GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:21
Tarih:22.11.2018

SELAHATTİN MİNSOLMAZ (Kırklareli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nde imzası olan bir milletvekili olarak teklifin tümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Aziz milletimizi ve yüce heyetinizi saygıyla muhabbetle selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce Zonguldak'ta yaşanan maden kazasında yaşamlarını kaybeden maden işçilerimize Allah'tan rahmet diliyorum.

Edirne Milletvekilimiz Cumhuriyet Halk Partisinden Sayın Erdin Bircan Bey'e Allah'tan rahmet; Cumhuriyet Halk Partisine, yakınlarına, ailesine başsağlığı diliyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz kanun Çevre Kanunu olmakla beraber, değişikliğin içerisinde İmar Kanunu'na ve afet riski altındaki bölgelerde yapılacak yapılar hakkındaki mevzuata ilişkin de düzenlemeler var ama çevrenin hassas bir değer olduğu dün akşam da tümü üzerinde diğer parti gruplarından yapılan konuşmalarda da ortaya kondu. Evet, çevre, hepimizin ortak yaşam alanı, dolayısıyla buna ilişkin yapılan mevzuatlar siyasetin üzerinde. Herkesin içerisinde destek vermesi gereken ve komisyonda olduğu üzere de bu desteği tüm parti gruplarının vererek Genel Kurula getirdiği bir yasa teklifi.

Kanun içeriği itibarıyla özellikle yapılaşmanın yoğun olduğu ülkemizde sanayileşmeyle beraber dünyada başlayan fakat ülkemizde de özellikle 50'li yıllardan, 60'lı yıllardan yoğun göçün yarattığı imara ilişkin, altyapıya ilişkin, çevreye ilişkin sorunlara dair çıkartılmış ve... Gerçekten etkin mevzuatlar var değerli arkadaşlar. Hatip, benden önce konuşan Cumhuriyet Halk Partili hatip "Evet, mevzuatlar yapılıyor fakat yenisi yapılıyor." gibi söyledi. Hayır, bu mevzuatlar... Gerek Çevre Kanunu gerek 3194 sayılı İmar Kanunu gerekse 6306 sayılı kentsel dönüşümü kapsayan Kanun yürürlükte ama bunlara ilişkin daha düzenleyici, vatandaşlarımızın ve hak sahiplerinin hak sahipliklerini destekleyen düzenlemeler de yapılması gerekiyor. Çünkü yaşanan süreç ihtiyaçları, tüketimleri ve tüketimlere bağlı alışkanlıkları son derece etkiliyor, dolayısıyla yasal mevzuatın da güne uygun hâle getirilmesi kaçınılmaz oluyor.

Çevreyle ilgili süreç çok önemli. Dünyada da buna ilişkin düzenlemeler yapılıyor. Çevre Kanunu hakkında yapılan düzenlemeleri özellikle yoğun kapsamasının sebebi de ülkemizdeki yoğun poşet kullanımı, depozito uygulaması ve geri kazanım bedellerinin kanuna konmasıyla ilgili. Evet, sıfır atık sistemini Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız yürürlüğe koydu. Bu konuda önemli çalışmalarından ötürü onlara teşekkür ediyoruz. Ama bir sistemin hayata geçirilmesi için tüm bileşenleriyle beraber ve bu sistemin de kendi içerisinde bir finansmanının da sağlanması gerekiyor. Bu itibarla, Çevre Kanunu içerisinde dercedilen, özellikle poşet kullanımını kısıtlı hâline getiren ve yine, geri kazanım bedelleriyle ambalaj üreten kişilerden cüzi miktarlarda, sistemin yürüyebilmesi için finansmanı öngören bir poşet bedelinin alınması ve geri kazanımın yerinde, kaynağın yani atığın oluştuğu noktada ayrıştırılarak ve bunun da bundan sonra Türkiye'de her şeyin çöpe gitmeden, öncesiyle, ayrıştırmayla, değerlendirmeyle, çöpe ne kadar az atık gidiyorsa bundan ekonomik bir kaynak üretmekle daha faydalı olacağı ilkesine dayanıyor.

Değerli arkadaşlar, ülkemizin, on altı yıldır Hükûmetimizin yoğun çabalarıyla sanayileşme, yapılaşma, kentsel gelişim süreçlerinde çevreye etkilerini en aza indirgeyici mevzuatlar yaptığı malumunuz. Özellikle günümüzde gerek kamunun gerekse özel sektörün çevre bilinci hususunda gösterdiği hassasiyet sevindirici, zaten tüm parti gruplarındaki hatipler de bu husustaki hassasiyetlerini dile getirdiler. Gerek 2872 sayılı Çevre Kanunu gerek 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun gerekse 3194 sayılı İmar Kanunu ve ona bağlı yapılan düzenlemeler, yönetmelikler ülkemizde belli alanlarda bu işi belli noktaya kadar getirdi.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşu 1923 ve sonrasında yaşanan ekonomik süreçlerle belki Avrupa ülkelerine nazaran şehirleşme, kentleşme ve bu alanda mevzuat ihdasında biraz geç kalmış olabiliriz. Şehirlerimizi eleştirirken, bu konuda hizmet veren belediyeleri veya hükûmetleri eleştirirken diğer Avrupa ülkelerindeki tarihsel sürece bakmak gerekiyor. Dolayısıyla bu işlerin Batı'da beş yüz yılı aşkın süreçleri varken ülkemizde imar planlarının 1950'li yıllarda yapıldığına baktığımız zaman biraz insaflı olunması gerektiği kanaatindeyim.

Görüşmekte olduğumuz kanun teklifinde genel olarak Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçmemizden kaynaklı bazı teknik düzenlemeleri getiriyoruz. Yine, geri kazanımı neredeyse imkânsız olan poşet kullanımını minimum hâle getirmek için ciddi bir düzenleme yapıyoruz çünkü ülkemizde, değerli milletvekilleri, maalesef yılda 30 veya 35 milyar adet poşet kullanılıyor ve bunların da yüzde 90'ınından fazlası çöpe gidiyor. Böyle bir ambalajın tüketilmesi yaklaşık birkaç dakikayı alırken doğada bunun varlığı 400 yıl sürüyor. Bu kadar çarpıcı sonuçlar varken bunlara ilişkin yasal düzenleme yapmakta tabii ki tüm grupların mutabakatı çok önemli.

Tabii, bununla beraber egzoz ölçümlerine ilişkin düzenleme yapıyoruz, idari cezaların söz konusu olduğu bir düzenleme çünkü bu da hava kalitesi açısından çok önemli.

Isınma kaynaklı hava kirliliğinin önlenmesi. Değerli arkadaşlar, bunlar, yine, kömürle ilgili bazı düzenlemeler.

Kaynağından ayrı toplanarak sıfır atık yönetim sisteminin hayata geçirilmesi. Bu hususta Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi'ye de teşekkür ediyoruz, bu konuda çok ciddi bir himayesi ve desteği var.

Yine, teklifin imara ilişkin bölümlerinde yapı müteahhitlerinin sınıflandırılması söz konusu. Hem mali hem teknik hem de yeterlilik yönünden söz konusu müteahhitlere ilişkin sınıflandırma daha önce başka komisyonlarda konuştuğumuz bir konuydu. Çünkü ülkemizde mevzuatı ne kadar değiştirirsek değiştirelim, nihayetinde, bu işleri yapan müteahhitler var. Onlara ilişkin düzenleme de bu kanun teklifinin içerisinde bulunuyor.

Ülkemizde su yüzeyleri üzerinde herhangi bir şekilde enerji tesislerinin yapılmasına ilişkin mevzuatta bir yer yoktu. Yine, su yüzeyleri üzerinde... Burada yine parti gruplarının çevreye ilişkin, enerjiye ilişkin daha önceki toplantılarda dile getirdiği bir husus vardı: "Niye tarım alanlarını kullanıyoruz? Niye orman alanlarında enerji tesisleri kuruyoruz?" Değerli arkadaşlar, özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının -güneş panelleri ve rüzgâr gülleri gibi; bunların dünyada da emsalleri var, özellikle Avrupa'da- atıl su alanları yüzeylerinde kurulması için kanunda buna cevaz veren bir madde ihdas ediyoruz.

Değerli Başkan, sayın milletvekilleri; 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'a ilişkin düzenlemede de kira yardımının kapsamını genişletiyoruz. Çünkü bu alanlarda kentsel dönüşüm yapmamız ülkemizin deprem gerçeğiyle ve malumunuz, bu alanlarda yapılacak idari işlemlerin zorluğuyla ilgili. Vatandaşımız açısından, bunu her ekonomik sınıftaki insana, orada konaklamıyor, ikamet etmiyor olsa dahi bu hususta bir mali destek vermek için bu önemli düzenlemeyle kira yardımı kapsamını genişletiyoruz. Herhangi bir şekilde afet riskli alanlardaki düzenlemelerle bir geri adım yapıldığı yok, kentsel dönüşümü destekleyen nitelikte.

Değerli arkadaşlar, depozito kullanımını genişletmek istiyoruz. Çağdaş dünyada depozito kullanımıyla bu konudaki malzemelerin hemen hemen yüzde 90'ı geriye toplanıyor. Bu, ülkemizde yok denecek kadar az. Burada geri kazanım katılım payı söz konusu. Geri kazanım katılım payı gibi bir pay ihdas etmeden bu sistemin sürdürülebilirliğini sağlamak mümkün değil. Zaten bugüne kadar böyle bir sistemin yürüyen bir şekilde, tam layıkıyla oturmamasının sebebi bu işin finansmanının planlanmamış olması. Bu şekilde poşet veya paket üreten, ambalaj üreten kişilerden ve şirketlerden cüzi bir miktarda katılım payı almak suretiyle bu sistemin finansmanı da sağlanmış olacak.

Değerli arkadaşlar, ülkemizde bir kişi yılda 440 adet poşet kullanıyor. Amacımız, 2025 yılına kadar bunu ciddi miktarda azaltıp bir kişinin kullandığı poşet sayısını yaklaşık onda 1'ine kadar indirmek.

Sürem azaldığı için toparlama gereği hissediyorum.

Değerli arkadaşlar, malum, çevreye ilişkin hususların çok siyaset boyutu yok ama milletimizin huzur ve refahının sağlanabilmesi amacıyla çevremizi korumamız ve bunu da çocuklarımıza aktarmamız gerekiyor. İki gün önce Dünya Çocuk Hakları Günü'ydü. Ben de bir mühendis olarak, eşi de çevre mühendisi olan bir kişi olarak çocukların en büyük hakkının temiz bir çevrede, sağlıklı bir ortamda yaşamaları olduğunu düşünüyorum.

Değerli dostlar, bu süre içerisinde ülkemizde önemli şeyler yapıldı. Bunları çok kısa bir şekilde anlatmaya belki vakit yetmedi ama... Sayın Cumhurbaşkanımız hafta sonunda millet bahçelerini açtı. Bunlar gerçekten İstanbul ölçeğinde 1,5 milyon metrekare kadar yeşil alanının İstanbul'a kazandırılması anlamında çok önemliydi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Milletvekili.

SELAHATTİN MİNSOLMAZ (Devamla) - Bununla beraber, Haliç'in temizlenmesinden İstanbul'un su probleminin çözülmesi sürecine kadar geçen dönemde ülkemizdeki çevre bilinci gerçekten ciddi anlamda arttı. Çevre sadece yeşil demek, su demek değil, hava kalitesinin artması için de ülke genelinde başta büyükşehirler olmak üzere tamamen doğal gaza geçilmesi çok ciddi anlamda faydalar sağladı. Bunun gibi, sigaraların kapalı alanlarda yasaklanmasından benim bölgemdeki Ergene Havzası Çevre Eylem Planı'na kadar bütün süreçler çevreyle ilgili önemli kazanımları sağladı.

Ben bu anlamda Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın bürokratlarına, tabii başta Sayın Cumhurbaşkanımıza, emeği geçen tüm bakanlara; kendisi burada oturuyor, tabii ki su deyince, çevre deyince, orman deyince ülkeye yaptığı hizmetlere teşekkür etmemiz gereken Sayın Veysel Eroğlu eski Bakanımıza, emeği geçenlere, herkese teşekkür ediyorum ve bu kanunun ülkemiz açısından, milletimiz açısından, çocuklarımız ve çevre açısından hayırlı uğurlu olmasını diliyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)