GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:96
Tarih:08.05.2018

MUSTAFA İSEN (Sakarya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; aslında Nabi Bey'in neler söyleyeceğini biz kendisiyle konuşmadık ama yani benim söyleyeceklerim de bir anlamda onun söylediklerini tamamlayacak mahiyette. Aslında toplumda üniversitelerin değişimi demek, toplumsal değişimi de bir anlamda izlemek demek. Bu hâliyle gözden geçirdiğimiz zaman üniversite misyonundaki kazanımlar ile toplumsal değişim arasında bire bir paralellik olduğu görülecektir. Orta Çağ üniversitelerinin karakteristik özelliği eğitim ağırlıklıdır. Buna karşılık 16'ncı yüzyıl sonrası Avrupa ve Latin Amerika ülkelerinin ilk modern üniversitelerinde ulusallaşma, ulus devlet yönetimine hizmet ön plana çıkar.

19'uncu yüzyıl Amerikan üniversitelerinde ise demokratikleşme önemli bir misyon olarak dikkat çekmektedir. Yine aynı dönemlerde Alman üniversiteleri araştırma misyonuna öncülük etmişlerdir. Amerika'nın dünya gücü olmaya başladığı son yüzyılın ikinci çeyreğinde Amerikan üniversiteleri kamu hizmeti misyonunu benimsemiştir.

20'nci yüzyıl üniversitelerinin geçmişten miras kalan kazanımlarını üst üste koydukları ve belirli düzeyde bir homojenliğe ulaştıkları söylenebilir. Aralarında örgütlenme, nitelik, vesaire farklılıklar olsa da 20'nci yüzyıl üniversiteleri temelde beş temel misyonu taşır hâle gelmişlerdir. Bunlar eğitim, araştırma, ulusallaşma, demokratikleşme ve kamu hizmetidir. Ulusal devletler birlikteliğine veya tüm dünyaya hizmet gibi bir misyonsa yakın zamanda üniversitelerin paylaşılan hedefleri arasında yerini alacak gibi görünmektedir. Önemli toplumsal rolleri nedeniyle üniversiteler, akademiler ve yüksekokullar ülkemizde de kamuoyunun sürekli ilgi ve duyarlılığını çekmiş, yükseköğretimin sorunları kamuoyunda sık sık tartışılmıştır. Bu tartışmalar zaman zaman üniversite düzeninde değişiklik ve reform girişimlerine de yol açmıştır.

18 ve 19'uncu yüzyılda kurulan yükseköğretim kurumları çağdaş anlamda üniversitelerimizin temelini oluşturmuşlardır. Özellikle cumhuriyetin kuruluşundan bu yana eğitim sisteminin bir parçası olarak yükseköğretim, işlevlerini yerine getirebilmek üzere önemli yapısal ve yönetsel değişimler geçirmiştir. Türk yükseköğretim sisteminde yapılan ilk köklü değişiklik 1933 reformuyla gerçekleştirilmiştir, daha sonra 1946 ve 1973 yıllarında çıkarılan yasalarla reform çabaları sürdürülmüştür. Bu alandaki son köklü değişiklik ise 1981'de ortaya çıkar.

Ama bu geçişler genelde hep sıkıntılı olmuştur. Doğramacı'nın hatıralarına bakıldığında... Hacettepe'nin nasıl kurulduğunu Nabi Bey anlattı, ben de ona değinecektim, geçiyorum. Ama, Özal'la birlikte başlayan, bilimin Anadolu'ya yayılması Türkiye için son derece olumlu sonuçlar vermiştir. Bugün geriye dönüp baktığımızda, Türk üniversite sisteminin başarıyla yoluna devam ettiğini ve özellikle Anadolu'ya açılan üniversitelerin çok iyi performanslar sergilediğini söyleyebilirim.

Ben Erzurum Atatürk Üniversitesi mezunuyum. Bu üniversitenin kuruluş aşamasını ve sonrasında Türk üniversitelerine sağladığı kazanımları anlatmaya kalkışsam burada uzun bir konuşma yapmam gerekir. Özellikle Mustafa Bey'in konuşmasını hayretle izlediğimi söylemek istiyorum. Antalya gibi bugün tıp fakültesi noktasında organ naklinde bir marka hâline gelmiş bir üniversitenin kuruluşuna katkıda bulunduktan sonra bu "yeni üniversiteler ve taşra üniversiteleri" meselesinde bu şekilde olumsuz bir bakış açısı gerçekleştirmek doğrusu anlaşılabilir değildir.

Yükseköğretim Kurumu yakın zamanda Türkiye'deki üniversitelerle ilgili olumlu değişiklikler gerçekleştirdi. YÖK, tek tip üniversiteden ihtisas üniversitelerine geçişi sağladı. Araştırma üniversitelerine ve bölge üniversitelerine yönelik yeni adımlar atıyoruz. Bunların iyi sonuçlar vereceğini ifade etmek istiyorum.

Burada vurgu yapmak istiyorum, "Bu iş çok aceleye getirildi, niye böyle yapıldı?" gibi... Sakarya Üniversitesinde de üniversiteyi yeni bir yapılandırmaya büründürdük ve bu çerçevede arkadaşlarımla, başta üniversite hocaları ve mevcut rektör olmak üzere oturdum altı ay çalıştım ve toplumun bütün katmanlarıyla bunu bir değerlendirmeye tabi tuttuk, şehrin de gayet heyecanla beklediği bir yapılanmayı şimdi Türkiye'nin gündemine taşıyoruz. İstanbul Üniversitesinin ve Gazi Üniversitesinin bölünme hikâyeleri en az on yıldan beri kamuoyunda tartışılmaktadır.

Bu çerçevede, şehrim Sakarya içinde yeni bir üniversite kurulmaktadır. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesinin şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum, tabii kurulan diğer yeni üniversiteler için de aynı temennilerde bulunmak istiyorum.

Zaman zaman ülkenin içinde bulunduğu olumsuz siyasi ve ekonomik şartlara rağmen büyük uğraş ve büyük fedakârlıklarla sağlanan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız siz de cümlenizi.

MUSTAFA İSEN (Devamla) - ...bu gelişme, Türkiye Cumhuriyeti'nin gurur tabloları ve çağdaş uygarlığı yakalama azim ve iradesinin önemli göstergelerinden birisidir.

Saygılar sunuyorum.