GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:2
Tarih:02.10.2018

İYİ PARTİ GRUBU ADINA DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Ben de yeni yasama yılının ülkemize hayırlı olması dileğiyle konuşmama başlıyorum.

Ekonomimizin nerede olduğu konusunda çok fazla söz söylemeye gerek yok. Zamanımız olsa enflasyondan cari açığa, büyümeden dış ticarete, kamu maliyesinden işsizliğe kadar çok şey söylenebilir ve söylenmesi de gerekir ama konuşma çok kısıtlı olduğu için belki Meclisin çatısı altında ileriki dönemlerde bu fırsatı buluruz.

Şu anda ekonomi yönetimiyle, ekonomimizin içinde bulunduğu koşullarla ilgili olarak en önemli sorun ekonomi yönetimindeki koordinasyonsuzluk.

İki şey var: Bir, inkâr; iki, kibir. İnkâr size hakikati kabul ettirmiyor ve dolayısıyla başınızın doğrusuna gidiyorsunuz. Gittiğiniz noktada da bir cisme mutlaka çarpacaksınız ama siz çarpmasanız bile o cisim size doğru geliyor. Bunu bir kere aklınızın bir kenarına yazın. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Çarşıya pazara gittiğiniz zaman ekonominin ne olduğunu biliyoruz. Ben bu konuda, inkâr ve kibirle ilgili olarak şu anda yapılmakta olan ve Türkiye'de ekonomi politikasının nasıl yönetildiği konusunda bir hususu sizinle paylaşmak istiyorum.

Orta vadeli programda denildi ki: "Biz bankalarımızla ilgili olarak, reel sektörümüzle, şirketlerimizle ilgili olarak bir çalışma yapacağız, bir stres testi yapacağız. Bunun sonucunda da ortaya çıkan duruma göre bankalarımızın sermaye ihtiyacı olup olmadığı konusunda karar vereceğiz." Aslında bu stres testine ihtiyaç yok. Mevcut durum devam ederken önümüzdeki üç ayda, beş ayda, bir yılda her ne olursa, faiz nereden nereye gelirse, kur nereden nereye gelirse acaba biz ne tür risklerle karşılaşırız diye bir test yapılması lazım ve buna göre tedbir alınması lazım. Hâlbuki şu anda karşı karşıya olduğumuz şey şu: Risk gerçekleşti, enflasyon yüksek, kur değer kaybetti, faiz çok yüksek. Dolayısıyla şu anda yapılması gereken şey stres testi değil; bankalarımız, sistem zaten stres altında. Hasar tespiti yapılması lazım, siz hasar tespiti yapmıyorsunuz. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Mesele buradan kaynaklanıyor, onun için de inkâr ediyorsunuz olanı biteni. Nasıl inkâr ediyorsunuz? Geçen hafta cuma gün kapanışta 3 kamu bankası Eximbank, Halkbank ve Vakıflar Bankasının -bunlar isimleri, borsada kayıt altına alındığı için söylüyorum çünkü bankalar hakkında isim vermek çok doğru bir şey değil- sermayelerinin olmadığı demek ki ortaya çıktı bu test yapılmadan bile, bu hasar tespiti yapılmadan bile ve dolayısıyla oraya müracaat ederek "nitelikli yatırımcı" denilen bir gruba 10,9 milyar TL'lik uzun vadeli bir tahvil satıldı. Bu tahvilin kime satıldığı konusunda bilgi sahibi değiliz ve sistem nasıl çalıştı, bu konuda da size çok şey söyleyebilirim. Sürem bitti, sadece şunu söyleyeyim...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Bugün itibarıyla, bu dakika itibarıyla şunu gördük: Bugün borsada kotasyonları gördük. Bunlar Türkiye İşsizlik Fonu'na satılmış ve satılırken de kullanılan faiz oranı yüzde 10. Bugünkü cari faiz yüzde 20'nin üzerinde. Niye yüzde 10? Çünkü İşsizlik Fonu'nda toplanan bu paralar ROT satışları üzerinden yani rekabetçi olmayan satışlar üzerinden hazinenin borçlanması gereği Merkez Bankası aracılığıyla yaptığı borçlanmada oraya yatırılan paralar. Aslında ortada böyle bir para yok, bu zaten devlete verilmiş bir borç. Likidite yaratabilmek ve bu bankalara aktarılabilmek için yapılmıştır.

BAŞKAN - Sayın Yılmaz...

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Oyun içinde oyun oynuyorsunuz, Yunanistan'ın başına dert bunun için geldi. Avrupa Birliği, rakamların yanlış olduğunu söyledi.

BAŞKAN - Sayın Yılmaz, teşekkür ediyorum.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Efendim, bir dakikanızı rica edeyim.

Eğer, siz bugün bu şekilde rakamlarla oynarsanız bir gün karşınıza mutlaka çıkacaktır. Şunu unutmayın: Lütfen, akşam evinize gittiğinizde, yorganınızı başınıza çektiğinizde şu inkâr ve kibir işini bir düşünün. Çünkü trajedi o ki yükselirken düşmektir. Siz şu anda yükseldiğinizi zannediyorsunuz ama düşüyorsunuz.

Teşekkür ederim. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)