| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 8 |
| Tarih: | 23.07.2018 |
AHMET ŞIK (İstanbul) - Herkese merhaba.
Öncelikle şunu bilin: Kanun teklifinin hukuki dayanaklarına dair içerik tartışmasına girmeyeceğim çünkü tartışmamız gereken, iktidarınızın meşru ve yapmak istediklerinizin hukuki olup olmadığıdır. Sahip oldukları güç ve iktidarı sonsuza kadar ellerinde tutabilecekleri yanılgısıyla yasaları silah, yargıyı da tetikçi hâline getirme çabasına girişmiş ne ilk iktidarsınız ne de son olacaksınız ve önümüze koyduğunuz bu yeni yasa metniyle darbecilerin basit bir karikatüründen ibaretsiniz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bu nasıl bir üslup Sayın Başkan?
ŞAHİN TİN (Denizli) - Eline verilmiş olan yazıyı okuma bence.
AHMET ŞIK (Devamla) - 12 Eylül cuntası nasıl emir adaletini ürettiyse darbecilerin halefi olan sözüm ona demokrasiye geçiş sürecinin hükûmetleri de bunu bir fırsata dönüştürmek istediler. Sandılar ki yargının boynuna geçirdikleri ipi ne kadar kısa ve sıkı tutarlarsa hukukun üstünlüğü vaveylası eşliğinde iktidarları da o kadar güvende olur. Peki, amaç hasıl oldu mu? Hayır, geldikleri gibi gittiler ama geride bıraktıkları miras tıpkı sizlerin bırakacağı gibi kimsenin hatırlamak istemediği korkunç bir yeryüzü cehennemi oldu. Bugüne dek hükmünü sürdüğünüz fiilî yönetim biçiminizi daha da şeritleştirmek, kötülüğünüzün iktidarını arşa değdirmek ve zulmünüzü meşrulaştırmak için darbeye karşı tedbir görünümü altında OHAL ilan etmeniz hiç şaşırtıcı değildi. 251 insanın canına mal olan bir kanlı kalkışmayı "Allah'ın lütfu." diye görmenizin sırrı da burada saklıydı. Darbeye direndiğini iddia edenlerin darbe hukukuna dört elle sarılması bu yüzden trajikomikti ama hem yaşanacak trajediye hem de düşeceğiniz komik durumlara aldırmadan bunu yaptınız. OHAL'i ilan etmekte zaten hiç vakit kaybetmediğiniz gibi iki yıl boyunca bütün lütuflarından yararlanmaya da doymadınız. Şimdi, yarattığınız toplumsal enkazın üzerine bir de tüy dikmenin peşindesiniz. Yurttaşlara karşı kelimenin gerçek anlamıyla bir canavara dönüştürdüğünüz hukuku bu yasal düzenlemeyle kalıcılaştırmak istiyorsunuz. Çünkü artık kirli suç ortaklıklarından menkul rejiminizin derinleşmesi, kökleşmesi ve kurumsallaşabilmesine ihtiyacınız var. Kanlı bir kalkışmaya ve hemen sonrasında yaratılan hukuksuzluklara karşı ilelebet sizin aklınızla düşünelim, sizin dilinizle konuşalım istiyorsunuz çünkü darbeci güruhla suç ortaklığınızı ortaya koyacak hakikatin sonsuza kadar sır olarak kalmasını istiyorsunuz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bu nasıl bir üslup Sayın Başkan.
AHMET ŞIK (Devamla) - Yağma ve talan üzerine inşa ettiğiniz suç düzeninize yönelik en küçük bir itiraza dahi katlanmak istemiyorsunuz. Aksine davrananları medyanızda hedef gösterip trollerinizle linç ettiriyor, yargınızla da rehin alıyorsunuz. Karşınızda diz çökmeyenlere salmak istediğiniz bu ibret ve korku dalgası yetersiz kaldığında ise sokakları milislerinizle dolduruyorsunuz.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Bunu sen mi yazdın?
AHMET ŞIK (Devamla) - Devletin sorumlulukları vardır, bireyin ise hakları. Bizde ise devletin her zaman sadece yetkileri oldu. İktidarınızın devletiyse birey haklarının gaspçısına dönüştü. Artık ülkemizde evrensel normlarla tanımlı hukuka uygun yaşama hakkına sahip tek bir yurttaş bile yok. Yargıyı elinizde bir sopaya dönüştürüp iktidarınıza yönelik her türlü eleştirinin derdest edilmesi ve siyasal rakiplerinizi tasfiye için kullanıyor ve hukuk cinayetlerinin altına pervasızca imzanızı atıyorsunuz. Kimi zaman da siyasi iktidarınızı besleyen cinayetler, yolsuzluklar, hırsızlıklar ve her türlü çirkinliğiniz ortaya çıkmasın diye yargının iplerini çekip üç maymunu oynatıyorsunuz.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Ya sen ne biçim konuşuyorsun böyle?
AHMET ŞIK (Devamla) - Örnek mi istiyorsunuz? Seçimin hemen arifesinde Suruç'ta hastane içinde Şenyaşar ailesinin katledilen 3 ferdinin katilleri onca tanığın, kamera görüntülerinin, ayan beyan delillerin varlığına rağmen korunmadı mı?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sakin... Sakin...
AHMET ŞIK (Devamla) - Ailenin hayatta kalan kadın ve çocukları Suruç'u terk etmek zorunda kalırken hiç mi utanmadınız?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Vallahi heyecandan gidecek, az kaldı.
AHMET ŞIK (Devamla) - Başta HDP'nin eş başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş olmak üzere, seçilmişleri sudan gerekçelerle hapishanelere tıkıp yok etmeye çalışmıyor musunuz?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hangi sudan gerekçe? Hangi gerekçe?
AHMET ŞIK (Devamla) - Milletvekilleri Enis Berberoğlu ve Leyla Güven'i hapiste tutabilmek için bin takla atmıyor musunuz? Siz daha iyi bilirsiniz, Roboski katliamcıları cezasızlıktan aldıkları güçle kapalı kapılar ardında yeni katliam planları yapıyor olabilir mi?
Soma'da ve pek çok yerde meydana gelen iş cinayetlerindeki siyasi sorumluluğunuz şaşaalı adalet saraylarınızın koridorlarında örtbas edilmiyor mu?
Aladağ, Karaman başta olmak üzere, tarikat ve vakıf yurtlarında kalan parmak kadar çocuklar kurumları yıpratmanın ikiyüzlülüğüne kurban edilmedi mi? Türkiye, artık sadece kâğıt üstünde bir cumhuriyet yani yurttaşı güdülmesi, yeri geldiğinde dövülmesi icap eden bir sürü gibi gören, hukukun rafa kaldırıldığı sözde bir cumhuriyet. İktidarınızın Türkiye'sinin yeni hukuku hak kavramının yerini tamamen alaşağı ederek devletin sahip olduğu orantısız yetkilerinin yanında bir de aşkın haklar manzumesini veriyor ve bunu bir kurumsallığa değil, tekil bir şahsiyete sunuyor. Bu şahsiyet, cumhurunun yarısının inanmadığı bir başkan, kendisi de aynı şekilde cumhurunun yarısına inanmıyor.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Kendin barajı geçemedin, destek aldın be!
AHMET ŞIK (Devamla) - Bu yüzden iktidar olarak kendinize tetikçi kıldığınız yargınızla birlikte artık evrensel hukuk normlarına denk düşen yasal sınırlarınıza çekilmelisiniz fakat biliyorum ki bu çağrıya riayet etmeyeceksiniz. O hâlde, en azından ne olduğunuz bir kez daha yüzünüze karşı söylenmeli. İktidar olmanın yarattığı kibrinizi yalan ve cehaletle yoğuruyorsunuz, hakikati söyleyenlere yönelik saldırganlığınızı ise âcizliğinizle besliyorsunuz. Ahlaksızlığınızı, yeterli gelmediğini biliyor olsanız da yüzsüzlükle... (AK PARTİ sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
(Mikrofon Başkan tarafından kapatıldı)