| Konu: | Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancı'nın yaptığı açıklamasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 13.12.2018 |
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Hocam yani benim bu dediklerimi, bir ders çıkarma, bir eleştiri olarak görmeniz lazım ama eleştiriye hiçbir ortamda tahammülünüz kalmadığı için bunların burada söylenmesine de tahammülünüz yok ve nitekim, polemik yapmak için başka bir noktaya çekmeye çalışıyorsunuz. O tuzaklara gelmem.
Yaşam hakkı konusunda benim ne çalıştığımı siz daha siyasete katılmadan sizin bakanlarınız bilir. Onlarla Diyarbakır'da, insan haklarının korunması, yaşam hakkının korunması konusunda birçok -birçok ama- sohbetim olmuştur hatta ders niteliğinde sohbetlerim olmuştur. Eski bakanlarınıza sorabilirsiniz. Dolayısıyla beni insan hakları konusunda, insan hakları ihlallerinin önlenmesi konusunda, yaşam hakkının korunması noktasında en son test edecek grup bu gruptur, onu bilin. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
İkinci olarak da şunu size söyleyeyim: Bakın, Sayın Bakan, HSYK'nın Başkanısınız. Bu dönem kadar berbat bir yargı ortamı yok, bunlardan biraz ders alın. Dediklerimizi eleştiri olarak kabul edin. Sadece milletvekillerinin yargılamasında değişen mahkeme kompozisyonlarına bakın. Tahliye vermiş, mahkeme dağıtılmış. ByLock konusunda bir tespit yapmış, Gaziantep BAM dağıtılmış, Antalya BAM dağıtılmış. Daha yeni, daha yeni. Çağdaş Avukatlar Derneğiyle ilgili konuşuyorum. Tahliye kararı vermiş, geriye almış, bir daha tutuklanmış ve dağıtılmış. Tüketici mahkemesine gitmiş, icra mahkemesine gitmiş. Neden gitmiş bütün bunlar?
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Gider.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bakın, Demirtaş kararını söylüyorum. Bakın, bunları eleştiri olarak kabul edin Sayın Bakan. Bakın, hükûmetler, devletler kararları nereden ihlal edilmediği noktasından okumazlar, nereden ihlal edildiği noktasından okurlar; nereden ihlal var, o noktadan okurlar. Şimdi, siz "Burada bir ihlal yok, burada bir ihlal yok." Sayın Bakan, Türkiye kendi tarihinin en ağır ihlalini almış, en ağır ihlalini. Bakın, zorla boşaltmada, faili meçhullerde, zorla kaybedilmelerde, işkence vakalarında Türkiye 18'inci maddeden ihlal görmemiş, dememiş bunlar siyasi nedenlerle yapılıyor...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi bağlayın lütfen.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Ama ilk defa Avrupa Konseyi üyesi bile olmayan, Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerle beraber Türkiye bundan mahkûm edilmiş ve bu, sizin döneminizde olmuş. Şimdi, tarafsızlığı ve bağımsızlığı mahkeme kararıyla ortaya çıkmış bir yargı ortamı var. E siz oradasınız, bir şey söylemiyorsunuz. Bakın, bunlar size yazılır. Bunu söylemeye çalışıyorum. Bunları bir hukuk emekçisi olarak dikkate alın. Doğru değil.
Bakın, eskiden yapılan doğru muydu? Siz değil miydiniz "UYAP'tan davalar düşürülüyor." diyen, "Bir yerlere gidiyor." diyen. Siz değil miydiniz, bu sıralar değil miydi geçmişte diyenler? E şimdi aynısını yapıyorlar. Aynısını yapıyorlar. Çıkıyorsunuz Çağlayan Adliyesinin 5'inci katına, 25. Ağır Cezadan 100. Ağır Ceza Mahkemesine, diyorlar ki "Burada bu heyet yok, çıkın 10'uncu kata, 7'nci kata, başka bir heyet var." Biraz önce de söyledim, böyle bir yargı düzenini ben -en azından yirmi beş yıl aktif avukatlık yaptım, Baro Başkanlığı yaptım- Türkiye'nin hiçbir döneminde görmedim. Sanığa ve dava türüne göre yargı heyeti; olmaz böyle bir şey ve bu sizin döneminizde oluyor. Bakın, size gelen raporlarla değil...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Ezberi bitti...
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Tebdilikıyafetde yapamazsınız boyunuz posunuz var ama gönderin müfettişlerinizi, yargı yerlerini görsünler insanların nasıl ezildiğini. Bunları yapıcı eleştiri olarak bir yerlere yazın.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Tanrıkulu.