GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifinin 7'nci Maddeye bağlı Ek Madde 182'nin Tekriri Müzakeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:96
Tarih:08.05.2018

MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Sayın milletvekilleri, Sayın Bakan "İstişare ederek belli bir noktaya geldi." dedi. Aslında bir hafta daha etsek vazgeçecekti çünkü İstanbul Üniversitesi İbni Sina Üniversitesi diye önce ayrıldı, bir.

İki, İstanbul Üniversitesinin İbni Sina olarak ayrılmasında, tıp fakültesi olarak oraya geçmesi planlanan fakülte Çapaydı. Çapa olağanüstü bir çabalama sonucu kendisini çekince "Çapa olmadı, Cerrahpaşa verelim." dediler. Şimdi "Cerrahpaşa ayrıldı, İbni Sina Cerrahpaşa olmaz. O zaman en azından İstanbul Üniversitesinden bu başvuranları bir ölçüde tatmin edecek bir isim bulalım." deyip "İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi olsun." deyip bu noktaya geldiler.

Sayın Bakanın kendisi, gerçekten, diyaloğa da açık, o yönden bizim de herhangi bir yakınmamız yok ama eğer bu değişikliklerle ilgili biraz daha müzakere etse, örneğin bugün Sevgili Ali Şeker'in bahsettiği öğrencilerle bir konuşsaydı, bütün öğretim üyelerinin hep birlikte oluşturduğu neden buna karşı çıktıklarına ilişkin altı maddelik gerekçeye dikkatle baksaydı eminim bence vazgeçecekti, "Tamam, bu üniversitelere dokunmayalım, yeni üniversitelerle ilgili adımlar atalım." diyecekti.

Sayın milletvekilleri, Sayın Bakan bu iktidar döneminin 6'ncı Millî Eğitim Bakanı olarak "İstişarelere açığız." dedi ama bugüne kadar yapılan değişikliklere baktığımızda, pek çoğunda değişikliğin üzerinden yeniden değişiklik yapıldığını, önceki uygulamalardan pek çok kez vazgeçildiğini görüyoruz. Bugün internet ortamında yapılan bir açıklamanın ne kadar gerçekçi olduğuna ilişkin kamuoyu yoklamaları da yapılarak bir sonuç çıkıyor. Sayın Bakana önerim... Son yaptığı açıklamada "Avrupa ölçeğinde Millî Eğitim Bakanlığına en büyük katkıyı, en büyük bütçe artırımını biz yapıyoruz." dedi ve "Doğruluk Payı" diye kamuoyunca da bilinen, eminim pek çoğunuzun zaman zaman baktığı o sitede Sayın Bakanın doğru söylemediği, verdiği bilgilerin de gerçeği yansıtmadığı açıklandı. Bu konuda da Sayın Bakandan bir açıklama bekliyoruz.

Sayın milletvekilleri, örneğin, bu çocukları yetiştiriyorsunuz. Yeri geldikçe ben de vurgulamayı seviyorum: "Bir yıl sonrayı düşünüyorsan tohum ek, on yıl sonrayı düşünüyorsan ağaç dik, yüz yıl sonrayı düşünüyorsan toplumu eğit." Bu kadar önemli bir konuyla ilgili, örneğin, 2005 yılında tutturdunuz "Bitişik, eğik el yazısı yazılacak." "Ya, yapmayın..." Örneğin psikologlar dediler ki: "Ya, bu çocuklar bu şekilde el yazısını öğrenemezler." O dönem çok zorlandı, inat ettiniz. Sonra ne oldu? On iki yıl sonra "Ya, bu olmamış, değiştirelim, eskiye dönelim." dediniz. Bu mu istişare?

Şimdi, en son, öğrenciler 24 Haziranda üniversite sınavına gireceklerdi, bir hafta ertelediniz ama sadece bu yıl üniversite sınavlarına girecek öğrenciler... Sayın milletvekilleri, Sayın Bakanım, lütfen bir kere daha bir muhakeme edin, bir çocuğun sınava gireceğini düşünün. Bir üniversite öğrencisi adayı bu yıl sınava dokuz ay kala sınavın adının değiştiğini öğrendi, sekiz ay kala sınava tarih sorularının da girdiğini öğrendi, yedi ay kala sınavın sorularının artırıldığını öğrendi, dört ay kala sınav puanlarının hesaplama şeklinin değiştiğini öğrendi, iki ay kala sınav tarihinin değiştiğini öğrendi. Bu mu istişare, bu mu karşılıklı görüşerek bir karar verme?

Yine bu çocuklar... Şu anda İstanbul Üniversitesinde ya da Gazi Üniversitesinde okuyan bir öğrenci, üniversitedeki bir öğrenci liseye girdiğinde liseye giriş sınavlarının şeklinin değiştiğini öğrenerek, o yeni sisteme alışarak liseye girmişti, lisede 2'nci sınıfta sınav sisteminin bir kere daha değiştiğini öğrendi, lise son sınıfta üniversiteye giriş sınavlarının değiştiğini öğrendi ve şimdi de üniversitenin adının değiştiğini öğrenecek. Sayın milletvekilleri, yani bunun neresi muhakeme? En çok oynadığınız, en çok yazboz tahtasına çevirdiğiniz alan eğitim oldu. Yine, kamuoyunda "Büyük bir proje başlattık." diye başlattığınız FATİH Projesi'nden bugün bir eser var mı? Sayın Bakandan ben bu konuda da bir açıklama bekliyorum. FATİH Projesi sekiz yıldır uygulanacaktı şimdi vazgeçildi. Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u iki ayda fethetti, şimdiye 40 defa fethetmesi gerekirdi. Vallahi Fatih Sultan Mehmet 24 Haziranı görse size oy vermezdi, sizi kovalardı diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)