GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:9
Tarih:24.07.2018

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1 sayılı Kanun Teklifi'nin 6'ncı maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.

6'ncı maddeyle ilgili olarak biraz önce de konuşuldu, muhalefet şerhimizde de detaylar var ancak ben geneli üzerinde ve güncel bir iki konu üzerinde konuşmak istiyorum.

Geneli üzerinde şunu ifade ederim: 27'nci Dönem sonuçta yeni bir rejimle birlikte göreve başladı burada, 1 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin olağanüstü hâlle ilgili olması aslında rejimin karakteriyle ilgili olarak da bize fikir veriyor. Yani keşke bu rejimle beraber, 1 sıra sayılı Teklif Olağanüstü Hâl Yasası'yla ilgili bir teklif olmasaydı. Dolayısıyla bir tarafta rejim değişikliği var, otokrasiye giden bir rejim değişikliği var ve bu rejim değişikliğinin karakterine uygun bir teklifle bu Parlamentoyu açtık, ilk teklifimiz bu. Bu, aslında yeni dönemin de bana göre bir işareti ve ironik bir karşılaşma aynı zamanda.

Olağanüstü hâli kaldırmakla övündünüz, geçen dönem burada sık sık konuştuk ama olağanüstü hâli Türkiye'de 81 ilde uygulayan ve iki yıl boyunca uygulayan bir Hükûmete dönüştünüz on altı yıl sonra, olağanüstü hâlsiz bir Türkiye devralmanıza rağmen ve şimdi olağanüstü hâli kalıcı hâle getiriyorsunuz, sürekli hâle getiriyorsunuz ve bazı hükümleri de üç yıllığına kalıcı hâle getiriyorsunuz. Ya, eskiden hiç olmazsa üç ayda bir burada olağanüstü hâli konuşuyorduk, üç ayda bir hiç olmazsa ama şimdi olağanüstü hâl hükümlerini kalıcı hâle getiriyorsunuz ve Parlamentoyu da devre dışı bırakıyorsunuz. Böyle bir düzenlemeyle karşı karşıyayız.

Eleştirecek çok konu var ama sevgili milletvekillerimiz şu anda hapiste, belki de bizleri izliyorlar, onlarla ilgili birkaç cümle söylemek istiyorum, Sayın Başkan, sizinle de ilgili aslında. Meclis Başkan Vekilisiniz, tabii ki gruplara karşı tarafsız olacaksınız ama sizin hukuktan yana da söyleyecek sözleriniz olması lazım ve hukuktan yana olmanız lazım, güçten yana değil. Sizin Anayasa Komisyonu Başkanı olarak bu Parlamentoda yasa koyucunun, Anayasa koyucunun iradesini ortaya koyduğunuz görüşleriniz var ve bu görüşleri tamamen elinin tersiyle iten bir yargı uygulaması var. Buna ilişkin, o kürsüde oturmadığınız saatlerde, siyaset yaptığınız saatlerde en azından, iki cümle söyleyebilirsiniz. Bu yasa koyucunun, bu Meclisin iradesini tanımayan bir yargı uygulaması var. Hiç mi sözümüz yok?

Arkadaşlar, bakın, güç sizde. Ben avukatlık pratiğinden gelen bir insanım ve şunu çok iyi bilirim: Yargı güçten yanadır, hukuktan yana olmaz zaman zaman, şimdi genellikle hukuktan yana olmaz, şimdi güçten yanadır ve sizden yanadır, tamamen Anayasa'nın dışında, tamamen hukukun dışında uygulamaları var. Allah'tan korkun, tek bir cümle de siz söyleyin. Sizin için biz az mı söyledik avukatken, sizler için az mı söyledik? Kalkın, bir cümle söyleyin yani bizden yana söylemeyin, hukuktan yana söyleyin, bu Parlamentonun hukukunu siz de koruyun, bizlerin hukukunu koruyun.

Geçen dönem dokunulmazlığı kaldırdığınız zaman... Burada tutanakları var. O tutanaklara ve sözlere siz sahip çıkın, Adalet Bakanı sahip çıksın, Anayasa Komisyonu Başkanı sahip çıksın. Bizden önce sizin sahip çıkmanız lazım. Bakın, bugün bize bunlar yapılıyor ama yarın size yapılacak, yapılır geçmişte olduğu gibi, yarın güç değişir, yapılır. O nedenle, güçten yana değil, hukuktan yana olmak hepimizin görevi. Bunu yapmalıyız. Tam bir yargı mühendisliğiyle karşı karşıyayız. Yargı şu anda bu Parlamentoyu vesayet altına almış ve tümümüzü dizayn etmeye çalışıyor.

Size Eren Erdem'le ilgili konuyu söyleyeyim: Bakın, 21 Mayıs sabahı, parti meclisimizin toplandığı gün iddianamesi mahkemeye verilir mi? Mahkeme o gün kabul kararı verir mi? Kendisi aday gösterilmemiş. O gün sabah saat dokuzda, onda... Kendisi sabah saat altıda havaalanında, daha bir tensip tutanağı yok ama kendisiyle ilgili olarak sözlü talimat gitmiş havaalanına. Böyle bir yargı düzeni mi olur? O güne odaklı bir tensip tutanağı mı olur? Dahası var: 24 Haziranda bitmiş milletvekilliği, 25 Haziranda yargı yine toplanmış, karar vermiş. Buna odaklı bir yargı mühendisliği olur mu? Bakın, kendi hukukumuzu koruyamazsak burada, kendimizi korumazsak, bu Parlamentonun hukukunu korumazsak kimin hukukunu koruyacağız? Grup başkan vekilleri -sizler de varsınız- çıkın, bir cümle söyleyin ya "Ey yargı, Anayasa'ya uyacaksınız, siz orada görev yaptığınız müddetçe bu Anayasa'ya uymak zorundasınız." demek zorundasınız, bunu demedikten sonra bu Parlamentonun bir kıymeti yok.

Çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tanrıkulu.