GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:19
Tarih:20.11.2018

HDP GRUBU ADINA KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Sayın Başkan, Sayın Genel Kurul; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bahse konu kavramda "asgari" kavramına takılan ve "asgari" kavramını anlamakta zorlanan kişi, kurum ve makamlar bu "asgari" kavramından en az ücret, ücretin en aza indirilmişi, ücretin kadük edilmişi, neredeyse yok edilmişini anlıyor olmalılar ki bu asgari ücret her dönemde, her zaman, her yerde, yolda yolakta, sokakta, iş yerinde, pazarda tartışma konusu olduğu hâlde bir türlü bu konuda bir gelişme sağlanamıyor ki Türkiye'nin yüzde 52'sinin asgari ücretli olduğunu düşündüğümüz bir tablo söz konusu.

Asgari ücretin net 1.603 TL, brüt 2.029 TL, vergilerle birlikte 2.400 TL olduğunu biliyoruz. Maaşının yaklaşık yüzde 50 oranını vergiye veren bir asgari ücretlinin bırakın çalışma yaşamında üretime dâhil olmayı, kendi yaşam olanaklarını, kendi yaşamını sürdürme olanağı dahi söz konusu değilken görülüyor ki hem vergi hem üretim anlamında maalesef ülkemizin kalkınması, gelişmesi, üretimi de asgari ücretlinin sırtında.

Teklifte belirtildiği üzere, Türkiye'de çalışanların yüzde 52'sinin asgari ücretli olması, aynı oranın ABD ve gelişmiş Batı ülkelerinde yüzde 2 dolayında seyretmesi işçi ve emekçilere buradaki bakış açısının aslında bir tür kölelik olduğunu göstermektedir.

Gelir adaleti ve paylaşım açısından çalışanların ve emekçilerin aleyhinde bir sistemle karşı karşıyayız. Bu durum, mevcut Hükûmetin yıllardır sürdürdüğü ekonomi politikasının işçi ve emekçilerin aleyhine olduğunu bariz bir şekilde göstermektedir.

Olağanüstü hâl koşullarında grev yasaklamayı güya bir demokrasi, güya bir açılım, güya bir tür kendi politikasının meşrulaştırılması olarak gören anlayıştan aslında asgari ücret konusunda bir insaf, bir anlayış beklemek de maalesef söz konusu olamaz.

Üretim ekonomisine değil ranta dayalı, paradan para kazanmaya dayalı bir ekonomik tarz yürüten, zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olduğu bir ortama yol açan bu anlayış bilmiyor ki uluslararası teamüllerde çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınır. Ancak, mevcut sistemin var olduğu günden bu yana ve bugün de dâhil olmak üzere, maalesef yarınlarda da karşı karşıya...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Açar mısınız arkadaşlar?

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - ...olduğumuz durumun halk dilindeki tabiri şudur: Örneğin, Cumhurbaşkanlığı bütçesi, Diyanet bütçesi, örtülü ödenek ve benzeri söz konusu olduğunda her türlü kaynağı bulan, işçi, emekçiler, asgari ücretliler söz konusu olduğunda maalesef kaynak bulamamakta, yoksulluğa gark olmakta ve halk tabiriyle "Oğlan yedi oyuna gitti, çoban yedi koyuna gitti." rollerini oynamaktadır. Bu anlamda, olması gereken elbette ki vergilerin, harçların kaldırılmasının yanında, asgari ücretin de yaşanabilir bir boyuta gelmesidir ama ondan daha önemlisi de şudur: Türkiye'nin bütün emekçilerinin, işçilerinin birleşmesi; işçilerin, emekçilerin özgürlüğü, hakkın ve adaletin gelmesi için mücadeleyi yükseltmesidir.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bülbül.