| Konu: | MHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 13.03.2012 |
ÇİĞDEM MÜNEVVER ÖKTEN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilli arkadaşlarım; isterseniz bu tartışmayı burada bitirelim ve konuşmamı dinlerseniz çok memnun olurum, çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Ökten, buyurunuz, devam ediniz.
ÇİĞDEM MÜNEVVER ÖKTEN (Devamla) - Sayın Başkan?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Sayın Başkan, kısa bir şey söyleyeceğim.
Sayın Başkan, CHP sıralarından grubuma tehditvari sözler gelmektedir, "Dışarı gel, tek başına gel." şeklinde. Biz buraya kavga etmeye gelmedik, burası ring değil, söyleyecekleri varsa kürsü burada.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, bizi Komisyona sokmadılar, Komisyona. Tayyip Erdoğan bunu tebrik ediyor bizi Komisyona sokmadığı için.
BAŞKAN - Sayın Bahçekapılı, kürsüye bir milletvekili arkadaşımızı çağırdım, lütfen onun sözünü dinleyiniz.
Buyurunuz Sayın Ökten.
ÇİĞDEM MÜNEVVER ÖKTEN (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ilköğretim çağındaki çocukların yeterli ve dengeli beslenme konusundaki sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılması konusunda AK PARTİ Grubu adına aleyhte söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; insan genetik donanımı itibarıyla her şeye potansiyeli olan bir canlıdır. Onu istenilen şekle sokan eğitim ve öğretim sürecindeki yaşadıklarıdır. İmam Gazali'nin deyimiyle, çocuk, anne ve baba elinde bir emanettir ve onlar her şekli alabilecek bir bal mumuna benzer.
Bir çocuk anne karnına düştüğü andan itibaren annenin sağlıklı beslenmesi, düzgün ve mutlu bir ruh sağlığı içerisinde olması gerekir çünkü çocuğun gelişiminde bebeklik dönemi çok önemlidir. Anne sütüyle beslenen çocukların büyümelerinin normal olduğu, obezite ve koroner kalp hastalıklarının daha az görüldüğü, bağışıklık sistemiyle ilgili olduğu düşünülen hastalıklara ve bazı kanser türlerine yakalanma ihtimallerinin az olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, hem normal zekâlarının hem de duygusal zekâlarının daha üst düzeyde geliştiği tespit edilmiştir. Sıfır-otuz altı ay dönemi, anne ile bebeğin kesintisiz ilişkide olması gereken bir dönemdir çünkü biyolojik gereksinmelerinin doyurulmasının yanında psikolojik, duygusal, temel gelişim süreçlerinin de sağlıklı tamamlanması gerekir.
Üç yaşına kadar bir çocuğun beyni bir yetişkinin beyninden 2,5 kat daha hızlı çalışmaktadır. İnsan beyninin en fazla öğrenme kapasitesi otuz altı-yetmiş iki ay içerisindedir. Altı yaşına kadar bir profesörden 2 kat daha hızlıdır. Çocuktaki zekâ gelişiminin yüzde 70'lik kısmı yedi yaşına kadar tamamlanır. Bu yüzden beş yaşına kadar olan bebeklik dönemindeki sağlıklı beslenme evde başlar, bununla birlikte normal zekâ ve duygusal zekâ gelişiminin de en hızlı olduğu dönem bu dönemdir.
Anne ve babanın çocuğu eğitme görevi çok önemlidir, çünkü yaşama başlarken ailesinde edindiği temel değerlerle, beslenme alışkanlıklarıyla, sofra adabıyla, davranış biçimleriyle, inanç sistemleriyle, görgüsüyle, örf ve âdetleriyle ilkokula başlar. Öğretmenin öğretim görevi, işte bu altyapı üzerinde şekillenir.
Çocuğun yeterli ve dengeli beslenmesinden bahsediyoruz. Bu beslenmenin -hepinizin bildiği gibi- temel iki tane ayağı vardır. Bir tanesi fizyolojik anlamda temel beslenme, diğeri de ruhi anlamda temel beslenmedir. İşte, sekiz yaşına kadar devam eden bu dönem ilk çocukluk dönemi yani oyun dönemidir. Son çocukluk dönemi sekiz-on iki yaşına kadar olan zamanı içerisine alır. Ergenlik dönemi de on üç-yirmi yaş dönemini içerisine alır. İlkokul ve ortaokul dönemini de içine alan bu süreç, çocuğun aileden ayrıldığı, artık sosyal bir gelişiminin başladığı, kendini birey olarak kabul ettiği, fiziksel değişiminin hızla belirginleştiği, yoğun bir eğitim ve öğretim sürecidir. Bu nedenle de çocuklar için sağlıklı beslenme şarttır, gereklidir ve önemlidir.
Özellikle Millî Eğitim Bakanlığımızca, sağlıklı beslenme, obeziteyle mücadele ve fiziksel aktivite alışkanlıkları kazandırma konularında okullarda çalışmalar yapılmıştır. Bunları sizlerle paylaşmak istiyorum: Türkiye'de Okul Çağı Çocuklarında Büyümenin İzlenmesi Projesi (TOÇBİ) yürütülmektedir. İlköğretim çağı çocuklarında, altı-on yaş grubu, beslenme, fiziksel aktivite alışkanlıkları ile şişmanlık ve zayıflık durumunun belirlenmesine yönelik, Türkiye'de Okul Çağı Çocuklarında Büyümenin İzlenmesi Projesi yürütülmüş, 26 ilimizde 140 okulda yaklaşık 12.500 çocuğumuza ulaşılmıştır. Araştırma raporu 2011 yılında yayımlanmıştır. Türkiye genelinde çocukların yüzde 6,5'inin şişman, yüzde 14,3'ünün hafif şişman, kilolu, yüzde 7,9'unun zayıf ve yüzde 1,3'ünün ise çok zayıf vücut ağırlığında olduğu bulunmuştur. Obezite, zayıflık durumunun yanı sıra, çocukların beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite alışkanlıkları ve bunun gibi pek çok bilgi ve veri elde edilmiştir.
İkinci olarak da Beslenme Dostu Okul Programı başlatılmış ve bu program dâhilinde Şubat 2010 tarihinde başlatılan bu proje içerisinde bugüne kadar üç yüz okulumuza Beslenme Dostu Okul Sertifikası verilmiştir.
Millî Eğitim Bakanlığı ile sürdürülen çalışmalar sonucunda okul kantinlerinde gıda satışıyla ilgili olarak 2011/41 sayılı Genelge 21 Temmuz 2011 tarihinde yayınlanmıştır. Bunu gerçekten çok önemsiyoruz, çünkü, bu, çocuklarımızın kantinlerde sağlıksız beslenmesinin önünü bir derece kısıtlamıştır. Söz konusu genelge ile okul kantinlerinde doğal maden suları hariç, enerji yoğunluğu yüksek, besin değeri düşük olan enerji içecekleri, gazlı, kolalı, aromalı içecekler ile kızartma ve cipslerin satışının yapılmaması, otomatik satış yapan makinelerin bulundurulmaması, bunların yerine Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından üretim veya ithalat izni bulunan süt, ayran, yoğurt, meyve suyu, taze sıkılmış meyve suyu ve tane ile satışı yapılabilen meyvelerin bulundurulması zorunlu hâle getirilmiştir. Tam gün eğitim veren okullara yönelik geliştirilen menü modelleri ve örnek öğle yemeği listeleri hazırlanmış, okullara uygulanmak üzere Millî Eğitim Bakanlığına gönderilmiştir.
Okul öncesi ve okul çağı çocuklarının fiziksel aktivite alışkanlığı kazanmalarını teşvik etmek amacıyla üç-altı yaş çocukları için egzersiz programı ile yedi-on dört yaş grubu çocukları için egzersiz programı hazırlanmış ve uygulanmak üzere yine Millî Eğitim Bakanlığına gönderilmiştir.
Ayrıca, Millî Eğitim Bakanlığı, Okullarda Diyabet Eğitim Programı İşbirliği Protokolü ile yine Ağız ve Diş Sağlığı Bilincinin Geliştirilmesi İşbirliği Protokolü'nü Sağlık Bakanlığıyla birlikte imzalamışlardır. Tüm bunlarla birlikte, beslenme eğitim programı kapsamında otuz ilköğretim okulu belirlenmiş, sınıf öğretmenleri dengeli ve sağlıklı beslenmeyle ilgili eğitici eğitimlere tabi tutulmuşlardır. Bunun neticesinde Türkiye genelindeki okullarımıza baktığımız zaman, şimdiki çıkan 4+4+4 yasasıyla birlikte çocuklarımız çok daha dengeli ve sağlıklı besleneceklerdir.
Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum, teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Ökten.