| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 08.05.2018 |
CHP GRUBU ADINA LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Ankara 5 ve 6 Mayıs tarihlerinde ardı ardına iki büyük sel felaketine maruz kaldı değerli milletvekilleri. Bir anda bastıran yağmur, gerek Mamak'ta gerekse Keçiören'de yüzlerce arabayı önüne kattı, yüzlerce ev ve iş yerinde su baskını nedeniyle telef olmalara, mağduriyetlere neden oldu.
Değerli arkadaşlarım, elbette dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de doğal afetler olabilir, biz bunların büyüklüğünü göz önüne aldığımız zaman anlayışla karşılayabiliriz, adı üzerinde "doğal afet" ama ya göz göre gelirse ne diyeceksiniz buna değerli milletvekilleri?
Bakın, Ankara'da özellikle bu Mamak bölgesinde yaşanan sel felaketinden sonra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı aynen şu açıklamayı yaptı, dedi ki: "Ankara'nın tarihinde bu bölgede böyle bir şey görülmemiş, bunun önlemi olamaz, böyle bir afet karşısında ne yapabilirsiniz?"
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; afetin boyutlarını sizlere gösteriyorum. Bakın, Hürriyet Ankara ekinde arabaların üzerinde insanlar sürükleniyorlar, can pazarındalar. Yine, bir başka gazetemiz: "Savaş alanı gibi bir manzara." Yine çok kötü bir manzara, sel herkesi önüne katmış, araçları önüne katmış, tam 150 araç kullanılmaz hâle geldi. Peki, acaba Büyükşehir Belediye Başkanı doğru mu söylüyor? Büyükşehir Belediye Başkanı doğru söylemiyor değerli arkadaşlarım çünkü Büyükşehir Belediye Başkanı o bölgeye yağmurun olduğu gün gitti, o bölgeyi bilmez tanımaz. Ama biz her yıl o bölgedeyiz çünkü her yıl bu bölgede seller oluyor ve felaketler yaşanıyor.
Bakın, tam üç yıl önce aynı bölgede bir sel felaketi yaşanmış ve gazeteler neler yazmış değerli arkadaşlarım? Üç yıl önceki gazete kupürlerini okuyorum -selin meydana geldiği yer Ankara Mamak Boğaziçi Mahallesi Neşet Ertaş Caddesi- üç yıl önceki gazete haberlerine bakıyorsunuz: "Ankara'da, başkentte Boğaziçi Neşet Ertaş Caddesi'nde sel meydana geldi, sel sularına kapılan 2 kişi yaralandı, 100'e yakın araç hasar gördü." Yine, bir başka haber: "Mamak ilçesindeki Neşet Ertaş Caddesi'ni sel dereye çevirdi." Yani bu sel göz göre göre geliyor, bizim Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı diyor ki: "Ankara böyle bir felaketi yaşamadı." Yahu, Sayın Başkan, her yıl yaşanıyor, daha üç yıl önce yaşanmış bir sel felaketi var yani tablo o kadar sıkıntılı ki.
Şimdi, peki, bölgenin belediye başkanı ne diyor? Sayın Mesut Akgül diyor ki: "Ben bu selin meydana getirdiği felaketin altyapıdan kaynaklanmadığını düşünüyorum." İşte, değerli arkadaşlarım, bu araştırmanın konusu da zaten bu. Hem Ankara Büyükşehir Belediye Başkanını hem de Mamak Belediye Başkanını kim yalanlıyor? Ankara Büyükşehir Belediyesinin ASKİ Genel Müdürü. ASKİ Genel Müdürü Gökçek dönemini elinin tersiyle iterek aynen şu açıklamayı yapıyor: "Sık sık taşkın yaşamamak için dere üzerinin kapatılmaması, arazi yüzeyinin geçirimsiz olmaması, yağmur suyu ızgara ve kanallarına tıkayıcı madde dökülmemesi, dere yataklarını daraltacak şekilde inşaat yapılmaması, imar planlarında taşkının dikkate alınması büyük önem taşımaktadır." diye bir açıklama yaptı.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu sorun bugünün sorunu değil, yarın da bu sorunla karşılaşacağız. Niçin Ankara'nın maddi kaybı, insanlarımızın bu olayda karşılaştığı manevi travmalar bir daha gerçekleşsin? Her yıl tekrarlanan sel var ortada ama önlem almayan bir Ankara Büyükşehir Belediyesi yönetimi. Büyükşehir Belediye Başkanı durumdan haberdar değil, Mamak Belediye Başkanı olaydan bihaber ama gerçekçi bir şekilde bu sorunu ortaya koyan Mimarlar Odası var, Şehir Plancıları var. ASKİ Genel Müdürü neler yapılacağını söylüyor, "Gökçek döneminde her şey yanlış yapılmıştır." diyerek de bir açıklamada bulunuyor. Bence Meclisimiz bu konuya bir el atmalı. Başkentin; 5,5 milyon insanın yaşadığı bir kentin selle mağdur olması ne demek değerli arkadaşlarım? Başkentin sele kapılması demek Türkiye'de birçok ilin güvencesiz olması demektir. O yüzden Meclisimizin bu öneriye sahip çıkmasını, Ankara'da bir daha böyle olayların yaşanmaması açısından gerekli tedbirlerin neler olacağı konusunda bir görüş birliğine varılarak bir komisyon kurulmasını öneriyoruz. Bunu yapalım, buna ihtiyaç var; buna Ankara'yı yönetenlerin de ihtiyacı var, herkesin ihtiyacı var. Amacımız, bir daha insanlar mağdur olmasın, Ankara zarar görmesin. Burada sel nedeniyle zarar geldiği zaman harcanan servet hepimizin serveti. O bakımdan bu önergemize desteğinizi bekliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LEVENT GÖK (Devamla) - Sayın Başkanım, tamamlayayım.
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Gök.
LEVENT GÖK (Devamla) - O yüzden bu önergemiz siyaset dışı da bir önerge. Yani bundan sonra yaşanacak sellerde neler yapılması gerektiği konusunda Ankara ölçeğinde bütün illere de örnek olacak bir çalışma sergileyebiliriz.
Bakın, doğa kendisinden alınanları tekrar tahrip ediyor değerli arkadaşlarım. Doğa diyor ki: "Bana dokunmayın, yeşile dokunmayın, betonlaşma yapmayın. Eğer bina yapıyorsanız yeşile yer açın. Dere yataklarını ıslah edin. Ağaçlar büyüsün, yeşiller büyüsün ki yağmur yağdığı zaman suyu çeksin." Doğa bunu çok açık bir şekilde söylüyor. Bundan sonra gerçekleşecek her türlü olayda elimizde Meclisimizin çok güçlü bir araştırma önergesi olsun diyorum ve tüm Ankaralı hemşehrilerime geçmiş olsun dileklerimle bu önergenin kabul edilmesini sizlerden talep ediyorum.
Saygılarımla, sevgilerimle. (CHP sıralarından alkışlar)