| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 29.11.2018 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben Dilovası'nda ikamet eden bir milletvekiliyim, burada bir arkadaşımız daha var, eski Belediye Başkanı Sayın Cemil Yaman, o da benim gibi Dilovası'nda ikamet ediyor. Dilovası'ndaki kirliliği, Dilovası'ndaki insan sağlığını tehdit eden şeylerin hepsini konuşalım ama bunları konuşurken devlet ile milleti karşı karşıya getirecek birtakım provokasyonlardan da imtina edelim. Bu, sıkıntılı olur, o zaman maksat hasıl olmaz. Ben Kocaeli Milletvekiliyim, o günkü toplantıda belediyenin önündeki o basın açıklamasında da tek milletvekili bendim. Oradan rahatsızlıklarını dile getiren, çocukları gerçekten bu kirlilikten hasta olan insanların kurduğu bir platform var, gelip bir basın açıklaması yaptılar, çok doğru şeyler de söylediler.
Bakın, Dilovası'nın bir kadersizliği şu: Dilovası Kocaeli'nin zenci çocuğudur. Belediye Başkanıyken Sayın Cemil Yaman için de gazeteye demeç vermiştim, "'Kocaeli'nin zenci Belediye Başkanı' diye muamele görüyor." demiştim, hakikaten Dilovası öyle.
Dilovası'na ikamet etmek üzere gelen arkadaşlarımızın, ailelerin tamamı orada sanayi var diye geldiler yani iş bulma umuduyla geldiler, geliş sebepleri o. Yani neticede deniz kenarı olan, gayet güzel bir sayfiye yeriyken birden bir sanayileşme oluştu, o sanayileşmeyle beraber insanlar iş bulma umuduyla gelip oraya yerleştiler. Oradaki problemin aslı şu: O sanayi tesislerini oradan kaldırmak oradaki iş gücünü de yok etmek demektir, bu çok mümkün değil. Hakikaten Türkiye'nin ilk 500'ünde bulunan yaklaşık 47 tane firma Dilovası'nda üretim yapıyor, çok ciddi bir istihdam sağlıyor ama bunların arasında ciddi anlamda insan sağlığını tehdit edecek şekilde üretim yapan fabrikalar var. Bir tanesini çok ciddi baskılarla Dilovası'ndan taşınmaya razı ettik, buradan da isim veriyorum Lever fabrikası. Dumanından her gün deterjan artıkları çıkıyordu, insanlar deterjan artıkları soluyorlardı, o deterjan artıkları yollara geldiğinde bu sefer her hafta Dilovası'nda o yokuşta 3 tane vatandaşımız hayatını kaybediyordu.
Geriye kalan 2 tane demir çelik fabrikası var. Bunlar bir kısım yatırımlar yaptılar ama hâlâ kanserojenli hurda demir işliyorlar. Bunların da oradan gitmesi için ciddi bir kamuoyu oluşturmak gerekiyor veyahut da üretimlerini ciddi anlamda hurdadan değil, diğer türlü üretim yapan bir demir çelik tesisi hâline getirmeleri için çaba sarf etmemiz lazım. Bu konuda Hükûmete çok ciddi görev düşüyor.
Dilovası'ndaki bir önemli mesele de Dilovası'nda görev yapan, geçmişte ve bugün görev yapan belediye başkanlarının hatasını şu anda Dilovası halkı çekiyor. Sayın Cemil Yaman burada, bir şey söyledim: "Bu fabrikaları birden bire buradan kaldırmak mümkün değil. Bu fabrikaların arasına serpiştirilmiş olan bu evleri -Dilovası'nın hinterlandı müsait- yukarıda kuzeye doğru taşıdığımızda mezkûr sahayı daha yukarıya iskân edersek Dilovası'nı o sanayiden içeriye çekmiş oluruz...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - ...o insanlar hem temiz hava alırlar hem de buradaki zehirli üretimden etkilenmezler." diye söylemiştim. Ama maalesef, ne Cemil Yaman ne de şimdiki belediye başkanı bu konuda çok başarılı olamadılar, hatta hiç başarılı olamadılar.
Bu konuda, geçmiş dönemde bakanlık da yaptı, Sayın Erdoğan Bayraktar'a da teşekkür ediyorum. Orada TOKİ'de, TOKİ'ye ait evler yaptı, insanların bir kısmı yavaş yavaş oraya taşınacak. Ama bunu yerel yöneticiler yapabilirdi, bunu merkezî Hükûmet teşvik edebilirdi, maalesef olmadı.
Bir sıkıntımız daha var, o da Kömürcüler OSB. Kömürcüler OSB'yi kurdular, hemen yanına "Siz kanser olacaksınız, biz biliyoruz." deyip bir de hastane kurdular, bir komedi. Kömürcüler OSB'de kömür partikülleri insanları zehirliyor, öldürüyor, "Tamam, siz öleceksiniz, biliyoruz, ama ölmeden evvel bir de hastanede yatın." deyip yanına hem okul hem de hastane yaptılar. Bu da bu Hükûmetin yapabileceği en gudubet işlerden bir tanesiydi.
Hepinize saygılar sunuyorum, sağ olun. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)