| Konu: | 9 Ocak Halide Edip Adıvar'ı ölümünün 55'inci, Cemal Süreya'yı ölümünün 29'uncu yıl dönümünde rahmetle andıklarına, yeni yılla birlikte Türkiye'de kitaba erişim zorlaşırken kurşuna erişimin kolaylaştığına, nüfusundan fazla Suriyeli barındıran Kilis'te polislere Arapça dil kursu açıldığına, Hükûmetten Suriyelilere harcanan para konusunda net bir cevap beklediklerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 09.01.2019 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Halide Edip Adıvar'ın 55'inci ölüm yıl dönümü. Cumhuriyet Dönemi'nin rol model Türk kadını olan Halide Edip, Millî Mücadele yıllarının başında İstanbul halkını ülkenin işgaline karşı harekete geçirmek için yaptığı hararetli konuşmalarla zihinlerde yer etmiş usta bir hatip. "Türk'ün Ateşle İmtihanı" adlı eseriyle de her Türk gencinin kutup yıldızı olmuş bir yazar ve hepsinden önemlisi Kurtuluş Savaşı'nda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yanında görev yapmış, sivil olmasına rağmen rütbe almış gerçek bir savaş kahramanı. 9 Ocak 1964 tarihinde yaşamını yitiren Halide Edip Adıvar'ı yüce Meclisin huzurunda bir kez daha minnet, rahmet ve saygıyla anıyorum.
Bugün ayrıca, hislerimizin tercümanı olan ve şu günlerde ciddi anlamda mısralarının çok daha anlam kazandığı şair Cemal Süreya'nın ölüm yıl dönümü. Türk şiirinde modernist bir hareket olan "İkinci Yeni Şiir" akımının öncüsüdür Cemal Süreya. Onun da vefatının 29'uncu yıl dönümü, onu da rahmetle anıyoruz.
Yeni yılla birlikte Türkiye'de yeni bir şey daha oldu, kitaba erişim zorlaştı, kurşuna erişim ise kolaylaştı. Yani biz gençlere diyoruz ki: "Siz kitap okumayın. Siz kitaba müracaat ettiğinizde, kitaba erişmek istediğinizde yüzde 18 KDV ödeyin ama Makina ve Kimya Endüstrisinin kurşun fiyatlarını yüzde 7 indirmesiyle kurşuna çabuk ulaşın." Gençlerin ulaştığı bu kurşun, Türk toplumunda sadece, Ceren Damar örneğinde gördüğümüz gibi, toplumu geren, toplumu cinnet hâline getiren bir meselenin tekrar gündeme gelmesi oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Yani Türkiye'de bunu anlamanın mümkün olmadığını düşünüyorum; kitap fiyatlarını yükselteceksiniz, mermi fiyatlarını düşüreceksiniz. Gençlerin mermiye ihtiyacı yok, gençlerin kitaba ihtiyacı var. Gençlerin mermiye ihtiyacı olduğu dönemde çok ciddi faturalar ödemiş bir nesiliz biz. Bu mermiyi ucuzlatmayın, kitaba erişimi kolaylaştırın, size tavsiyemiz odur.
Kilis'te Kilis'in nüfusundan fazla Suriyeli var biliyorsunuz. Polislerin Arapça bilmemesi nedeniyle Suriyelilerle aralarında bir iletişim bozukluğuna rastlanmış, o yüzden Kilis İl Emniyet Müdürlüğü Arapça dil kursu açmış. Kursa katılan polisler "Kilis'te Suriyelilerin sayısının fazla olması nedeniyle zaten biz konuşamıyorduk, iletişim kuramıyorduk, o yüzden bu kurs bizim için önemli." diye söylemişler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Türk topraklarında bir şehir düşünün ki Suriyelilerin sayısı Türk vatandaşlarından fazla olsun, resmî dili Türkçe olan bir Türk devletinin güvenlik görevlilerini düşünün ki anlaşabilmek ve kamu güvenliğini sağlamak için Arapça öğrenmek zorunda kalsınlar. Bu acı tablo, Türkiye'yi yanlış Suriye politikası sonucu getirdiğiniz vahim noktanın gerçekte özetidir. Bu noktayı değiştirmezseniz Kilis'ten başlayan bu durum yakında tüm memleketi saracaktır. Bu konuda Hükûmeti bir kez daha uyarıyoruz. Suriyeli sorunu sadece sosyal güvenlik tehdidi değil aynı zamanda ekonomik de bir külfettir. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan "Suriyelilere 30 miyar dolar harcadık." diyor, bazen "35 milyar dolar." diyor. "Bu rakam Avrupa Birliğinden gelen 3 milyar doların 10 katı." diyor aynı zamanda. Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki: "Biz 30 milyar dolar harcadık, Avrupa Birliğinden 3 milyar dolar geldi. Bu para Avrupa Birliğinden gelen paranın 10 katı fazla." İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu da dün diyor ki açıklamasında: "Suriyelilere harcanan tüm para sadece Avrupa Birliğinden gelen para kadardır." Şimdi hangisi doğru söylüyor? Sayın Süleyman Soylu mu...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Biz şimdi merak ediyoruz. Bu konuda doğru söyleyen kim, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan mı, Sayın Süleyman Soylu mu? Sayın Erdoğan, bu kadar para harcanmadığı hâlde harcanıyor gibi mi gösteriyor yoksa Sayın Soylu harcanan parayı bilerek düşük mü gösteriyor?
Hükûmetten Suriyelilere harcanan para konusunda ciddi, net bir cevap bekliyoruz. Bakın, 30 milyarlar, 35 milyar dolarlar çok önemli bir para. Bu paranın nereye harcandığını bilmediğimiz gibi net harcanan parayla ilgili İçişleri Bakanının bile bilgisi yok. Bu kadar ketum devlet olunmaz. Para konusunda bu kadar ketumiyet varsa burada başka bir dümen vardır. O dümenin de açıklanmasını istiyoruz. 35 milyar dolar... İçişleri Bakanı "3 milyar dolar." diyor. 32 milyar dolar arada bir fark var. Bu fark bir yerlere mi gitti, gittiyse nereye gitti bilmek istiyoruz?
Teşekkür ediyorum.