| Konu: | 701 sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/4) ile İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 30.10.2018 |
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Genel Kurulumuzun gündeminde bulunan 6 sıra sayılı 701 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'yle ilgili şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Malumları olduğu üzere, bu KHK 8 Temmuz tarihli Resmî Gazete'de yayımlandı ve aynı gün de Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine sunuldu. Anayasa'nın mülga 121 ve 122'nci maddeleri gereğince, OHAL döneminde çıkarılan kanun hükmünde kararnameler Resmî Gazete'de yayımlandıkları gün Meclise sunulur ve 9 Ekimde değiştirdiğimiz İç Tüzük'ün 128'inci maddesi gereğince de yirmi gün içinde komisyonda, on gün içinde de Genel Kurulda görüşülmesi gerekirdi. Eğer bu, tamamlayıcı, düzenleyici sürelerde yapılamazsa Meclis Başkanlığı tarafından doğrudan Genel Kurula getirilir ki şu anki durum da Sayın Meclis Başkanımız tarafından Genel Kurula getirilmiş hâlidir.
Bu KHK'yle terör örgütlerine ve Millî Güvenlik Kurulunca devletin millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum ve gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan kamu görevlileri hakkında kamu görevinden çıkarma, unvanlarını geri alma, rütbelerini geri alma, belirli lisansları iptal etme, hak ve yetkileri kullanmalarının iptali şeklinde ve bir kısım kamu görevlilerinin, daha önce çıkarılanların geri alınması, bir kısım kurumların da kapatılması hakkında düzenleme yapılmıştır. 1 sayılı listedeki kamu görevlileri kamu görevinden çıkarılmış, 2 ve 3 sayılı listede yer alan kamu görevlileri ise, daha önceki KHK'lerle kamu görevinden çıkarılmış olmasına rağmen, terör örgütleriyle irtibat, iltisak ve ilgisi bulunmadığından, bunlar memuriyete, kamu görevine geri alınmıştır. 4 sayılı listedeki Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, 5 ve 6 sayılı listede de Emniyet ve Jandarma mensupları hakkında, emekli olan, resen emekli edilen, istifaen emekli olup da rütbe, unvan, makam, lisans, pilotluk, bilim adamlığı gibi unvanları kullananların unvanları iptal edilmiştir. 8 sayılı listede yer alan kurumlar ise kapatılmıştır.
Saygıdeğer milletvekilleri, 15 Temmuz günü FETÖ terör örgütü öncülüğünde ülkemize, milletimize, vatanımıza ve devletimize karşı başlatılan "darbe" adı altındaki işgal girişimine karşı Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın ve Hükûmetimizin öncülüğünde aziz Meclisimizin, milletvekillerimizin, büyük Türk milletinin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Emniyetin millî ve yerli güçleri sayesinde bu hain terör girişimi püskürtülmüştür. 20 Temmuz itibarıyla da Bakanlar Kurulunca OHAL ilan edilmiş, 21 Temmuz tarihi itibarıyla da Türkiye Büyük Millet Meclisi bunu onaylamıştır. 35 kanun hükmünde kararname çıkarılmış bu süreçte. Bu dâhil, bunların en büyük amacı darbe teşebbüsüne katılanlarla ilgili gerekli tedbirleri almak ve terörle etkin bir mücadele yapmaktır.
Değerli arkadaşlar, FETÖ terör örgütünü... 2017 yılında Yargıtay 16. Ceza Dairesinin Ceza Genel Kurulunca da onaylanan şu içtihadında, bu örgütle ilgili çok önemli bir değerlendirme yapıyor, diyor ki Yargıtay: "Devlet içerisinde belli bir güce ulaştıktan sonra hasımlarını hukuk dışı yöntemlerle tasfiye eden, böylece devlet teşkilatının bütün alt bileşenlerini kontrol altına almayı ve sisteme sahip olmayı amaçlayan 'sui generis' bir terör örgütü olduğu, örgütün kurucusu, yöneticileri ve üyeleri arasında sıkı bir hiyerarşik bağın mevcut olduğu, gizliliğe riayet ettiği, amacının, devletin yanında oluşturduğu paralel devlet yapılanmasıyla, demokratik olmayan yöntemlerle, cebir ve şiddet kullanmak suretiyle Parlamento, hükûmet ve diğer anayasal kurumları feshedip iktidara gelmek olduğu, bu amacı gerçekleştirmek için meşru organlara ve halka karşı silah kullanmak suretiyle, amaç suça elverişli öldürme, yaralama gibi çok sayıda vahim eylemleri gerçekleştirdiğinin, anılan örgüt mensupları hakkında 15 Temmuz darbe girişiminde ya da diğer davalarda dinlenen itirafçı sanıkların savunmaları, gizli/açık tanık anlatımları, örgüt lider ve yöneticilerinin açık kaynaklardaki yazılı ve sözlü açıklamaları gibi olgu ve tespitler dikkate alındığında 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1'inci maddesi ve Türk Ceza Kanunu'nun 314'üncü maddesindeki bir silahlı terör örgütü olduğu tespit edilmiştir." İşte, görüşmekte olduğumuz kanun hükmünde kararnameyle ihracına karar verilen kamu görevlilerinin bu terör örgütüyle irtibat, iltisak veya mensubiyetlerinin var olduğuna dair tespitlerle ilgili ihraç işlemleri ve sair işlemler yapılmıştır.
Kamu görevlisinin sadakati öncelikle, mensubu olduğu devletedir. Anayasa'nın 129'uncu maddesi ve Devlet Memurları Kanunu'nun 6'ncı maddesi gereğince kamu görevlisi, mensubu olduğu Türkiye Cumhuriyeti devletine sadık olmak zorundadır, bunun dışındaki sadakatle bir başka yapıya, örgüte mensup olan kişinin kamu görevinde kalma hak ve yetkisi yoktur. Bunun çıkarılması ve devlet tarafından verilmiş hak ve yetkileri kullanmasına engel olması da bu devletin en tabii görevi ve yetkisidir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sağlık Bakanlığının tamamını atın o zaman.
ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Bu terör örgütüyle mücadele yine kamu görevlisi eliyle yürütülmektedir ve kamu görevlilerinin hazırladığı listeler, hazırlayıcı idari işlem mahiyetindeki listeler Bakanlar Kurulu tarafından kontrol edildikten sonra KHK'yle ihraç edilmektedirler. 685 sayılı KHK'yle de bu listelerde ihraç edilen kamu görevlilerinin müracaat etme hakkı için OHAL Komisyonunu kurduk ve OHAL Komisyonunu getirdik. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, OHAL Komisyonunu etkili bir iç hukuk yolu olarak görmüş ve bu komisyona müracaat etmeden, doğrudan yapılan müracaatları reddetmiştir. Dolayısıyla getirilen doğru bir sistemdir.
Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir, insan hak ve hürriyetleri her türlü değerlendirmenin üzerindedir. İmparatorluklar kurmuş ve dünyaya adaletle yüzyıllarca yönetim yapmış bir milletin evlatları ve yöneticileri olarak "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." şiarı doğrultusunda bu komisyonu kurduk ve bu komisyon marifetiyle de hatalı ve yanlış işlemlerin düzeltilmesinin yolunu açtık. Komisyonun ret işlemlerine karşı da idari yargının açık olduğunu belirtmek isterim.
Arkadaşlar, değerli milletvekilleri; OHAL Komisyonuna 131.922 müracaat yapılmış, tedbir işlemi uygulanmış. 125.678 kamu görevinden ihraç, 3.184 rütbe alma, 2.761 kurum ve kuruluş kapatma işlemi hakkında müracaat yapılmış. İhraçla ilgili 125 bin müracaat olmuş, bunlardan 40 bin dosya hakkında bugün itibarıyla karar verilmiş, 2.700 kamu görevlisi geri gönderilmiş, 37.300 kamu görevlisinin müracaatı ise reddedilmiştir. 701 Sayılı KHK'yle ilgili olarak toplam 18.920 müracaat olmuştur ve bunlarla ilgili işlemler devam etmektedir. OHAL Komisyonu haftada 1.200 dosya hakkında karar vermektedir ve bu komisyonun süreci tamamlamasını ve inşallah, önündeki dosyaları bitirerek doğruyu ve yanlışı ortaya çıkarmasını bekliyoruz.
Arkadaşlar, bu komisyonun verdiği iki kararı kısaca bilginize sunayım kişisel bilgilerden arındırarak. Bir kişi müracaat etmiş. Bu kişi hakkında "ByLock kullanıyor..." Emniyet Genel Müdürlüğü ve Ankara Başsavcılığı tespit etmiş. Bank Asyaya 2014 ve 2015'te 10 bin, 20 bin, 30 bin, 25 bin gibi 4 defa ayrı para yatırmış, iltisaklı kuruluşlarda beş yıla yakın sigortalı çalışması var, AKTİF-SEN'e üyeliği var, müzahir derneklere para yatırmış, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde mahkûm olmuş; diyor ki: "Beni geri memuriyete alın." Elbette ki OHAL Komisyonu bunu reddetmiş ve karar vermiş.
Bir diğer müracaat; bu kişi de byLock olduğu iddiasıyla ihraç edilmiş, OHAL Komisyonu incelemiş, Ankara Başsavcılığından evrakları getirtmiş, byLock'taki Mor Beyin olduğu tespit edilmiş, araştırmalardan başka hiçbir ilgi, iltisak, irtibat bulunmadığı için de bunun iadesine karar verilmiş.
Dolayısıyla devletin hukuk sistemi, kurulan sistem çalışıyor. Bu sistem etkin çalışıyor, daha hızlanması da en büyük arzumuz. İnşallah, kanun hükmünde kararnameyi kabul ettikten sonra anayasal yargı sistemi de başlar ve bu konuda müracaat eden ilgili muhalefet partisi olursa Anayasa Mahkemesi de kanun hükmünde kararnameyle ilgili karar verir.
Hepimize düşen, FETÖ'yle mücadele etmek. Bu terör örgütüyle, bu hain örgütle, her şekle giren bu örgütle mücadele etmek en önce bu Gazi Meclisin görevi.
MURAT EMİR (Ankara) - Hukuk içerisinde ama.
ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Bu Gazi Meclisi bombalayan, Cumhurbaşkanlığını bombalayan, insanların üzerinden tankla geçen, Gölbaşı'ndaki Özel Harekât polislerini -yaklaşık 15 kadarının vücudunda hiçbir parça kalmayan- 1 tonluk bombayı üzerine atarak yakan...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ ÖZKAYA (Devamla) - ...bu hain örgütle mücadele etmek hepimizin görevi diyorum, yüce Meclise saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)