GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:77
Tarih:13.03.2012

ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun grup önerisinin aleyhinde söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, tabii ki iktidar partisi önümüzdeki haftaların nasıl değerlendireceği konusunda gündemi belirlemekle sorumludur. Bu doğal hakkıdır, buna saygı duyuyoruz. Ancak, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da bu programın tutmayacağı zaten belli. Bugün elimizdeki programa göre, daha İç Tüzük 37'ye göre verilmiş bir kanun teklifinin görüşmesi yapılacaktı, o yapılamayacak; bir saat sözlü soru önergelerinin cevaplandırılması var, ona geçecektik, bunlar kaldı. Dolayısıyla burada yazılanların, geçmiş deneyimlerimiz de dikkate alındığında, hiçbir anlam ifade etmediğini hepimiz biliyoruz fakat bir şekilde bu program belirlenecek. Onun için bu programın önümüzdeki günlerde de yeniden değiştirileceğini hepimiz bilmekteyiz.

Değerli milletvekilleri, bugünkü gergin ortama nasıl gelindi; bir ay öncesinden başlamak üzere kısaca bir hatırlamakta fayda var: Adalet ve Kalkınma Partisinin PKK ve MİT temsilcilerinin görüşmelerinin basına, medyaya, İnternet'e yansımasının ardından suçüstü yakalanma psikolojisiyle Türkiye Büyük Millet Meclisini bir ay önce nasıl gerdiğini biliyoruz. Onun arkasından, son altı yılda dünyada hiçbir örneği görülmemiş bir şekilde 3'üncü kez parasını değiştiren bir Türkiye örneğini yaşadık. Adı nedir bilemeyiz ama çıkan sembolün bir ucube olduğunu herkes biliyor, TL'de bir simge operasyonu yapıldı. Değerli milletvekilleri, bunun anlamı gizli devalüasyondur. Kimseyi kandırmayınız, yakında, basılacak yeni parayla emisyon hacminin ne kadar artacağını ve milletin cebinden ne kadar paranın çekileceğini hep beraber göreceğiz. Bunlar tartışılırken hemen Sayın Başbakanın Mardin'den uzaktan kumandayla pazar gününe kadar kesintili eğitimle ilgili görüşmelerin bitirileceği talimatı verilince yaşanan manzarayı, burada ne kadar konuşursak konuşalım, bu millete anlatmamız mümkün değildir değerli milletvekilleri. O manzarayı bu yüce çatı altında yaşayanlar ve yaşatanlar ne kadar konuşurlarsa konuşsunlar bu aziz millete doğru iş yaptıklarını söyleyemezler. Birilerini suçlamakla bu kötü davranışı kapatmamız mümkün değil. Umarım bundan sonra?

RECEP ÖZEL (Isparta) - Siz ne?

ALİM IŞIK (Devamla) - Konuşmayı bırakın da eğer konuşma cesaretiniz varsa çıkın burada konuşun.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Çıkar konuşurum da.

ALİM IŞIK (Devamla) - Laf atmayı bırakın lütfen.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Laf atmıyorum.

ALİM IŞIK (Devamla) - Bak, saygım sonsuz.

Ben, özellikle hiçbir milletvekili arkadaşıma?

BAŞKAN - Sayın Işık, lütfen karşılıklı konuşmayalım.

ALİM IŞIK (Devamla) - ?buradan cevap vermeyi kendime yakıştırmam ama oradan laf atmayın.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Laf atmadım.

ALİM IŞIK (Devamla) - Laf atmayın, dinleyin lütfen.

BAŞKAN - Karşılıklı konuşmayınız.

Genel Kurula hitap edin lütfen Sayın Işık.

ALİM IŞIK (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bugün Sayın Başbakanın grup toplantısında sarf ettiği bir sözü, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Başbakanı olarak kendisine yakıştıramadığımı ifade etmek isterim. Sayın Başbakan MHP'ye gönül vermiş vatandaşlarımıza seslenerek "MHP 28 Şubatla bağlantısını koparma fırsatını elinin tersiyle itmiş ve CHP'ye vagon olmuştur." demiştir. Aynen iade ediyorum, aynen iade ediyorum. Bu haksızlığı, bu milletin oylarıyla buraya gelmiş bir partiye Sayın Başbakanın yapmaması lazım. Sayın Başbakanı bugün konuşturan, demokrasiye sahip çıkan ve 28 Şubatla zerre kadar bağlantısı olmayan bir partiye bu ithamı geri almasını söylüyorum. Milliyetçi Hareket Partisi bu haksızlık karşısında susamaz. Milliyetçi Hareket Partisi 367 garabetini bu milletin oylarıyla buraya geldikten sonra bitiren partidir. Sayın Cumhurbaşkanının seçimi konusunu horoz dövüşüne dönüştüren iki partinin Türkiye'yi ne hâle getirdiğini bu aziz milletimiz biliyor ve bu bataklıktan Türkiye'yi kurtaran partiye bu haksız ithamda bulunamaz.

İkincisi, 28 Şubata karşı çıkmak demek, eğer bugün 4+4+4 diye kamuoyuna dayatılan ve içeriğini aziz milletimizin temsilcisi olan milletvekillerinin dahi bilmediği bir konu, "Biz istediğimiz gibi geçiririz." anlayışına "Evet" demek şeklinde yorumlanıyorsa Milliyetçi Hareket Partisi buna boyun eğmez. Milliyetçi Hareket Partisinin seçim beyannamesinde ve parti programında, anaokulu ve okul öncesi eğitim programı dâhil olmak üzere sekiz yıllık eğitimin dokuz yıla çıkarılması ve yönlendirmeyle beraber arkasından üç yıllık lise eğitiminin yapılması ve herkesin isteği doğrultusunda bunun yapılması konusundaki politikasını aziz milletimiz bilmektedir.

Eğer AKP'nin 14 Mart 2008 tarihinde açılan kapatma davasının ardından Sayın Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli Bey'in 15 Mart 2008 tarihinde yaptığı yazılı basın açıklamasını okursanız, Milliyetçi Hareket Partisinin 28 Şubatla ne kadar ters bir parti olduğunu çok iyi görürsünüz. O gün yiğitçe bir partinin kapatılmasına karşı çıkan tek lider Devlet Bahçeli'dir. Adalet ve Kalkınma Partisinin kapatılması konusunda açılan davanın demokrasiye vurulan bir darbe olduğunu açıkça savunan bir parti liderinin partisine 28 Şubat yaftasını yakıştırmak bir Sayın Başbakanımıza yakışmamıştır. Bunu öncelikle sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bir diğeri, eğer burada "imam-hatiplerin ortaokul bölümünü açmak istiyorsanız, bunu açıkça aziz milletimize deklare ediniz, biz de "Evet, biz de varız." diyelim, ama bunu demiyorsunuz ve "Ortaokul kısmında Peygamberimizin hayatı, Kur'an-ı Kerim'in meali, dinî eğitim gibi konuları biz programımıza koymak istiyoruz." deyin, biz de destekleyelim. Biz diyoruz, açıkça diyoruz ki 1+5+3 yıllık ikinci kademedeki ortaokul bölümüne bu ülkenin millî, manevi değerlerini yansıtan her türlü dinî bilgiyi her öğrencimizin isterse seçmeli olarak alabileceği bir programı koyalım, yönlendirmenin ardından da üç yıllık lise bölümünde isteyen istediği okula gitsin. Üniversite sınavını da kaldıralım, istediği gibi, başarı ortalamasına göre her öğrencimiz istediği okulda okusun.

Şimdi, bunu biz tartışma fırsatı bulamadık sizlerle, Komisyondaki arkadaşlarımız bu görüşlerini yansıtacak önergelerini verip böyle bir görüşü sizlerle paylaşamadık. Şimdi tartışılmayan bir konuda birilerini yaftayla karalamanın hiçbir anlamı var mı?

Geçen dönem benim de imzamın bulunduğu, Milliyetçi Hareket Partisi Millî Eğitim Komisyonu üyelerimizin kanun teklifi kadük kalmıştır. Meslek liselerindeki katsayı dengesizliğini sıfırlayan, ortadan kaldıran kanun teklifi yüce Meclisin arşivlerindedir; getirip, bunu gündeme alıp, kaldırmadınız. Şimdi bunlarla milletin kafasını karıştırıp bir partiyi aziz milletimizin gönlünden koparmaya çalışmanın hiç kimseye faydasının olmadığını, olmayacağını siz değerli milletvekillerinin bildiğini düşünüyorum ama birbirimizi karalayarak bir yere varamayız. Bu millet zaten kararını vermiş, sizi buraya iktidar partisi olarak göndermiş, bizi de muhalefet partisi olarak göndermiş. Yarın bu kararı aziz milletimiz verecek ama bizim burada yaptıklarımıza bakarak verecek.

Şimdi, "illa pazar günü bitecek" diye bir komisyon toplantı odasını... Biraz önce değerli milletvekili saydı, işte 30-35 kişilik, toplam 100 kişinin oturabileceği bir komisyon odasını siz diğer partilerin oturacağı yerler de dâhil olmak üzere kapatır ve görüşmeleri engellerseniz bunu doğru yaptığınızı söyleyemezsiniz.

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Koltuklar boştu, üye koltukları boştu.

ALİM IŞIK (Devamla) - Evet, diğer taraftan, değerli milletvekilleri, Sayın Genel Başkanımızın gerek Adalet ve Kalkınma Partisinin kapatılma davası açıldığında gerekse Anayasa Mahkemesinin kararını açıklamasının ardından yaptığı 24 Ekim 2008 tarihli yazılı basın açıklamalarını okursanız, bugün Sayın Başbakanın ne kadar büyük haksızlık yaptığını siz de görürsünüz.

Bu vesileyle iyi bir çalışma haftası diliyor, hepinize tekrar saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Işık.