GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:40
Tarih:25.12.2018

İYİ PARTİ GRUBU ADINA YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grubum adına bu konuda nezaket gösterilip konuşması uygun görülen kişi benim. Rahmetli Başkanla uzun yıllar, gençlik yıllarından itibaren teşrikimesaim oldu. Rahmetli Muhsin Başkanın arkasından üç dakikalık bir konuşmada söylenebilecek ne kadar söz var bilmiyorum. Üç dakika içerisinde hakkına, hukukuna cümle kurabilmek mahcubiyetiyle birkaç şeyi arz edeyim.

Ömrünü vatanına, milletine, dinine, devletine adamış bir kahraman. Ülkü Ocaklarının Genel Başkanı, ülküsünün mürüvvetini görememiş olmasına rağmen ülkesi için, milleti için, devleti için, hasredilmiş bir ömrün her safhasında helalinden bir iradeyi millet iradesiyle buluşturma gayreti içerisinde bir memleket, millet evladı. Devleti her istediğinde, devletinin her ihtiyacı olduğunu düşündüğünde kanı, canı, istikbali ve fikriyle adanmışlığın remzi bir kahraman. Milletinin ihtiyacı olduğunu düşündüğü her yerde, her demde iliklerinin son zerresine kadar orada bulunmayı kendisi için cennet azığı bilen bir mümin. "Ne olmak istersiniz?" sualine "Mekke'ye düşmek istiyorum. Bir kar tanesi olsaydım, Mekke'ye düşmek isterdim." diyen bir inanç eri. Adriyatik'ten Çin Seddi'ne bir Türk dünyası hayalini hayatının her safhasına örgülediği bir adanmış insan. Devletini, her ihtiyaç duyduğunda devletinin hizmetini görmek sorumluluğuyla sevmiş bir adamın, devletine ihtiyaç duyduğu ömründe bir kere devletini bulamamış bir adamın hikâyesidir vefatı. Rahmetli Necip Fazıl, gençliğe hitabesinde Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine koymak mesuliyetine davet etmiş bütün bir gençliği. Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine koyamamış bir muzdariptir Muhsin Yazıcıoğlu ama Allah onun gayretlerini o kadar aziz etti ki Rabbülâlemin onu Anadolu kıtası büyüklüğünde bir musalla taşına koydu. Bir musalla taşında ona ihtiyaç duyduğunda her zaman hizmet etmiş milleti nezaret etti. Lakin sahipsiz kaldığı dağlarda benim çok sitemlerimle karışık latifelerimin mevzusu olacak bir ihtişamlı vedanın içerisinde devletini bulamadı. Bir kere devletine ihtiyacı vardı, orada devletini bulamadı. Devletini orada bulamamış olmanın hâlen sorumluluğu bu Meclistedir. Dolayısıyla ben bu üç dakika içerisinde sadece böyle bir mesuliyeti bu Meclisin taşıması gerekliliğine dair bir hatırlatmayı söylemiş olayım. Anadolu kıtası büyüklüğünde bir musalla taşına Enver Paşa adanmışlığıyla gitti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) - Ben rahmetli Muhsin Başkana Tayyip Erdoğan üzerinden cümle kurarken hep şöyle derdim: "Tayyip Bey, Mustafa Kemal talihli bir adamdır." Mustafa Kemal de siyasi talihi çok yüksek bir adamdır. "Sen, Enver Paşa talihli bir adamsın. Siyasetin her dar geçidinde, her netameli süreçte senin hissene mutlaka bir Bardız geçidi düşer." derdim. Vedası da yine ihtişamlı vedası da hüzünle bir karlı dağda oldu. O karlı dağda belki ömrü boyunca hizmet ettiği devletini bir kere görmek ihtiyacı duydu, orada devlet yoktu, devlet o gün o karların altında kaldı. Sadece Muhsin Başkan için değil -hassasiyet gösteren CHP'deki arkadaşlarımıza münhasıran müteşekkirim- devlet, meçhulde kalmış işlerin siyasi, sosyal komplikasyonları altında ezilmektense her şeyi ortaya çıkarmanın mesuliyetiyle yönetilmelidir. Açıkta kalmış, istişare edilmiş, bilinmiş hiçbir şeyin bize ödeteceği bedel, gizlide kalmış olan her şeyin komplikasyonundan daha iyidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) - Tamamlayayım Başkanım.

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) - Bedel ödemek, yanlışların hesabını vermek -Uludere dâhil- devlet için aydınlarının, münevverlerinin, fikir adamlarının, siyaset adamlarının gizlide kalmasından doğacak komplikasyonlarla karşılaşmaktansa bunlarla yüzleşmek, hesabını vermek, bu hesap içerisinde devletin konuşabildiklerinden bir rahmet havzası oluşturmak bizim devletimiz için evladır, iyidir. Dolayısıyla, Muhsin Başkan dâhil, gizlide kalmış, kenarda kalmış, istifhama konu olacak ne kadar iş varsa hepsini aydınlatmak bu milletin vekilleri olarak bizim namus borcumuzdur. Bu borcu ödemeye, münhasıran, polemik mevzusu olmasın diye biz bu mevzuda hassasiyet de taşımak zorundayız. Mutabakatla bu işlerin üstüne gitmek bu Meclisin namus borcudur diyorum.

Teşekkür ediyorum efendim. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)