GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 5'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:33
Tarih:15.12.2018

AK PARTİ GRUBU ADINA HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Televizyonları başında bizleri izleyen aziz milletimize de hürmetlerimi ve iyi dileklerimi iletiyorum.

Ahmet Kutsi Tecer, 1901'de Kudüs'te doğmuştur, onun için "Kutsi"dir yani Kudüslüdür ve 1967'de de İstanbul'da vefat etmiştir, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda metfundur. Öğretmenlik yapmış bir insandır, onun daha sonra bestelenen de bir şiiri vardır.

"Orda bir köy var, uzakta,

O köy bizim köyümüzdür.

Gezmesek de tozmasak da

O köy bizim köyümüzdür.

Orda bir ev var, uzakta,

O ev bizim evimizdir.

Yatmasak da kalkmasak da

O ev bizim evimizdir.

Orda bir ses var, uzakta,

O ses bizim sesimizdir.

Duymasak da tınmasak da

O ses bizim sesimizdir.

Orda bir dağ var, uzakta,

O dağ bizim dağımızdır.

İnmesek de çıkmasak da

O dağ bizim dağımızdır.

Orda bir yol var, uzakta,

O yol bizim yolumuzdur.

Dönmesek de varmasak da

O yol bizim yolumuzdur."

Şöyle bir baktım Ahmet Kutsi Tecer bunu kime yazmış diye? Sivas'ta dört yıl görev yaptığı süre içerisinde merkeze bağlı Çelebiler köyünü uzaktan seyrederek, daha sonra gidip gelerek yazdığı söyleniyor veya baba ocağı olan Erzincan'ın Kemaliye ilçesinin Apçağa köyü için yazdığı söyleniyor.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Kendi köyü.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Kendi köyü; bravo.

Şimdi, Lech Walesa'yı hatırlıyorsunuz, Polonya'da 1995 yılları arasında cumhurbaşkanlığı yaptı. Bir yardımcısı vardı, harikulade bir demeç vermişti Türkiye ziyaretinde ve diyordu ki: "Cumhuriyet idaresi muasır medeniyet seviyesini hedef göstermiştir. Ayrıca, tebaa kavramını, kul kavramını kaldırarak aynı sınırlar içerisinde yaşayanları vatandaş sayan bir anlayış getirmiştir." Muasır medeniyetin köylerine gelmesini bekleyen Anadolu insanı ve cumhuriyetin nimetlerinden istifade etmek isteyen Anadolu insanı ancak "Orada bir köy var uzakta/Gitmesek de gelmesek de/O köy bizim köyümüzdür." anlayışını görünce denklerini sırtlarına vurarak Haydarpaşa'nın yolunu tutmuş ve Haydarpaşa'dan Yeşilçam filmlerindeki repliklerde olduğu gibi "Seni yenmeye geldim İstanbul!" naraları atmıştır. Denklerini toplayarak tekrar Ankara'ya gelmiştir ama Yenişehir'den ötesini görememiştir.

2002'de nihayet bir iktidar, kendi değerlerini benimseyen, aynı fikirlerle, duygularla hareket eden bir iktidar başa geçmiştir ve yol getirmiştir, elektrik getirmiştir, su getirmiştir, havaalanı getirmiştir, dahası üniversite getirmiştir. Ama 1982'ye kadar 19 olan üniversitelerin sayısının 1993'te Özal'ın ölümü sırasında 55 olduğu bir zaman diliminde, AK PARTİ'nin iktidara gelişiyle beraber üniversitelerin sayısı bugün 207'yi bulmuştur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bayağı da hoca yerleştirdiniz üniversitelere.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Veli Bey, seviyorum seni, rica ediyorum, canımsın.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sağ olasınız.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - İnönü Üniversitesini de seviyoruz biz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bir de İnönü'yü sevseniz.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Özal üniversiteleri açtığında, üniversitelerin sayısını 55'e çıkarttığında aydınlarımızın eleştirisi şuydu: Bu üniversiteler tabela üniversiteleridir. Tabela üniversiteleriyse ben sizden bir tane tabela istiyorum Konya'ya. 4 tane üniversitemiz var, lütfen, bir tabela asın ve o tabelada şöyle bir şey yazsın: Uluslararası İslam Üniversitesi. Biz Konyalılar olarak o tabelanın gerisini getiririz Allah'ın izniyle. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

VELİ AĞBABA (Malatya) - Yalnız bu "Deve sidiği şifadır." diyen hocaları filan yetiştirmeyesiniz. "Kadın elini sıkmak ateş tutmaktır." diyeni...

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - "Kadınlara güvenmeyeceksiniz." diyen röktürler yetiştirmeyin, dekanlar yetiştirmeyin.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Şimdi bir başka hususa temas edeceğim. Deniyor ki: "Bu üniversiteler uluslararası endekslere giremiyorlar." Sanki AK PARTİ'den önce endeksleri biz tavan yaptırmıştık, bütün üniversitelerimiz endekslerdeydi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Özdemir, bir dakika ilave ediyorum.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Ama bu üniversitelerin, ne hikmetse, sayısı 207'e çıktığında endeksler hatıra gelmeye başladı. Ondan önce bu endeksler neredeydi?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bu dış güçler, dış güçler(!)

HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Bırakalım AK PARTİ'nin açtığı üniversiteleri, endekslere niye İstanbul Üniversitesi girmiyor Türkiye'nin en eski üniversitesi olarak? Niye Ankara Üniversitesi girmiyor, niye bir başka üniversite girmiyor?

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Böldünüz de onun için.

TUMA ÇELİK (Mardin) - Bölücüsünüz, böldünüz!

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Böldünüz, böldünüz!

HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Madem AK PARTİ'nin açmadığı üniversiteler, cumhuriyetle beraber kurulan üniversiteler var, bugün hâlâ hayatiyetlerini sürdürüyorlar, onlar niye endekslerde yoklar?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Hep ihraç ettiniz, ihraç ettiniz hocam.

TUMA ÇELİK (Mardin) - Bölücüsünüz, böldünüz, onun için girmiyor.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - On altı senedir siz yönetiyorsunuz.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Ali Şeker Bey, senin sesin çok çıkıyor.

BAŞKAN - Sayın Özdemir, siz Genel Kurula hitap edin.

Arkadaşlar, hatip konuşsun.

Buyurun.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Şöyle: Bana sorarsanız uluslararası endekslere girse de girmese de -Bakan Bey de burada, YÖK Başkanımızın da burada olduğunu tahmin ediyorum, tam göremedim- bizim üniversitelerimiz başarılıdır. "Bunun kıstası nedir?" diyecek olursanız...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Dünyada ilk 500 arasında bir tane Türk üniversitesi yok be! Siz iktidara gelmeden önce İstanbul Üniversitesi ilk 500 arasındaydı.

GÜLİZAR BİÇER KARACA (Denizli) - Genel Başkanınız diyor "İlk 500'de üniversitemiz yok, çok üzgünüm." diye

BAŞKAN - Sayın Özdemir, toparlayın, selamlayın.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Tamamlıyorum.

"Nasıl başarılıdır bu üniversiteler?" diyecek olursanız, şöyle başarılıdır: Türkiye'nin ihracatı 2018 yılı sonu itibarıyla cumhuriyet tarihinin rekorunu kırıyor...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İthalat? Yarı mamul alıyorsun, yarı mamul.

TUMA ÇELİK (Mardin) - İthalat ne kadar?

BAŞKAN - Arkadaşlar, sessiz olalım lütfen, konuşmak isteyen söz alır.

Buyurun Sayın Özdemir, tamamlayın siz sözlerinizi.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - ...ve bu ihracatı gerçekleştirenler Cambridge'ten mezun olanlar değil, Oxford'dan mezun olanlar değil, Harvard'dan mezun olanlar değil...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İstanbul Üniversitesinden mezun olanlar!

HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - ...Ankara Üniversitesinden mezun olanlar, İstanbul Üniversitesinden mezun olanlar, Selçuk Üniversitesinden mezun olanlar ve bu 207 üniversiteden mezun olanlardır.

TUMA ÇELİK (Mardin) - O hocalara ne yaptınız?

HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Bunlar millî uçağı yapmışlardır, bunlar yerli tankı yapmışlardır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - 100 İngiliz çalışıyor, senin haberin yok ya!

HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Onun için gayet başarılı üniversitelerimiz vardır. Başarının endeksi dışarıda aranmamalıdır.

TUMA ÇELİK (Mardin) - O üniversitelerdeki hocalara ne yaptınız?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - 100 İngiliz mühendis çalışıyor orada.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Sözlerimi bitirirken Meclisi, televizyonları başında izleyenleri, muhalefetiyle iktidarıyla beraber herkesi, heyetinizi selamlıyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)