Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 100 |
Tarih: | 16.05.2018 |
HDP GRUBU ADINA BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, sözlerime başlamadan önce ben de ramazan ayının bütün İslam âlemine ve halkımıza, bütün mazlumlara ve ezilenlere özgürlük ve hayır getirmesini diliyorum.
Evet, torba kanun teklifi üzerine, bölüm üzerine ben de söz aldım. Bildiğiniz gibi, panik seçim atmosferindeyiz ve panik seçim dolayısıyla Meclisin de hızlandırılmış yasama faaliyeti yapması gerçekten takdire şayan. Özellikle torba yasalarla Hükûmetin kendisi açısından pürüz olarak gördüğü her ne varsa son dakikada halletme çabasını görmezden gelmemiz mümkün değil. Oysa, bildiğiniz gibi, defalarca kez Hükûmet sözcüleri, Hükûmet üyeleri "Bir daha torba yasa gelmeyecek." demişti; özellikle eski Başbakan Sayın Davutoğlu bahsetmişti bundan, "Bir daha Meclise torba kanun getirmeyeceğiz." demişti ve Maliye Bakanı Sayın Naci Ağbal da hem bu ifadeyi desteklemiş hem de tam dokuz ay önce "Bundan sonra kimse yeniden yapılandırma kanunu beklemesin." demişti ama dokuz ay içerisinde yapılandırma ve vergi affı içeren torba kanunların art arda geldiğini gördük. Bu torba kanunlar vesilesiyle devletin vazgeçtiği vergi...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Sistemde bir sorun oldu.
Buyurun.
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Sayın milletvekilleri, gerçekten dokuz ay içerisinde yapılandırma ve vergi affı içeren torba kanunlar sebebiyle devletin vazgeçtiği vergi borçlarının haddi var, hesabı yok. Özellikle son Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen torba yasaların içeriğine bakıldığında, karşılıklı bir etkileşim olduğunu görüyoruz. Yani, erken seçim hazırlıkları olduğu için torba yasalarla kapsamlı af ve yapılandırmalar getirilmiştir ya da kapsamlı af ve yapılandırmalarla erken seçim hazırlıklarına başlanmıştır diyebiliriz. Bir yandan seçim rüşvetlerinin ön hazırlıkları yapılırken, öte yandan dikiş tutmayan bütçeye yeni kaynaklar oluşturulmaya çalışılıyor.
Örneğin 7061 sayılı Kanun olarak bildiğimiz bir torba yasayla Maliye Bakanı Meclisin bütçe yapma hakkını gasbetti ve 37 milyarlık borçlanma yetkisi aldı. Yetmedi, telekomünikasyon şirketlerinin 5 milyarlık vergi borcu tek kalemde silindi. Yani, bu yasalarla öyle söylendiği gibi milyonları ilgilendiren aflar falan çıkmıyor; milyonlara ancak yeni vergiler getiriliyor. 7061 sayılı Yasa mesela motorlu taşıtlar vergisine yeni vergi getirmişti, gazlı içeceklere özel tüketim vergisi getirmişti. Gazlı içeceği özel tüketim vergisi olarak gören Hükûmet, ne hikmetse mücevheratı zorunluluk olarak görüp yüzde sıfır ÖTV uyguluyor.
Sayın milletvekilleri, mızrak artık çuvala sığmıyor. Şöyle ki: 28 Kasım 2017'de kabul edilerek yasalaşan 7061 sayılı Kanun'un en karakteristik özelliği, AKP hükûmetlerinin 2002 yılından beri izlediği ekonomi politikalarında hükûmetlerinizin en sıklıkla sözünü ettiği husus olan sıkı politikalarla mali disiplinin sağlanması, cari açığa rağmen bütçe disiplinin korunması ilkelerinin doğrudan reddi olmasıdır. Öyle ki seçim atmosferinin hızlandığını hissettiğimiz son dönemde yani seçim ilanından önceki dönemde ekonominin içinde bulunduğu açmazı ve güvenlik politikaları izlemenin sonuçlarını orta vadeli programın sunuşunda Mehmet Şimşek'in savunma giderlerini borçlanarak değil, yeni vergi salarak karşılayacaklarını söylemesiyle biz bu duruma şahit olduk.
Sayın milletvekilleri, "Bir daha torba yasa olmayacak, yapılandırma da olmayacak." sözlerinin üzerine Şubat 2018'de bir başka yapılandırma yasasıyla devlet bu kez tam 20 milyarlık vergi alacağından vazgeçmiştir. Erdoğan'ın seçim tarihini 24 Haziran olarak açıklamasının ardından Binali Yıldırım tarafından açıklanan ve 11 Mayıs 2018'de kabul edilen 28 maddelik kapsamlı vergi affı ve ikramiye gibi hazineye getirilen yeni yüklerle kapsamı 50 milyar liraya ulaşan bir yasa da geçtiğimiz günlerde kabul edildi.
Sayın milletvekilleri, torba yasa ve vergi affı yağmurunda son turu işte bugün görüşüyoruz. Bu torba yasa teklifi "Vergi affının uğramadığı kimse kalmasın." demiş ve otoyollardan kaçak geçiş sebebiyle devletin alacaklarının yeniden yapılandırılmasını düzenleyerek 1,5 milyarlık bir alacaktan vazgeçmiştir. "Bir daha vergi affı olmayacak." sözünü duyduğumuz zamandan bu yana çıkarılan aflarla hem yandaş sermaye gruplarının borçları sıfırlanmış hem popülist vergi afları getirilmiş hem de yeni vergiler yaratılmıştır çünkü bu Hükûmetin istikrarlı bir vergi toplama programının olmadığı, vergide adalet gibi bir düşüncesinin bulunmadığı artık anlaşılmış hâldedir.
Sayın milletvekilleri, yine bu torba yasaya dönecek olursak, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri bu torba yasanın varlığını 10 Mayıs günü Komisyon görüşmeleri sürerken tesadüfen öğrenmişti ve yasa teklifi 11 Mayıs Cuma günü mesai bitiminden sonra bizlerin bilgisine sunuldu. 21 maddeden oluşan kanun teklifinin tam 18 ayrı maddede değişiklik yaptığını gördük. Değişiklik yapılması öngörülen yasalara bakıldığında ise vergiler ve vergilendirmeyle ilgili düzenlemeler dışında tasarıdaki düzenlemelerin neredeyse tamamının, Plan ve Bütçe Komisyonunun görev ve uzmanlık alanına girmeyen alanlarda olduğunu söyleyebiliriz. Verdiği sözü tutmayan Hükûmet yine birbirinden alakasız konuları torba yasayla tek komisyonda görüşme yaklaşımından vazgeçmedi. 26'ncı Yasama Dönemi sona ererken her bir maddenin ihtiyatla ele alınmasının gerektiği bu torba teklif, âdeta hızlandırılmış bir yasa yapma tekniğine maruz bırakıldı ve bir anlamda seçim döneminin sıkışıklığından faydalanılarak bir oldubittiye getirilmek isteniyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 26'ncı Dönem boyunca izlenen politika da göstermiştir ki son göstergelere baktığımızda açıkça gördüğümüz manzara şudur: AKP ülke ekonomisini batırmıştır. AKP ülke ekonomisini batırmıştır. AKP ülke ekonomisini batırmıştır ve devleti olduğu gibi artık ekonomiyi de yönetememektedir. Buna karşılık, HDP olarak bizler emek ve doğa dostu, çevreyi talan etmeyen, kriz üretmeyen, verimli ve adaletli bir ekonomi programıyla ekonominin yönetilebileceğini tekrar ediyoruz. Topluma, rantın, sömürünün, patronun safında olmayan, emek ve istihdam dostu bir büyüme ve kalkınma modeli sunuyoruz. Sadece rantı büyüterek "Ekonomi büyüdü." diyen AKP'ye karşı esnafın, çiftçinin, memurun, işçinin sofrasını büyütebileceğimizi söylüyoruz. AKP iktidarı 16 yıl boyunca rantçı sermaye kesimi dışında kimsenin fayda görmediği bir politika izlemiş ve bu, yurttaşlara zam, işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımında adaletsizlik şeklinde yansımıştır. Doğrusu şu ki on altı yıl boyunca ne adalet ne de kalkınma sağlanamamıştır.
Sayın milletvekilleri, Türkiye ekonomisi yaklaşık yedi yüz gündür yani iki yıldır devam eden OHAL istibdadı ve on altı yıldır devam eden, AKP'nin bahsettiği AKP istikrarıyla yönetiliyor. Toplumu baskıyla, korkuyla ve güvenlikçi politikalarla dizayn etmeye çalışan AKP, ekonomide güven bırakmamıştır. Her seferinde, kaşıkla verdiğini kepçeyle geri almıştır. Özellikle popülizm uğruna alınan kararlar nedeniyle son birkaç aydır AKP ekonomisinde güven endekslerinin tümü düşmekte, toplumun tüm kesimleri nefessiz bırakılmaktadır. Gelinen aşamada yurttaşlara değil, yandaşlara refah sağlayan AKP ekonomi politikası açık bir şekilde çökmüştür.
Sayın milletvekilleri, on altı yıl boyunca toplumun güvenini istismar eden AKP hükûmetleri, 2002 yılından bu yana tam 6 trilyonluk bütçe harcamış ve ülkenin net dış borcunu 860 milyar lira artırmıştır. Bunun yanı sıra ülkenin kaynaklarını -tıpkı şeker fabrikalarındaki gibi- haraç mezat satarak 360 milyar lira özelleştirme geliri harcamıştır. AKP bu ülkenin kaynaklarını kurutmuş, toplumu borca mahkûm etmiştir.
Bugün açıklanan bir veriyi de sizlerle paylaşayım son olarak. Bankalar tarafından kullandırılan nakit krediler mart sonu itibarıyla 2,3 trilyon liraya yükseldi. Bireysel kredisi olan kişi sayısı son bir yılda 1,8 milyon artarak 30,3 milyon kişi olurken ortalama kredi bakiyesi 18 bin lira düzeyinde gerçekleşmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Cümlemi tamamlayayım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Ertan.
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Yani bu ülkenin halkı borçlanmadan yaşayamaz, hayatını idame ettiremez hâle gelmiştir; bu sizin eserinizdir. Neyse ki 24 Haziran geliyor, halkımız sandıkta size gereken cevabı verecek.
Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)