GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:19
Tarih:20.11.2018

CHP GRUBU ADINA KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi öncelikle saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Geçen gün vefat eden Erdin Bircan arkadaşımızın vefatı sebebiyle hem partimize hem de Meclisimize başsağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun, nur içinde yatsın diyorum.

Ayrıca bugün Çocuk Hakları Günü. Çocuklarımızın özellikle korunmasını, onların yetişmesini, onların istismar edilmemesini ve haklarının korunduğu ve güzel bir dünyada yaşadığı bir gün olmasını da temenni ediyorum, diliyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün burada Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine görüşmeler yapıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım ve görüşlerimi de sizlere sunmak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, öncelikle bu düzenlemenin İç Tüzük'ümüzün 38'inci maddesine göre Anayasa'ya uygunluğu incelemesinin öncelikle yapılması ve Anayasa Komisyonuna havale edilerek, bunun enine boyuna tartışılarak, gerçekten bu düzenleme Anayasa'mıza uygun mu, değil mi konusunda bir görüşün, bir raporun alınmasından sonra Sanayi, Ticaret, Enerji Komisyonuna gelerek bunun tartışılması gerekirken maalesef bu yapılmadan direkt olarak, aslında en direkt olarak ilgili olan Sanayi Komisyonuna gelmek suretiyle bu görüşmelerin yapılmasına olanak sağlanmıştır. Aslında, şunu açıklıkla belirtmek istiyorum: Bu düzenleme Anayasa'mızın hem 67'nci maddesinin son fıkrasına hem 135'inci maddesine hem de Anayasa'mızın eşitlik ilkesine kesinlikle aykırıdır. Bunu bir kere, öncelikle tespit edelim.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, Türkiye'de meslek örgütleri yani kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütleri Anayasa'mızın 135'inci maddesine göre... Bu şekilde 21 tane meslek örgütü vardır. Sadece 2'sini baz alarak, 2'sini öne çıkararak, TOBB'u öne çıkararak, Esnaf ve Sanatkârlar Odasını öne çıkararak böyle bir düzenlemenin yapılmış olması hem eşitlik ilkesine aykırı hem hukuka aykırı hem de Anayasa'mızın temel değerlerine, ilkelerine aykırı bir düzenlemedir. Bunu görmek lazım. Yoksa sadece "Biz yaptık, oldu. Biz böyle istiyoruz. Biz böyle bir düzenleme istiyoruz. Diğer 19 tane kuruluşun durumu bizi ilgilendirmez." diyemeyiz. Biz Türkiye Büyük Millet Meclisiyiz, biz Türkiye'nin milletvekiliyiz. Sadece belirli odaların milletvekili değiliz değerli arkadaşlarım. O nedenle, düzenlemeleri bu Meclise getirirken çok geniş anlamda değerlendirip hem hakkaniyete uygun bir şekilde hem de hukuka uygun bir şekilde düzenlemeleri yapmak zorundayız.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, TOBB ve TESK gerçekten meslek örgütleridir. Bununla ilgili olarak bu meslek örgütlerinin asli görevi siyaset yapmak değildir değerli arkadaşlarım. Siyaset yapacaksa siyasi partiye gider, aday olur, seçilir veya seçilmez, artık orada görevi son bulur değerli arkadaşlarım çünkü meslek örgütleri, meslek mensupları o arkadaşlarımıza o görevleri tevdi ederken kendi meslek sorunlarının, mesleki sorunlarının çözümü noktasında seçmişlerdir, görev vermişlerdir, onları siyaset yapmak üzere görevlendirmediler. Dolayısıyla, görevinden ayrılacaksa, siyaset yapacaksa meydan hazır, istifa eder, gelir, siyasete girer, seçilirse seçildiği yerde görevine devam eder, seçilemezse de normal, düz bir üye olarak mesleğine devam eder.

Değerli arkadaşlarım, gerçekten, burada inanılmaz bir haksızlık var, inanılmaz bir eşitsizlik var, tamamen meslek örgütlerini siyasallaştırmaya yönelik, meslek örgütlerinin tam ortasına siyaseti oturtmaya yönelik ve meslek örgütlerini siyasi amaçlı kullanmaya yönelik bir düzenleme var. Onun için, buna şiddetle karşıyız değerli arkadaşlarım.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, TOBB ve TESK'in üyelerinin, aday olduklarında, gerçekten, seçilemedikleri takdirde eski görevlerine döndükleri takdirde tarafsız olarak görev yapabileceğine inanıyor musunuz? Hangi kuruluşta olursa olsun değerli arkadaşlarım, hangi partiden olursa olsun, gerçek anlamda siyasi kimliği çıkmış, meydanlara çıkmış ve yarışa girmiş ve aynı zamanda da o odanın temsilcisi olması sebebiyle arkasında odası durmuş, onun bütçesini kullanan, bir fırsata dönüştürme, ona imkân verme noktasında gerçekten yanlışın çok büyük bir noktada olduğunu görmek zorundayız değerli arkadaşlarım.

Değerli arkadaşlarım, bu düzenleme, aynı zamanda siyasi ayrımcılığın, siyaseten kutuplaşmanın da önünü açacaktır. Şimdi, bu meslek kuruluşları, aslında o meslek kuruluşlarına üye olan meslektaşlarının haklarını hukuklarını, hangi alanda sorunlarının olduğunu araştırmak, soruşturmak, düzenlemesini yapmak, onların haklarını korumak üzere orada görev almış olan kuruluşlardır veyahut da seçilmiş arkadaşlardır.

Şimdi, bunları bir kenara bırakarak, orada bir yetkiyi, imkânı fırsata çevirerek hele hele "Ben siyaset yapacağım, iktidar yanlısı bir partinin, iktidarın yanında yer almak suretiyle onun imkânlarından faydalanacağım." diyerek çıktığı bir yolda gerçekten sürekli yanlış yapma olasılığı fazladır. Kayırma işlemleri mutlaka fazla olacaktır. Yandaş tutma, yan tutma olayları, tarafgir olma noktalarında gerçekten yanlışlar birbiri arkasına devam edip gidecektir. Onun için, değerli arkadaşlarım, buna fırsat vermeyelim, buna imkân vermeyelim. Yapacaksak şu Mecliste doğru dürüst, gerçek anlamda Türkiye'nin önünü açan -gerçek anlamda siyaset yapılabilen- meslek örgütlerinin gerçek anlamda görevlerini yapabildiği düzenlemeleri ortaya koyup onların sorunlarıyla ilgili çözümler arayan, onlarla ilgili düzenlemeler yapan ve boşu boşuna burada siyasi hesaplar yaparak, küçük hesaplar yaparak... "Seçimlerde nasıl daha iyi, başarılı olabiliriz, hangi odayı kullanabiliriz, onun başkanını değerlendirebiliriz, eğer değerlendiremezsek, seçilemezse yeniden gelip bizim doğrultumuzda görev yapacak bir arkadaşı buluruz, onu aday yaparız." düşüncesinden hareketle böyle bir çalışmaya maalesef imkân veriliyor, buna imkân vermeyelim değerli arkadaşlarım.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, bu düzenlemenin aslında özel olarak sadece 2 kuruluşun yasalarında yapılacak değişiklikle değil, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un ek 7'nci maddesinde yapılacak bir düzenlemeyle yapılması lazım. Ve bütün kuruluşları, bütün kamu kurumu niteliğindeki kuruluşları kapsayacak şekilde yapmak gerekir. Yoksa burada sadece belirli kurumların, belirli kuruluşların temsilcisiymiş gibi burada düzenleme yapmak gerçekten hem hukuka hem hakkaniyete kesinlikle uygun değil ve bu çalışmalar Türkiye'nin yararına değil, zararına olacaktır; bunu da özellikle görmenizi diliyorum değerli arkadaşlarım.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, meslek odaları sadece TOBB ve esnaf birlikleri değil, dünya kadar meslek odası var. Şimdi, bu meslek odalarının sorunlarını aslında oraya seçilen arkadaşlarımızın yakinen takip etmesi gerekiyor. Yani ben bakıyorum da bugün bir siyasetçi olarak, geçmişte bir tüccar olarak, bir sanayici olarak odaların tamamen siyasallaştırılmaya çalışıldığı ve odaların üzerinde siyasi baskı kurulmak suretiyle inanır mısınız odanın zararına olan, oda mensuplarının, özellikle meslek mensuplarının zararına olan bir düzenleme veyahut da düzenlemeler karşısında bile hiç ses çıkarmayan odalarla karşı karşıyayız değerli arkadaşlarım. Şimdi, bu meslek kuruluşlarını bu yönüyle de siyasallaştırırsak, siyasetin tam göbeğine atarsak gerçekten onların gerçek anlamda düzenlenmiş olan amaçları doğrultusunda onlardan hizmet beklemek, iş beklemek kesinlikle mümkün değildir değerli arkadaşlarım.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, biliyorsunuz bu düzenlemeyle birlikte gerçek anlamda bazı örnekler veriliyor, diyorlar ki: "Kamu görevlisi atanıyor veyahut da istifa ediyor, seçiliyor veyahut da seçilemiyor; seçilemezse yine kendi mesleğine, kendi işine geri dönsün." Ama değerli arkadaşlarım, şimdi, o konu ile bu konuyu karıştırmak kesinlikle yerinde değil çünkü o, atanmış bir insan; o arkadaşımız, o kurumda görev yapmak üzere atanmış bir insan ama siz seçilmiş bir insanı, meslek organları içinden meslek mensuplarının seçtikleri kişiyi siyasete daha çok bulaştırmak istiyorsunuz ve siyasetin içine sokmak istiyorsunuz, kendi amacınız doğrultusunda bu odaları kullanmak istiyorsunuz, odaların gerçek anlamda yöneticilerini ve imkânlarını da kullanmak istiyorsunuz. Geçmişte bunları yaşadık biz. Geçmişte birçok partinin bayraklarının bazı odaların yerlerinde ve depolarında bulunduğuna şahit olduk değerli arkadaşlarım. O noktaya getirmeyelim Türkiye'yi, lütfen. Yapacaksak düzenlemeyi doğru yapalım, gerçekçi yapalım, objektif değerlendirmeler yaparak gerçekleştirelim. Yoksa tamamen tarafgir olan, taraf tutan bir düzenleme olur ki kesinlikle bunun ülkeye faydası olmaz.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, iktidar partisi dara düştükçe, sıkıntıya girdikçe, böyle, seçim öncesi kendine göre yeni düzenlemeler ortaya koymaya çalışıyor. Değerli arkadaşlarım, şimdi seçime kalmış dört ay, on gün, yerel seçimlere. Şimdi, değerli arkadaşlarım, yani seçimle ilgili düzenlemelerin mutlaka ve mutlaka önceden yapılması ve bir sene sonra ancak devreye girmesi, yürürlüğe girmesi Anayasa'mızın emredici hükmüdür. Bunu göz ardı edemezsiniz. Gerçek anlamda bu düzenlemeyi niye bugün getirdiniz? Başka bir sürü sorunlarımız var. Bu sorunlarla ilgili çözümleri buraya getirmeniz gerekirken bunları niye getirmiyorsunuz? Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili düzenlemeyi niye getirmiyorsunuz değerli arkadaşlarım? Bunları getirelim, bunları tartışalım, bunları konuşalım burada. Ülke gerçekten ekonomik krizin içinde. Biz sektörlerimizi nasıl canlandırabileceğiz, fabrikalar nasıl kapanmasın diyebileceğiz, konkordatolar ilan edilmesin... Ve zincirleme olarak geride birçok fabrikaların kapanmasına, iş yerlerinin kapanmasına, işsizliğin artmasına neden olacak konuların üzerine neden eğilmiyoruz da tamamen bir siyasi hesap peşinde, küçük hesap peşinde, kendi seçim sonuçlarınızı daha iyi bir noktaya taşıyabilecek düzenlemeleri getirmeye çalışıyorsunuz? Kesinlikle bunu kabul etmiyoruz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak buna şiddetle karşıyız değerli arkadaşlarım.

Değerli arkadaşlarım, ülkenin gerçekten çok temel sorunları var yani yargıda yaşananları görüyorsunuz; hukuk güvenliği yok olmuş, görüyorsunuz; birçok insanın içeride haksız yere, aylardan beri, yıllardan beri tutuklu olduğunu biliyorsunuz, bunlarla ilgili niye düzenleme getirmiyorsunuz? Yani atıyorsunuz içeriye, tutukluyorsunuz ama hakkında dava açmıyorsunuz. Bir seneyi aşkın, iki seneye yakın sürelerde davaların açılmadığı bir Türkiye'de bunlarla ilgili davaların hızlandırılması, davaların açılması, davaların çabuk görülmesi, hukuk güvenliğinin ortaya konulması yönünde düzenlemelerimizin olması gerekirken, onları getirmemiz gerekirken maalesef onları bir kenara bırakıyoruz, başka düzenlemeler getiriyoruz.

Evet, bu şekilde sözlerimi bitiriyorum, hepinizi sevgiyle saygıyla tekrar selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)