GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:77
Tarih:13.03.2012

MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Bu araştırma önergesi aleyhinde konuşacağım, ancak araştırma önergesi insan sağlığını yakinen ilgilendirdiği için neden aleyhinde konuşacağımı da belirtmek istiyorum. Şöyle söyleyeyim, bu konuda yapılmış çok sayıda araştırma var Türkiye'de ve hemen hemen her sektörde yapılmış araştırma var. Benden önceki konuşmacı tersaneler konusunda düşüncelerini söyledi, kendisiyle birlikte geçen dönem tersaneler konusunu araştırdık ve sanıyorum üç yüz yirmi sayfalık bir rapor da oluşturduk, oradaki nedenler belliydi.

Yine, diğer alanlarda da çok sayıda çalışma ve araştırma var, onun için tekrar olmasın bu araştırmalar diye aleyhinde söz aldım ama bu konudaki düşüncelerimizi de söylemek istiyorum. Sağlıklı çalışma ortamı ve çevresi iş barışının ve hızlı sağlıklı kalkınmanın en önemli şartı. İş kazaları ve meslek hastalıkları sonuçları itibarıyla insan hayatını ve sağlığını özellikle tehdit eder ve bunun yanında işletmelerin de maliyetlerini büyük ölçüde etkiler, maliyet unsuru olarak iş verimliliği ve kârlılığını da doğrudan etkiler.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği istatistiklerine ulaşabildiğimiz tek kaynak Sosyal Güvenlik kaynağıdır, dolayısıyla bu verilere göre 2010 yılında Türkiye'de 1 milyon 325 bin 749 iş yeri faaliyet göstermekte ve iş yerlerinde 10 milyon küsur işçi istihdam edilmektedir. Ayrıca, bu iş yerlerinde 62.903 iş kazası, 533 de meslek hastalıkları vakası ve 1.454 de ölüm meydana gelmiştir. Ölümlerin 1.444'ü iş kazaları, 10'u meslek hastalıkları nedeniyle meydana gelmiştir. İş kazaları, meslek hastalıkları sonucu kaybedilen iş günü sayısı 1 milyon 516 bin 24 adettir. Sürekli iş göremez sayısı ise 2.085 adettir. Bu rakamlara göre, Türkiye'de günde yaklaşık 172 iş kazası olmakta, 4 kişi iş kazası sonucunda hayatını kaybetmekte ve 6 kişi iş kazası sonucu iş göremez hâle gelmektedir. Bu rakamların yanı sıra Sosyal Güvenlik istatistiklerine yansımayan kapsam ve kayıt dışı iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu kayıplar da ayrıca dikkate alınmaktadır.

Sayın milletvekilleri, iş sağlığı ve güvenliği konusu, sadece iş yeri ve çalışan düzeyinde değil, toplumun genelini de doğrudan ilgilendirmektedir. Aynı zamanda, ulusal ve uluslararası düzeyde ele alınması gereken bir öncelik olduğunu kabul etmemiz gerekir. İş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu maddi ve manevi kayıplar, ülke ekonomisi açısından fevkalade önemli boyutlara ulaşmaktadır. Bu nedenle ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği alanında çok ciddi tedbirlerin alınması mecburiyeti vardır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şüphesiz hepimizin amacı, sağlıklı gelişen bir sanayi, işçi-işveren ilişkisidir. Bunun da vazgeçilmezlerinden birisi sendikal örgütlenmedir. Sendikal örgütlenme, iş sağlığı ve güvenliği konusunda önemli bir güvencedir, bu alanın gelişmesi gerekmektedir. Komisyon gündeminde bulunan Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı'nın yüce Meclisimizde ivedilikle kanunlaşması ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği alanında gelişme sağlanması açısından önem arz etmektedir.

Değerli milletvekilleri, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması konusunda sanayicimizin, sendikalarımızın gayretleri dışında, şüphesiz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının etkin denetimlerini yürütmesi gerekmektedir. Son beş yıllık dağılıma bakıldığında 2006 yılına göre 2010 yılında iş yeri sayısında yüzde 28, çalışan sayısında da yüzde 28'lik bir artış meydana gelmiş yani iş gücü piyasasında büyüme sağlanmıştır. Ekonomik gelişmeye rağmen, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının iş kazalarının azalmasına yönelik çalışmaları sayesinde, iş kazası oranında yüzde 38, ölümlü iş kazası ve meslek hastalıkları oranında yüzde 28, iş gücü kaybında yüzde 20, sürekli iş görmezlik sayısında ise yüzde 8'lik bir azalma izlenmektedir.

Türkiye'de iş kazalarının ve meslek hastalıklarının azalması konusunda gelişme kaydedebilmemiz için iş sağlığı ve güvenliği kanununa da ihtiyacımız bulunmaktadır. Bakanlığımız kanun tasarısı çalışmalarını sonuçlandırmış ve Bakanlar Kuruluna sunmuş bulunmaktadır.

Değerli milletvekilleri, yeni taslak önleyici yaklaşımı esas almaktadır, iş kazası olmadan önce önlem almaya yöneliktir. Bütün iş yerlerine risk değerlendirmesi zorunluluğu getirilmektedir. İş yerinde çalışanların sağlık ve güvenliğini etkileyecek tehlikelerin belirlenerek gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamaktadır. Böylece iş verimliliği artmış olacaktır.

Taslak, iş kazalarında tek bildirimin esas alınarak bildirimin sadece Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmasını sağlamaktadır.

Taslak, sağlık kuruluşlarına kendilerine intikal eden iş kazası ve meslek hastalıklarına bildirim zorunluluğu getirmektedir.

Birden fazla iş yerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde iş sağlığı ve güvenliği konusunda iş birliği yapılması yükümlülüğü getirilerek iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesine katkı sağlanması ve koordinasyonla toplulaştırmanın iş yerlerinin yönetimi tarafından gerçekleştirilmesi sağlanacaktır.

Hayati tehlike durumunda, tehlike giderilinceye kadar tehlikeli bölgenin veya işin kısmen veya tehlikenin büyüklüğüne göre tamamen durdurulması esası getirilmektedir. İş yerleri tehlikelerine göre gruplandırılmaktadır; az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli iş yerleri olmak üzere sınıflandırılma getirilmektedir. Bugünkü iş kazalarının çoğu çok tehlikeli alanlarda ortaya çıkmaktadır; maden işletmeleri, inşaat, metal, tersaneler, mobilya üretimi ve kimya sektörü gibi.

Değerli milletvekilleri, iş sağlığı ve güvenliği kanun taslağında 10'dan az çalışanı bulunan iş yerlerine yönelik özel düzenleme yapılması için Bakanlığa yetki verilmektedir.

Hepimizin bildiği gibi, çoğu iş kazaları daha çok küçük işletmelerde meydana gelmekte ve bu küçük işletmelerde gerekli önlemin alınmaması nedeniyle ölümlerle karşı karşıya kalınmaktadır.

Parlamentomuzda bu alanda oldukça fazla araştırma yapılmıştır, araştırma önergesi verilmiştir, hemen hemen her konuda veriler oluşturulmuştur.

Şimdi bizim esas görevimiz, bu veriler doğrultusunda az önce bahsettiğim Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısı ve İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu Tasarı'sını burada tartışarak, ülkemizdeki iş sağlığı ve iş güvenliğine katkılarını artırmayı sağlamaktır. Bu nedenlerle araştırma önergesine katılamıyoruz.

Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Domaç.