda. Bunların üniversite kurmadan önceki durumlarına bakıp şimdiki durumlarına baktığınızda aralarında ciddi anlamda, fersah fersah zenginleşenler var.

Bir kurnazlık daha var, o da, ne yapmışlar, biliyor musunuz? Gidiyorlar Kıbrıs'a, bir apartman tutuyorlar, "Üniversite burası. Burası bizim üniversitemiz." diyorlar. Öğrenciyi imtihansız oraya alıyorlar, diyorlar ki: "Oraya gitmene hiç gerek yok. Bizim buradaki, İstanbul'daki üniversitemize gel, derslere burada gir. Parayı oraya ver, buradaki öğrenime katılırsın, katılmazsın; diplomayı biz sana oradan vereceğiz." Yani bu işin ciddiyeti kaybolmuş, vakıf üniversitesi meselesi ciddi bir rant kapısı hâline gelmiş.

Ben size bir şey daha söyleyeceğim. Şu anda iş dünyası takip ediliyor ya yurt dışına para transferiyle ilgili, en büyük para transfer edenler de bu vakıf üniversitesi sahipleri; bakın, mütevellileri demiyorum, sahipleri. Bunlar, vergi vermeyen birer tüccar olmuşlar. Özel üniversite yasası çıkarabiliriz, daha önce vardı. Ben 1976 üniversite girişliyim, bizden, zannediyorum, iki veya üç yıl evvel özel üniversiteler kapandı. Tekrar özel üniversite yasası çıkarabiliriz; özel üniversite kurarlar, kazanırlar, kazandıklarından vergi verirler; eyvallah. Böyle bir şey olur mu ya! İsmi vakıf, hiçbir vergi vermiyorsunuz ve vakfın içini boşaltıyorsunuz, paralarını da cebinize indiriyorsunuz, hiç kimseye de burs vermiyorsunuz. YÖK Denetleme Kuruluna bu konuda bir yetki verin, incelesin, ne rezillikler çıkacak ama YÖK Denetleme Kurulu da inceleyemiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Türkkan, ilave ediyorum.

Buyurun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Sebebi ne biliyor musunuz? Ya bir siyasi grubun içerisinden doğma bir vakıf olacak o veyahut da iktisaden güçlü bir grubun üniversitesi olduğu için YÖK Denetleme Kurulu bu konuda çok fazla mesafe alamıyor. YÖK'ü de bu konuda çaresiz bırakıyoruz. YÖK'e yetki versek, iktidarda bulunan Hükûmet bu konuda YÖK'e imkân tanısa YÖK bütün bu yapılan yolsuzlukları bire bir çıkarıp bizim önümüze getirebilir.

Ben bir daha buradan hepinize seslenmek istiyorum: Vakfetmek çok güzel bir duygu, Osmanlı'dan günümüze gelen çok güzel bir duygu ama burada vakfeden diye malı götürenlere fırsat veren bu vakıf üniversiteleriyle ilgili meseleyi gündeme getirip Meclis araştırması komisyonu kurulmasını talep ediyoruz.

Dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)