| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 100 |
| Tarih: | 16.05.2018 |
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Bakanımızı ilgiyle dinledik, gerçekten önemli tespitleri var. Bazı konularda katılmadığımız meseleler de olsa konuya ciddi bir şekilde çalıştığının en önemli işaretlerinden, emarelerinden biri.
Birincisi, bu 1567 sayılı Kanun'la ilgili olarak yapılan, Komisyona verdiğimiz teklifte 5 maddede önerge vardı. Daha sonra arkadaşlarımızla ve Hazine Müsteşarlığıyla yaptığımız görüşmeler çerçevesinde kanunun 2 maddesini, teklifteki 2 maddeyi çektik. Şimdi, tekrar, kamuoyunda yanlış algılamalardan dolayı ortaya çıkan sorunlar ve zihinlerdeki bulanıklığı ortadan kaldırmak için teklifin 2'nci maddesini -1567 sayılı Kanun'un 4'üncü maddesindeki değişikliği- madde metninden çıkarıyoruz.
İkinci mesele, teklifin 1'inci maddesi, 1567 sayılı Kanun'un 3'üncü maddesini komple değiştiren düzenlemeyi... Önergeyi dağıtmadılar Sayın Bakanım ama ben önergeyi konuşmama başlamadan önce verdim çünkü tek imzalı önerge. Biliyorsunuz, 87'ye göre, konuşmalar başladıktan sonra 5 imza gerekir, görüşmeye başlamadan önce tek imza gerekir. Bu, 1567 sayılı Kanun'un 3'üncü maddesini komple değiştiren 1'inci maddedeki değişiklik maddeyi aynen bırakırken sadece 1567 sayılı Kanun'un 3'üncü maddesine bir ilave yaparak döviz bürolarıyla ilgili meseleyi ortadan kaldıran bir düzenleme yapıyoruz.
Biliyorsunuz, döviz büroları konularında, bunların gelen efektifleri kontrolsüz bir şekilde alabilmelerinden, paranın kaynağının nereden olduğu belli olmadığından dolayı, bunların müeyyidesi olmaması münasebetiyle ortaya çıkacak istifhamları uluslararası piyasalardaki, Türkiye'den giden döviz, efektif döviz transferleriyle ilgili sorunları ortadan kaldırmak üzere yapılan bir düzenlemeydi. Kamuoyundaki, zihinlerdeki bulanıklığı ortadan kaldırabilecek... Ki konuyu en iyi bilenlerden birisi olan Sayın Bakanım bunun doğru olmadığını bilmesine rağmen ama haksız bir eleştiriyle Türkiye'de spekülasyonların yapıldığı, seçim ortamına giderken döviz fiyatlarında ve farklı durumlarda, ekonomik kriterlerde olumsuzluklar getirdiğini söyledi, gerçekten önemli bir şeydi, kendisine de teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, 26'ncı Döneme kadar Anayasa'nın 91'inci maddesine göre 268 tane KHK çıkarılmış, 31 tane KHK bu dönemde çıkarılmış, bu 268'in 16'sı OHAL KHK'si, bizden önce. AK PARTİ döneminde 31 tane OHAL KHK'si çıkarılmış, bunların tamamı yasalaşmış, Parlamentoda siyasi parti gruplarıyla bir araya geldiğimizden dolayı yasalaşmış. Bakın, kanun hükmünde kararnamelerin 268'inin hiçbiri görüşülmemiş. Mesela, gelen kanun tekliflerinde diyor ki "Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı" veya "Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapan Kanun Teklifi." Böyle teklifler geliyor. Şimdi, yaptığımız araştırmada, Uyum Komisyonundaki yaptığımız araştırmada toplam 300 civarındaki kanun hükmünde kararnamenin 80'inin yürürlükten kaldırıldığı, 220'sinin hükmünü bitirdiği anlaşılıyor. Çeşitli kanun hükmünde kararnamelerle ve çeşitli kanunlarla yapılan değişikliklerle uygulama imkânı kalmamış yaklaşık 220 tane kanun hükmünde kararname var. Ama bu kanun hükmünde kararnameleri Anayasa'nın 91'inci maddesine göre -İç Tüzük maddesini hatırlamıyorum, o da herhâlde 90'ıncı, 91'inci maddeleri civarında olabilir- yine, İç Tüzük'e göre tıpkı kanun görüşmelerinde olduğu gibi... Ve bunların her biri 50'şer, 100'er maddelik; 300 tane kanun hükmünde kararnameyi 100 madde diye üst üste koyun, 30 bin kanun hükmünde kararname maddesinin burada görüşülmesi uzlaşma sağlanamadığı müddetçe ancak üç yılda veya dört yılda biter.
Şimdi, uygulama kabiliyeti ortadan kalkmış kanun hükmünde kararnameler ile yine sadece Anayasa'nın geçici hükümlerine göre uyum yetkisi veren Anayasa'nın 106'ncı maddesinde bir hüküm var. Aslında, zihinlerdeki farklılıktan dolayı bunu ifade etmeye çalıştık. 113'üncü madde mülga. 113'üncü madde ne diyor? "Bakanlıklar kanunla kurulur, kanunla kapatılır." Biz onu kaldırdık, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle bakanlıklar kurulabilme imkânını, yetkisini Cumhurbaşkanına vermiş olduk. Anayasa'nın 106'ncı maddesi Cumhurbaşkanının görevlerini sayarken "Cumhurbaşkanı, görevleriyle ilgili ve bakanlıklarla ilgili konuları Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenler, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapar ancak Anayasa'nın 1'inci, 2'nci ve belirli kısımlardaki düzenlemeler, kişi haklarıyla ilgili kısımlar Cumhurbaşkanlığı kararnamesine konu edilemez." diye sınırlama koymuş fakat orada bir cümle var, diyor ki: "Kanunla açıkça düzenlenmiş bir konu ancak kanunla düzenlenebilir, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Başkanım, bir dakikada bitireyim izin verirseniz.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Hep teknik konuşuyoruz farkındaysanız. Teşekkür ediyorum Sayın Bakanıma da.
Bu kanun hükmündeki kararnamelerle, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle, Anayasa 106'daki o bir cümlelik "Kanunla düzenlenmiş konular Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez." hükmü münasebetiyle bir endişe oluştu. Yani Bakanlar Kurulunun kurulmasıyla, bakanlıkların kurulmasıyla ilgili yetki tamamen Cumhurbaşkanında, üst düzey bürokratların atanmasıyla ilgili yetki tamamen Cumhurbaşkanında ama Cumhurbaşkanının bununla ilgili kararname düzenlemesini önünden alabilecek, sorun ortaya çıkabilecek, çeşitli tartışmalar olabilecek düşüncesiyle, sadece -dikkat ettiyseniz ki Komisyonda da bir buçuk saatte geçti bu- Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin yapılabilmesi, kanunlardaki özlük hakları hariç olmak üzere -ki özlük haklarını Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenleyemezsiniz- sadece Cumhurbaşkanının yapması gereken yetkiler neyse onunla ilgili kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verdik ve bunu hükûmet onayladığı andan itibaren Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Anayasa'da zaten 21'inci dönemden itibaren de 92'nci madde mülga olduğu için bundan sonra KHK çıkarma yetkisi de tamamen kalkmıştır.
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)