GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 701 sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/4) ile İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:11
Tarih:30.10.2018

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI CELALETTİN GÜVENÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Bir önceki bölümde olduğu gibi gene ilgili bakanlıklarla ilgili sorular ağırlıklı.

Baştan başlarsam, Sayın Güzelmansur Hatay Havaalanında büyük sorunlar olduğunu söyledi, doğrusunu ben bilmiyordum bunu. Havaalanının çalıştığını düşünüyorum, sıkıntı olmadığını düşünüyorum ama varsa böyle bir şey Ulaştırma Bakanımıza bu talebi ileteceğiz.

Sayın Arslan -son günlerde çok tartışıldı- emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili gene bir kere daha görüşlerini iletti; çok konuşulan bir konu, biz sayın bakanlığa ileteceğiz.

Sayın Ceylan, Tarım ve Orman Bakanlığının veteriner hekimleri, su ürünleri mühendisleri alımını bir önceki bakan döneminde planladığını ama yeni bakandan bu konuda yeni bir açıklama gelmediğini belirtti. Bu konuda son dönemlerde çok ciddi sayıda teknik eleman aldığını biliyoruz Bakanlığın, gerek tarım kredi kooperatifleri üzerinden gerek Bakanlık üzerinden. Ama böyle bir çalışması var mı... Çabuklaştırılması adına da ilgili bakanlığa Komisyon olarak bu talebi ileteceğiz.

Sayın Yavuzyılmaz Devrek'te kara yollarındaki eksiklikler nedeniyle bariyerlerin yapılamadığını ve bariyerlerden tehlike oluştuğunu ifade ediyorlar. Bu konuyu da Karayolları Genel Müdürlüğümüze ve Ulaştırma Bakanlığımıza bir talep olarak ileteceğiz.

Sayın Özcan bir kere daha Muğla'daki çiftçi kardeşlerimizin, vatandaşlarımızın sorunlarını dile getirdi, özellikle zeytin üreticisinin fiyatlardan yakındığından bahsetti, süt üretiminin de olumsuz etkilendiğini ifade ediyorlar. Bu görüşlerini Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımıza ileteceğiz.

Lütfü Türkkan Bey de geldi... Sayın Sütlü'nün söylediği siyasi tutuklularla veya mahkûmlarla görüşmeyle ilgili konuyu bilmiyoruz. Bunu Sayın Adalet Bakanımıza ileterek neden olduğunu, hukuki mevzuat çerçevesinde nasıl bir tavır geliştirileceğini... Sayın Bakanlığa ileteceğiz.

Sayın Kabukcuoğlu hemodiyaliz hemşirelerinin sorunlarından bahsetti ki bu konuyu da Sağlık Bakanlığının mutlaka çalışması gerekiyor.

Sayın Subaşı -ayrıldı galiba; burada- FETÖ'yle nasıl burada görüşme yapılmıyorsa... "Nasıl ortak hareket edeceğiz?" gibi bir genel soru sordu. Benim şahsi görüşüm şu: FETÖ'nün bir tehlike olduğunu, artık bunun üzerinden siyaset yapmaktan hepimizin, tüm partilerin vazgeçerek ortak bir tavır ve söylem geliştirmesine bağlı olduğunu düşünüyorum. Ama maalesef bu konuda bir dil geliştirilemiyor, geliştirilmelidir. Çok açık söylüyorum, millî meselelerde parti ayrımı gözetilmeden bir ortak dil için çalışılmalıdır. Ama kırk elli yıllık geçmişi olan FETÖ için "Son yıllarda çok gelişti." diye sürekli iktidar partisi suçlanırsa, 17-25 Aralıktan sonraki süreçte muhalefetin tutumu göz ardı edilirse, sen beni sorgularsan, ben seni sorgularsam esas hedefi saptırmış oluruz, bundan da Türkiye düşmanları kâr eder diye düşünüyorum ve bu ülkenin çocuğu olarak ortak bir dil geliştirilmesi gerektiğine olan inancımı belirtiyorum bu konuda.

Sayın Altıntaş akademisyenlerin durumunu sormuş. YÖK'e bildiririz; kaç kişi gitti, ne oldu...

Bunu da bir kere daha ifade etmek istiyorum: Hiç kimse, hiçbir iktidar, hiçbir vatandaş, hiçbir insan Türkiye'de şu yaşananların yaşanmasını istemez, hiçbir akademisyenin incinmesini istemez, hiçbir vatandaşın ekmeksiz kalmasını istemez. Ama "Hırsızın hiç mi suçu yoktur?" sorusunu mutlaka sormamız gerekiyor. Bu ülkede 15 Temmuzu yapanları ve diğer illegal, demokrasi dışı, 2013 yılından bu tarafa karşı yapılan hareketleri de iktidarıyla muhalefetiyle bu ülkenin geleceği için hep birlikte değerlendirmemiz gerektiği düşüncesindeyim.

Sayın Erdem, güzel bir soru, "35 bin özel harekâtçı ne kadar kadın alınacak?" diye Sayın Bakana soruyor. Ciddi alımlar yapılıyor biliyorsunuz, bu talebinizi de özellikle kadınlar adına Sayın Bakana ileteceğimizi ifade etmek istiyorum.

Ağrı Dağı'nın konusu gene aynısı arkadaşlar. Ben isterim ki Ağrı Dağı, bütün meralarımız spora da açık olsun, köylümüze de açık olsun; insanlar cıvıl cıvıl gitsinler gelsinler ama yaşadığımız şartların -lütfen- dikkate alınması gerekir. El birliğiyle sorunları çözdüğümüzde yaylalarımız da dağlarımız da açılır. Ben hep söylüyorum, Doğu Anadolu terör ve şiddet bitse bir açık hava müzesidir, tek başına kendi kendini besler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI CELALETTİN GÜVENÇ (Kahramanmaraş) - Eğer terör ve şiddeti bitirebilsek o güzelim topraklar, tarih, doğa hazinesi topraklar kendi kendisini besler, insanlar bu kadar göç etmez, huzur olur ve bu barışın değirmenine su taşımamız gerektiğine inanıyorum. Onun için de teröre, şiddete karşı -her yerde söylüyoruz- "ama"sız, "ancak"sız, "lakin"siz bir tavır geliştirmeliyiz. Bu Meclis konuşmalı sorunları, bu Meclis tartışmalı ki -bütün ağır ifadelere rağmen- bu kürsüden neler konuşulabildiğini de demokrasimiz adına belki sevinerek söylemek lazım; konuşulabiliyor çok şükür, herkes derdini ifade ediyor.

Son soru, Iğdır Özel İdaresine mühendis alımında adam kayırmacılık, sorun olduğunu ifade ediyorsunuz. Bu konuda bir soruşturma var mı, gerek valiliğe gerek İçişleri Bakanlığına bu talebinizi ileteceğimizi belirtiyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Başkan.