| Konu: | Hakkında adli işlem olmadan memuriyetten atılan kişiler ile Denizli'nin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 25.07.2018 |
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan evvel Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama Peygamber Efendimiz'in bir hadisişerifiyle başlamak istiyorum: "Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır." 15 Temmuz alçak darbe girişiminin üzerinden iki yılı aşkın bir süre geçti. Bu iki yılı aşkın sürede "adalet" "hak" "hukuk" kavramları konuşuldu, kamuoyunun aklında FETÖ'yle gerçekten mücadele edilip edilmediği konusunda bazı soru işaretleri kaldı.
FETÖ darbe girişiminin ardından çıkarılan OHAL ve kanun hükmünde kararnamelerle 130 binin üzerinde devlet memuru vatandaşımız işinden ihraç edildi. Geçmişte FETÖ'ye para basanlar, Türkçe Olimpiyatları'na sponsor olanlar, okullarında, yurt dışlarında kalanlar, bankalarında genel müdürlük yapanlar, maalesef, terfi ederken neyle suçlandığını bilmeyen komiserlerimiz, askerlerimiz, memurlarımız ihraç edildiler.
Değerli arkadaşlar, ben Denizli Milletvekiliyim. Geçen gün seçim bölgemde bir benzin istasyonunda benzin alırken beni orada durduran pompacının aynen söylediklerini bir hak, hukuk ve adalet mücadelesi olarak tüm vekillerime arz etmek istiyorum. "Sayın Vekilim, ben ilimizde bir karakolda amir iken ihraç edildim. Mahkemeye çıkmadım, savcılık tarafından takipsizlik kararı verildi. Beni terörist olarak yargıladılar ama hiçbir konuda, hiçbir yasada tarafıma terörist olduğumla ilgili ibare verilmedi. Ben bugün, soruyorum Sayın Vekilim: Eğer ben terörist isem neden burada serbest geziyorum, eğer terörist değil isem, savcılığa ve mahkemeye inanıyorsak, hakkımda takipsizlik verildiyse ben neden burada, bir terör damgalısı olarak benzinlikte pompacı olarak çalışıyorum?"
Değerli arkadaşlar, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna başvuran bu kardeşimiz bir yıldan bu yana mahalle baskısıyla evinde, işinde, toplumda dışlanmasına rağmen, daha hakkında verilmiş bir karar yok.
Değerli arkadaşlar, terörün siyaseti olmaz, terörün sağı solu da olmaz; bu bir hakkaniyettir. Şimdi soruyorum: Pazarcılık yapmak zorunda kalan, inşaatlarda amelelik yapmak zorunda kalan ve evlerde temizliğe gitmek zorunda kalan bu insanlar gerçekten masum mu, değil mi? Bunun kararını verecek olan yargı. Bunun kararını verecek olan Komisyonun çok hızlı hareket etmesi, biz Türkiye Büyük Millet Meclisi mensupları açısından da toplumun güvenini kazanmak açısından da büyük önem taşımaktadır.
Değerli arkadaşlar, bu anlamda, Denizli'mizde 2 bin devlet memuru görevinden ihraç edildi, dörtte 1'i hakkında çıkmış bir karar yok; bugüne kadar OHAL Komisyonundan çıkan karar sayısı 1.300. Türkiye'de bununla ilgili, biliyorsunuz, 130 bin vatandaşımız mağdur. Artık, hep birlikte el ele verip terörü ve teröristi ayıklamalı ama burada masum vatandaşları da yargılatmamalıyız. Malum, geçmiş dönemde Sayın Binali Yıldırım'ın önemli bir sözü vardı, "Kurunun yanında yaş da yanıyor olabilir, binlerce haksız işlem yapılmış da olabilir. Bunları ayıklamak bizim görevimizdir. Bunun için OHAL Komisyonunu kurduk." dediler.
Bu saatten sonra OHAL kalkmış ise gelin, hep birlikte adaletin tecellisini sağlayalım, bu arkadaşlarımızın devletine, milletine, vatanına küsmemelerine vesile olalım; gerçekten terörist ise benzincide değil, sokakta dahi gezmemesini sağlayalım. Ama hep söylediğimiz bir şey vardır, adalet tecelli etmeden bir kamu kurumunun müdürü tarafından "Sen teröristsin." diye işine son verilerek o kişiyi de mağdur etmemek biz değerli vekillerin ve bu yüce kürsünün de ana görevidir diye düşünüyorum. İnanın, herkeste bu anlamda bir sıkıntı vardır. Geçmiş dönemde hep söylediğimiz ve seçim meydanlarında söylediğiniz bir söz vardır, Hazreti Ömer'in "Fırat'ın kenarında bir koyun kaybolsa hesabı benden sorulur." sözlerini slogan edindiyseniz bu sloganın karşılığında binlerce vatandaşımızın mağduriyetini önlemenizi rica ediyorum, bu sese kulak vermenizi rica ediyorum. Hakkın ve hakkaniyetin ve bir vicdan muhasebesinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılarak artık mağduriyetlere son verilmesini rica ediyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)