| Konu: | 2017 Yılı Kamu Denetçiliği Kurumu Raporu Hakkında Dilekçe Komisyonu ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 01.11.2018 |
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 3 sayılı 2017 Yılı Kamu Denetçiliği Kurumu Raporu Hakkında Dilekçe Komisyonu ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuz adına söz aldım, hepinizi öncelikle sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 12 bölümden oluşan Kamu Denetçiliği Kurumu Raporu'nda onlarca konferans ve seminere gidildiği, kurumun belirli çalışma yaptığı görülüyor ancak raporun hangi sorunların çözüldüğü noktasını, hangi yaraya merhem olduğu noktasını anlatmakta da zorlandığını görüyoruz. Çünkü 17.131 başvuru yapılmış, bunun ancak 1.887 tanesi çözüme kavuşturulabilmiştir.
Meclisimizin temelde hak arama kültürünün yaygınlaşması adına kurduğu bir kurumun bir yıl içinde yaptığı toplantıları anlatıyor ama devletin çivisi çıkmış, her alanda adaletsizlik öne çıkmış, yargı bağımsızlığını yitirmiş, yargı gerçekten görevini yapamaz duruma gelmiş, kişiye bağlı bir yargı çalışmasının olduğu, birçok haksız tutuklamalarla karşı karşıya kalan bir ülkemiz olduğunu da görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, biliyorsunuz, hem temel hak ve özgürlüklerimiz hem insan haklarımız hem kadın hakları hem seçilme hakları hem çocuk hakları ve birçok temel haklarımız, mülkiyet hakkı da dâhil olmak üzere, Anayasa'mızda güvence altına alınmış, yasalarla da birçok düzenlemeler yapılmış ama bunun ışığında devletin işletilmediğini ve siyasi iktidarın birçok haksızlığı yapmaya, baskıyı yapmaya devam ettiğini görüyoruz. Tabii, insan haklarına saygı gösterilmezse, kadın haklarına riayet edilmezse, çocukların gerçekten istismar edildiği bir noktada siyasi iktidar seyirci kalırsa, kendi yandaşı olan bir kuruma gerçekten destek verirse, çocukların ona emanet edilmesine hâlâ devam ederse dolayısıyla burada haksızlıkların, hukuksuzlukların devam edeceğini açıklıkla görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, Kamu Denetçiliği Kurumu, kamu idareleri ile vatandaşın arasındaki ihtilafların çözümünde köprü görevi yapan bir kurumdur. Bunun sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi için, çalışmalarının etkin olabilmesi için çalışmalarda özellikle kamu kurum ve kuruluşlarının da Kamu Denetçiliğinin istediği bilgileri açık ve net olarak denetçiye göndermesi ve denetçinin de bu noktada daha rahat karar vermesine olanak sağlayacak bir çalışmanın gerçekleşmesi gerekiyor.
Şikâyet konusu problemlerin çözümü için Kamu Denetçiliği birçok tavsiyelerde bulunmuş olmakla birlikte, bunun yerine getirilmesinin sağlanması noktasında, maalesef, takipsiz kaldığı da görülmektedir.
Devletimiz bir hukuk devleti olmadığı sürece, iktidar adil ve adaletli davranmadığı sürece, kendi yandaşına farklı, diğer siyasilere farklı davrandığı sürece Türkiye'de bu tür şikâyetlerin, hak ihlallerinin gerçekten devam edeceğini her zaman görmemiz, yaşamamız da mümkün olacaktır. Onun için, adaletsizliğin olduğu yerde, gerçekten, bu tür şikâyetlerin fazlasıyla olacağını ve Kamu Denetçiliği Kurumunun da yükünün giderek artacağını, bu gelen şikâyetler sebebiyle de gereği gibi bu şikâyetleri zamanında sonuçlandıramayacağını ve şikâyetçi arkadaşlara da gerekli cevabı veremeyeceğini de yaşamaktayız, görmekteyiz.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, değerli milletvekilleri; gerçekten, Kamu Denetçiliği Kurumu yargıdan sonra, yargının halledemediği, özellikle yargının birçok noktalarda bağımlı olarak karar verdiği, taraflı olarak karar verdiği, cezaevlerinde yaşanan sıkıntıların çözülmesi noktasında... Orada haksız olarak tutuklanan kişilerin, vatandaşların haklarında zamanında davaların açılmaması, hükümlerin zamanında verilmemesi, kişilerin tecritli odalarda cezalarını çekmeye zorlanması ve oradaki personelin tutuklulara ve hükümlülere farklı muamelelerde bulunulduğu yönündeki şikâyetlerin arttığını da görmekteyiz. Bize de bu yönde birçok şikâyet gelmektedir.
Eğitim alanında şikayetler vardır. Vatandaşın eğitim hakkını elinden alacak uygulamalara tevessül ediyorsunuz. Örneğin, çocuğunu liseye göndermek isteyen bir vatandaşın hakkını gasbediyorsunuz, diyorsunuz ki: "İmam-hatibe gideceksiniz. Siz imam-hatibe çocuğunuzu göndermek zorundasınız." Şimdi, böyle bir hak ihlalini gerçekten ortaya koymak, vatandaşı düşünmemek, Türkiye'nin laik cumhuriyet düzenini düşünmemek, imam-hatip ağırlıklı bir eğitimi öne çıkarmak suretiyle ideolojik bir şekilde siyasi iktidarın çalışmasını yürütmesine çalışmak kesinlikle bu tür ihtilafların artmasına her zaman neden olacaktır.
Değerli arkadaşlarım, hak arayanların hakkını koruyamayan, kötü gidişata da seyirci kalan bir kurum olarak Kamu Denetçiliği Kurumunun gerçek anlamda görevini layıkıyla yapamadığını da görüyoruz çünkü kurumun başında siyasetle bağımlı olan bir kişi var. Elbette ki dünya görüşüne saygımız var ama ne olursa olsun Kamu Denetçiliği gibi bağımsız ve tarafsız karar vermesi gereken bir kurumun başında siyasetçi varsa siyasetçi gibi zaman zaman etkilendiği olaylarda tarafsız karar verme imkânı olmaz. Onun için, bence öncelikle bu kurumun başının siyasetten uzak, bürokrasinin içinden gelmiş, adil kararlar verebilecek, hukukçu kimliğiyle tanınmış, toplumda kabul görmüş kimliği ve kişiliği olan bir kişiden oluşmasının çok büyük faydası olacağını belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, gerçekten, kurumun bütçesi 20 milyon Türk lirası. Yani birçok işleri yapabilecek noktada bir yapısı var ama gelin görün ki birçok işleri layıkıyla yapamadığı, zamanında cevap veremediği ve bazı bürokrasiden de istenilen cevapların zamanında gelmediği ve bu sebeple kararların zamanında ve yerinde verilmediğini de görmekteyiz, işitmekteyiz.
Bu nedenle, vatandaş hakkını aramak için mutlaka ve mutlaka yargıya müracaat edecek. Yargıdan cevap alamıyorsa, geç alıyorsa, orada haksızlığa uğruyorsa, mağdur oluyorsa Kamu Denetçiliği Kurumuna gidecek, orada da hak aramak için çareler arayacak ve uğraşmaya devam edecektir. Onun için burada yapılacak olan en önemli konu şu arkadaşlar: Türkiye'yi bir hukuk devleti zemininden hiçbir zaman uzaklaştırmadan, yargı bağımsızlığını gerçekleştirerek, yargının tarafsız bir karar vermesinin önünü açarak ve birçok haksızlıkların yargıda giderilmesi gerekirken orada başlayan haksızlıkları gidermek için Kamu Denetçiliği Kurumu vasıtasıyla bunları kısa sürede gidermenin kolay olmadığını da belirtmek istiyorum.
Onun için, yargının bağımsız olması gerekiyor, Kamu Denetçiliği Kurumunun bağımsız ve siyasetten uzak olması gerekiyor ve karar verdiği zaman vatandaşı, şikâyetçiyi de tatmin edecek ve onu memnun edecek bir noktada olması gerekiyor.
Hepinizi saygılarla tekrar selamlıyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.