GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 28 Kasım 2015 tarihinde Diyarbakır'da katledilen Tahir Elçi'yi saygıyla andığına ve Hakkâri ilinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:23
Tarih:28.11.2018

SAİT DEDE (Hakkâri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hakkâri ilinde yaşanan sorunlarla ilgili konuşma yapmak için gündem dışı söz almış bulunmaktayım.

Konuşmama başlamadan önce, bundan üç yıl önce Diyarbakır'da katledilen Sayın Tahir Elçi'yi saygı ve özlemle andığımı belirtmek istiyorum.

Elbette, Hakkâri'nin sorunlarını beş dakikaya sığdırmak imkânsız ama elimden geldiğince kısa kısa anlatmaya çalışacağım. Değerli arkadaşlar, Hakkâri'nin en önemli sorunu Hakkâri'yi iradesizleştirme ve temsiliyetsiz bırakma sorunudur. Bundan bir önceki dönem Hakkâri'den seçilen iki milletvekili, Sayın Selma Irmak ve Sayın Abdullah Zeydan şu an cezaevinde ve yine bu dönem rekor bir oyla seçilen Leyla Güven, Anayasa'ya aykırı olmasına rağmen, Anayasa'nın 83'üncü maddesine göre seçilenlerin yargılanmalarının durdurulup bırakılmaları gerekirken ve yine, Anayasa Mahkemesinin daha önce verdiği emsal örnekler ortadayken haksız hukuksuz bir şekilde Diyarbakır Cezaevinde tutulmaktadır. Leyla Güven Hakkâri'nin iradesidir. Leyla Güven bu Meclisin bir üyesidir ve hepinizi bu konuda sorumluluğa davet ediyorum. Leyla Güven 21 gündür Sayın Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekmek için süresiz, dönüşümsüz açlık grevine girmiştir. Leyla Güven'in talepleri Hakkâri'nin talepleridir, bizlerin talepleridir. Leyla Güven haklıdır, tecrit kalkmalıdır.

Tabii, bu iradesizleştirme sadece milletvekilleriyle de sınırlı değil. Hakkâri merkez ve üç ilçesi de 2016 yılından beri halkın seçtikleri tarafından değil kayyumlar tarafından yönetilmektedir. Yine Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde, sadece bir ilçede 31 muhtar görevden alınmıştır. Bu da neredeyse halkın yarısının oy verdiği kişiler tarafından yönetilmemesi demektir. Yani neredeyse Hakkâri'de seçme ve seçilme hakkı yok sayılmıştır.

Değerli arkadaşlar, bildiğiniz gibi Hakkâri ilimiz İran ve Irak'a sınır olan bir ilimizdir. Ancak bu mevcut konumundan yeterince faydalanmamaktadır. Esendere Sınır Kapısı bir ticaret kapısı olmasına rağmen, ithalat çok küçük, sınırlı bir kotayla yapılabilmektedir, bu da halkı ciddi anlamda mağdur etmektedir. Yine yıllardır iktidar tarafından "Açıldı, açılacak." denilen Derecik Sınır Kapısı hâlâ faaliyete geçmemiştir.

Hakkâri de sanayi adına herhangi bir tesis, bir kuruluş yok, turizm ise yok denecek kadar azdır. Halkın temel geçim kaynağı ise tamamen tarım ve hayvancılıktır. Yalnız, boşaltılan köyler, yasaklanan yaylalar ve özel güvenlik bölgeleri nedeniyle tarım ve hayvancılık da neredeyse bitmiş durumdadır.

Yine bir diğer önemli sorunumuz Hakkâri'de bulunan arama, kontrol noktaları. Başta Yeniköprü arama, kontrol noktası olmak üzere Van-Hakkâri, Hakkâri-Çukurca, Hakkâri-Yüksekova ve Yüksekova-Şemdinli arasında bulunan arama, kontrol noktalarında uzun araç kuyrukları oluşmakta ve insanlar bu noktalarda saatlerce beklemektedir. Yarım saat, kırk beş dakikada gitmeniz gereken yolu bir buçuk saatte ancak katedebiliyorsunuz.

Hakkâri'de sağlık alanında da ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bildiğiniz gibi, Hakkâri'ye en yakın il Van olup arasındaki mesafe 200 kilometre civarıdır, yolları çetin ve çoğu zaman da mevsimlik koşullarından dolayı geçilemez durumdadır. Hakkâri'de anjiyo ünitesi olmadığından dolayı hastalar Van'a sevk ediliyor. Bu yolda geçen süre hem hastalar hem sağlık personeli hem de maliyet bakımından ciddi sorunlar oluşturuyor.

Yine 2016 yılından beri Hakkâri ve ilçelerine atanan kayyumların yaptığı hukuksuzluklar, kural tanımazlıklar saymakla bitmez. Çok küçük bir örnek vereyim size, Yüksekova'ya atanan kayyumun cuma namazında ilçe merkezinde yaşattığı sıkıyönetim ve OHAL benzeri bir durumu sizinle paylaşayım: Kayyum her cuma Merkez Camisi'nde namaza gittiğinde Yüksekova çarşı merkezindeki ana cadde trafiğe namaz süresince kapatılıyor, hiçbir aracın geliş gidişine izin verilmiyor ve bu bahsettiğim cadde, Yüksekova'yı Şemdinli'ye, Esendere'ye, Hakkâri'ye bağlayan ana caddedir.

Hakkâri'deki idarecilerin hukuk tanımazlıkları bunlarla da sınırlı değil. Son Sayıştay raporlarında ortaya çıktığı üzere köye hizmet götürme birliklerine ait bütçe amacı dışında kullanılarak folklor kıyafetlerine, tenis kortuna, referandum için araç kiralamaya ve kiralanan araçların yakıt giderleri gibi yerlere harcandığı kalem kalem tespit edildi. Ortaya çıkan rakam 10,5 milyon TL. İl özel idaresi bütçesi işte böyle pervasızca harcanmış.

Gördüğünüz gibi, Hakkâri'yle ilgili birkaç sorunu bu kısa sürede sizlerle paylaştım. Aslında tüm bu sorunların altında yatan temel sorun demokrasi sorunudur. Bunları aşmanın tek yolu demokrasiyi ve hukuku üstün kılmaktan geçer.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)