| Konu: | 21 Kasım Mardin'in Onur Günü'nün 99'uncu yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 21.11.2018 |
ŞEYHMUS DİNÇEL (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Mardin'in Onur Günü'nün 99'uncu yılını kutlamak için söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Mardin'in binlerce yıllık tarihi içerisinde onlarca farklı uygarlık, farklı medeniyet kendine yer bulmuştur. Milattan önce 4500'den başlayarak klasik anlamda yerleşim gören ve Subari, Sümer, Akad, Babil, Mitaniler, Asur, Pers, Roma, Bizans, Arap, Selçuklu, Artuklu, Osmanlı Dönemi'ne ait birçok yapıyı barındırmakta olan Mardin, âdeta bir açık hava müzesidir. Tarih boyunca kültürel bir geçiş noktası olmuş, Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Yezidi, Şemsi, Kameri, Mecusi gibi farklı din ve Türk, Kürt, Arap, Ermeni, Süryani, Yakubi, Keldani, Nasturi gibi farklı etnisitelere de yurt olmuştur.
Birinci Dünya Savaşı bitiminde Mondros Ateşkes Anlaşması'yla Güneydoğu Anadolu Bölgesi İngilizlere verilince İngilizler Musul'un ardından hızla Mardin kapılarına dayandı. Amiral Bristol'ün bölgedeki tüm olayların arkasında olarak işaret ettiği İngiliz Noel yanında kumandanlarıyla birlikte 12 Mayıs 1919'da Mardin'e geldi. Burada şehrin ileri gelenleriyle, savaşsız teslim alma umuduyla toplandı. Toplanan halk ve birçok kavim, başta Süryani Kadim Patriği III. İlyas Şakir Efendi'nin verdiği cevap "Yekvücut olarak canen ve malen işgale karşı mücadeleye hazırız." şeklinde oldu. Bölgedeki farklı dil ve dinden insanların dayanışma içindeki millî duruşu karşısında tutunamayacaklarını anlayan Noel 14 Mayıs 1919'da geri dönerek genel durumu ve bölgenin kendileri için batak olduğunu üstlerine bildirdi.
16 Eylül 1919'da Londra'da yapılan bir anlaşmayla İngilizlerin ve Fransızların ellerindeki, Mardin'in de içinde bulunduğu, birtakım yerler el değiştirdi. Fransızlar hemen doğuya doğru işgal alanlarını genişlettiler. Bu sırada, Fransız Norman da yanına birkaç subay daha verilerek Mardin'i işgal etmek üzere görevlendirildi. Mardin halkı gelişmeleri duyunca durumu hemen protesto etti. 30 Ekim 1919 tarihinde binlerce kişinin katıldığı bir miting yapıldı. Heyet-i Merkeziye namına Hüseyin imzasıyla şu protesto yayımlandı: "Haksız ve adaletsiz bir sulh kararının medeniyet âlemine saadet getireceği yerde, kanlı bir istikbal doğuracağı herkesçe bilinmektedir." Norman emrindeki kuvvetlerle birlikte Mardin'e geldiğinde, şehre doğru harekete geçtiğinde Mardin'in ileri gelenleri toplanarak nasıl bir tavır sergileyecekleri hakkında bir kanaate vardılar. Teşkilat Reisi Eyüp Önen'in evinde toplandılar. İlk tedbir olarak istasyon ile şehir arasındaki tepelere birçok çadır kurularak içinde millî teşkilatın bulunduğu izleniminin yaratılması kararlaştırıldı. İnce odunlara süngü ölçüsündeki et bıçakları bağlanarak tüfek süsü verildi. Kaledeki iftar topunun yanına top süsü verilmiş birçok soba borusu yerleştirildi. Kayalar arkasına yerleşenler başlarını ve sadece süngüsünü gösterdikleri sahte tüfeklerle kalabalık bir askerî kuvvete dönüştü. 21 Kasımda Norman istasyona girer girmez ellerindeki mavzerlerle, baltalarla, hançerlerle bekleyen yerel halkın muhalefetiyle karşılaştı. Bu durumdan korkuyor olsa da başta askerî gururunu yenemeyip belediye meclisine doğru yol aldı. Daha önce kararlaştırıldığı şekliyle toplantıda hazır bulunan eşraf adına bir temsilci başı dik, mağrur ve azimli bir ifadeyle şu karşılığı verir: "Tercüman, hepimiz namına, bütün Mardin ve Mardinliler namına Norman'a bildir ki burası zannettiği gibi Suriye'den bir parça değil, binlerce senelik bir Osmanlı şehridir. Hükûmetini muhafaza ve müdafaa yolunda bugüne kadar nasıl çalışmış ve istilaları bugüne kadar nasıl kahramanca karşılaşmışsa yine öyle yapacaktır. Hükûmetimiz her türlü ihtiyaçlarımızı temin etmeye kadirdir. Tek kişi kalsak bile şehri ona teslim etmeyiz. Hayatına acısın ve Mardin, Diyarbakır sevdasından vazgeçerek geldiği gibi gitsin." Konuşmayı duyan Mardin gençleri heyecanla gösteri yapıp Fransız subayının şehri hemen terk etmesini istediler. O sırada kaleden top sesleri...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sayın milletvekili.
ŞEYHMUS DİNÇEL (Devamla) - O sırada toplantıda hazır bulunanlardan bazıları, Albay Norman'ın emrindeki bir subayın kaleye dikilmesi planlanan elindeki Fransız bayrağını çekiştirip yırtmıştır. Bundan çok korkup etkilenen Norman etrafındakilerle birlikte şehri kaçarcasına hemen terk etmiştir. Gördükleri ve duyduklarından durumun ne derece tehlikeli olduğunu anlayan ve Mardin'den sağ salim çıkabilmekten başka bir şey düşünmeyen Norman hemen Mardin'i terk etmiştir. Norman o günkü kaçışıyla istiklal mücadelesinin mihenk taşı olmuştur. Kurtuluş Savaşı'nın fikrî temelleri bu olaylarla atılmış, bağımsızlık umudu burada yeşermiştir. 21 Kasım günü Mardin'de doğan mücadele ruhu memleketin her köşesine yangın gibi yayılmış, İngilizlere, Fransızlara ve daha nicesine Anadolu'nun altın tepside kendilerine sunulmadığını göstermiştir. Mardin o gün gösterdiği onurlu duruşu bugün de her zaman olduğu gibi göstermektedir.
Bu vesileyle buradan tüm Mardin halkının 21 Kasım Onur Günü'nü tebrik ediyor, tüm Genel Kurulu saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)