GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Devleti mazeret bulurken, bahane üretirken değil, hesap verirken de görmek istediklerine ve istifa mekanizmasının çalıştırılması gerektiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:32
Tarih:14.12.2018

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu meseleyle alakalı Çorlu dâhil verdiğimiz araştırma önergelerinde Hükûmet, evvelen Hükûmet, sonrasında da Meclisin 1'inci grubunun meseleyle alakalı sorumluluk mevkisinde kullanmış olduğu siyasi dil. Hesap vermek zorunda olanların -Türkiye'de böyle bir usul gelişmedi maalesef- istifa mekanizması ve hesap vermesi üzerine geliştirilemedi devlet yönetme sorumluluğu. Ben Çorlu kazası üzerine Hükûmet grubu adına -Demiryollarında bürokraside de çalışmış bir arkadaşınızım- Meclis kürsüsünde durumu izah etmeye çalışırken kullanmış olduğu açıklamalar serisinden şöyle bir sonuca varmıştım, onu da o zaman arkadaşlara, grup başkan vekillerimize de sitem olarak arz etmiştim: "Sinyalizasyon" doğru, "raylar" doğru, "menfezler" doğru, "makinist" doğru, "Kendisinden önce 5 tane yük treni geçmiş, onların tamamını kaldırmış raylar." doğru; ana teması bu olan bir savunma mekanizması iktidarın savunma sicilini bozduğu için şöyle bir yere getiriyor bizi: "Yani bu raylar müstakil olarak yapılıp dururken birtakım yolcular münasebetsizce lokomotifi olan bir cihazın içine binip bu tren raylarının üstünde yolculuk yapmak gibi bir münasebetsizliğe kalktılar." sonucu çıkıyor yani konuşmanızın ana temasından şöyle bir şey çıkıyor: "Ya, ne güzel raylar burada duruyor, ne gerek var yani durduk yere şimdi bir tane makinenin içine, buharın, neyse, teknolojinin verdiği imkânla hareket imkânı kazanmış bir cihazın içine doluşup siz bir yerden bir yere niye yolculuk etmeye çalışıyorsunuz?" gibi bir mekanizma gelişiyor. (CHP sıralarından alkışlar) Dolayısıyla biz devletimizi hesap sorarken de görmekten mutsuz değiliz ama devleti bazen hesap verirken de görmek istiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Başkanım, tamamlayayım.

BAŞKAN - Buyurun.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Dün Adalet Bakanımız belli mevzularda bizim sitemlerimize cevap verirken "Sizinle beraber yapacağız, bunları beraber denetleyeceğiz ve size bilgi arz edeceğiz." dedi. Hiç değilse 1'inci grubumuzun ya da Hükûmetimizin bu mevzuda münhasıran şöyle bir sicile ihtiyacı olduğunu düşünüyorum: Araştırdık soruşturduk... Ki bu tür soruşturmalarda toplum sükûnetini sağlamanın yolu da soruşturmaya nezaret eden kadronun başına muhalefetten bazı insanların dizayn edilerek konulmasıdır. Bu, sağlıklı bir mekanizma hâline gelebilirse kazadan sonra doğan acıların toplumsal paylaşım alanının mutabakata dönmesine imkân verir; aksi hâlde, Hükûmet kapatmaya, muhalefet de buradan maraza çıkarmaya dönük cümleler kuruyormuş gibi algılanır. Bunu bir âdet hâline getirebilirsek vallahi bahtiyar olacağız. Yani biz çıldıracağız, birkaç ay önce konuştuğumuz işle alakalı sadece basit bir soru yani elimizde denetim imkân olan şey sadece şu: Efendim, bu mevzuda bize o ilgili bürokrasiden ya da ilgili çalışan arkadaşlardan, ilgili mahfillerden şöyle sorular geliyor, şöyle endişeler geliyor; "Bu, bundan oldu."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Ağıralioğlu.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Dolayısıyla ricamız, devletimizi bu tür mevzularda mazeret bulurken, bahane üretirken değil, hesap verirken görelim.

Bir de "muasır medeniyetler" falan cümleleri kuruyoruz; bu mevzuyu halletmiş bütün ülkelerde istifa mekanizması var arkadaşlar, en azından soruşturmanın selameti açısından bitene kadar istifa mekanizması var. Dolayısıyla, bunu, 1'inci grubumuzun ve Hükûmetimizin ciddiye alması gerektiğini düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.