| Konu: | Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 08.05.2018 |
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün sadece bir haber yüzünden üç yüz otuz gündür Maltepe Cezaevinde rehin bulunan İstanbul Milletvekilimiz Enis Berberoğlu'nu ve diğer tutuklu milletvekillerini özgürlük dileğimle saygıyla selamlayarak sözlerime başlamak isterim.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye'nin en önemli sorunu eğitim ve iyiye gitmiyor, bunu hepimiz görüyoruz, biliyoruz. İlk ve ortaöğretimde öğrencilerimiz OECD ortalamasının bilim, matematik ve okuma alanında çok çok altında, üniversitelerde durum aynı. Bizzat YÖK'ün yaptırdığı bir araştırmada dünyanın ilk 1.000 iyi üniversitesi arasına sadece 10 üniversitemiz girebildi, bu 10 arasında bugün bölmeye çalıştığımız köklü üniversitelerimizin olduğunu söylemeye gerek yok. Araştırmanın daha vahim yanı ise 186 üniversitemizden sadece 47'sinin değerlendirmeye alınmış olması ve 139 tanesinin değerlendirmeye alınmaya değer görülmemiş, layık görülmemiş olmasıdır. YÖK'ün araştırmasından söylüyorum bunları. AKP Hükûmetinin beğenmediği, sürekli uğraştığı ODTÜ, Boğaziçi, İstanbul Üniversitesi, Gazi Üniversitesi gibi üniversitelerimiz diğer listelerde olduğu gibi bunda da yine ülkemizin yüz akı üniversitelerimizdir.
Değerli arkadaşlarım, bu tasarıyla yapılmak istenen üniversitelerimizi bölerek çoğaltmak. Örneğin bizim Eskişehir'de yıllardır üçüncü üniversite ihtiyacımız var. Bugüne kadar, en azından benim Parlamentoda görev yaptığım üç yılda onlarca yeni üniversite kuruldu ama Eskişehir'e bu olanak bir türlü tanınmadı. Şimdi, bu üçüncü üniversite talebini nasıl karşılamaya çalışıyorsunuz? Altmış yıllık köklü bilim yuvası Anadolu Üniversitemizi bölerek, plansız, programsız keyfî bir kararla. Peki, buna Anadolu Üniversitesi hocaları, öğrencileri ne diyor? Soran yok. Ne olmalıydı? Biz ne diyoruz? Tabii ki Eskişehir'e üçüncü üniversite açılsın, açılmalı ama bu, Anadolu Üniversitemizi bölerek, onun yayın sayılarını ikiye bölerek, onun prestijini ikiye bölerek, onun dünya sıralamasını ikiye bölerek yapılmamalı. Anadolu Üniversitemiz ülkemizin açık öğretim ve uzaktan eğitim programlarını başlatan, ürettiği katma değerle birçok projenin hayata geçirilmesinde önemli rol oynayan seçkin bir üniversite. Anadolu Üniversitesi, birikimiyle, tecrübesiyle yeni üniversiteye katkı sağlayabilir, sağlamalıdır ama bu yeni bir üniversite olmalıdır. Böyle yapmazsanız, siz, Anadolu Üniversitemizi başarılarından dolayı ödüllendireceğinize aslında cezalandırmaktasınız.
Anadolu Üniversitesinde bugün 14 fakültede örgün okuyan öğrenci sayısı 24 bin. Yani bölünmeyi gerektiren bir büyüklük asla yok. Bu bölünmenin ne kadar keyfî ne kadar plansız olduğunu birkaç örnekle anlatayım: Anadolu Üniversitemizin iki kampüsü var, Yunus Emre ve İki Eylül yerleşkeleri. Şimdi, İki Eylül yerleşkesine Eskişehir Teknik Üniversitesi kuruluyor. Gerekçesinde de diyor zaten: "Mevcut birimlerin yerleşkeleri dikkate alınarak kurulacaktır." diye. Teknoloji üniversitesi İki Eylül kampüsünde, ona bağlanan fen fakültesiyse binasıyla, laboratuvarlarıyla Yunus Emre kampüsünde yani Anadolu Üniversitesi olarak kalacak yerleşkenin tam göbeğinde. Fen fakültesi binası özel bir bina, çok özel laboratuvarları, eşi benzeri olmayan temiz odaları var. Şimdi, bu laboratuvarlar taşınamayacağı için yeniden yapılacak. 20 milyon lirayı aşan bir bütçeden bahsediliyor, keza yeni fen fakültesinin inşası için belki de daha fazla bir bütçe gerekecek. Ayrıca, fen fakültesi, Anadolu Üniversitesinin en çok yayın yapan birimlerinin başında. Ne kadar keyfî yapıldığını gösteren bir başka örnek: Anadolu Üniversitesinin Ulaştırma Meslek Yüksekokulu ve Ulaştırma Enstitüsü Eskişehir Teknik Üniversitesi bünyesine alınırken Ulaştırma Fakültesi Anadolu Üniversitesinde kalıyor. Aynı şekilde, ulaştırma alanında son derece önemli bir proje olan Ulusal Raylı Sistemler Araştırma ve Test Merkezi (URAYSİM) de yine Anadolu Üniversitesi bünyesinde kalacak. O zaman, ulaştırmayla ilgili birimlerin ayrılması yerine hepsinin aslında Anadolu Üniversitesinde kalması gerekmektedir.
Değerli arkadaşlarım, Anadolu Üniversitemizin hocaları ve öğrencileri, bu gece, burada, bizlerden bu yanlıştan dönülmesini beklemekte. Kanunun geri çekilmesini ve detaylı bir planlamayla Eskişehir'imize yeni bir üçüncü üniversitenin kazandırılması gerekmektedir. Anadolu Üniversitesinin ve Osmangazi Üniversitemizin kadrolarının birikimi ve tecrübesi yeni açılacak üniversitemize tabii ki katkı sunabilir ama çözüm asla ve asla bölünmeyle sağlanmamalıdır.
Değerli arkadaşlarım, üniversiteler bilim üreten, özgür düşüncenin merkezi olmalıdır. Maalesef, sayılarını artırmakta olduğunuz üniversitelerimizde durum böyle değil. Üniversitelerde özgür düşünce ortamı yasaklanmakta; öğrenciler, hocalar baskı altında sindirilmek, susturulmak istenmekte. OHAL döneminde akademisyenler düşünceleri nedeniyle akademiden ihraç edilmekle kalmıyor, aynı zamanda yargılanıyor, tutuklanıyor. İşte, Türkiye'nin saygın halk sağlığı bilimcilerinden Onur Hamzaoğlu, üç aydır tutuklu, iddianamesi dahi ortada yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - Sayın Başkan, bitiriyorum.
BAŞKAN - Bitirin lütfen.
Buyurun.
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - Teşekkür ederim.
OHAL altında sadece hocalar değil, yüzlerce, binlerce üniversite öğrencisi de yine düşünceleri, ifadeleri nedeniyle tutuklu ya da soruşturma geçiriyor. En son, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri tutuklandı. Hem özgürlüklerinden mahrum bırakılıyorlar hem de eğitim hakları ellerinden alınıyor, vizelerine girmelerine izin verilmiyor, ders kitaplarına, notlarına ulaşımları sınırlandırılıyor. Bu öğrencilerin yeri cezaevleri değil, üniversitelerdir; bu hocaların yeri hapishane koğuşları değil, üniversite amfileridir. Türkiye'de üniversiteler ancak ve ancak özgür düşünceyle gerçek anlamda bilim üreten merkezler hâlini alabilir.
Bu düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)