GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:95
Tarih:03.05.2018

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 556 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 7'nci maddesine bağlı ek madde 189 üzerinde söz almış bulunuyorum.

Değerli arkadaşlar, elimde Yükseköğretim Kanunu var, dikkatinizi özellikle bu kanuna çekmek istiyorum. Bu kanunun 3'üncü maddesinin (d) fıkrası üniversiteyi tanımlıyor: "Bilimsel özerkliğe ve kamu tüzelkişiliğine sahip yüksek düzeyde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan; fakülte, enstitü, yüksekokul ve benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan bir yükseköğretim kurumudur." Tabii, burada özellikle de "yüksek düzeyde" ve bunu nitelik ve içerik açısından ifade etmek gerekirse üniversite tanımına giriyor. Yani üniversite aslında ciddi bir kurum. Peki, üniversite nasıl kurulur? Yine YÖK Kanunu'nun 5'inci maddesinin (f) fıkrasına dikkatinizi çekmek istiyorum: "Üniversiteler ile yüksek teknoloji enstitüleri ve bunlar içindeki fakülte, enstitü ve yüksekokullar, kalkınma plan ve programlarının ilke ve hedefleri doğrultusunda ve yükseköğretim planlaması çerçevesinde Yükseköğretim Kurulunun görüşü veya önerisi üzerine kanunla kurulur." Yani, siyasilerin "Ben burada üniversite kurmak istiyorum kafama göre, hadi adı da şu olsun." diyerek kurulmaz değerli arkadaşlar. Kanun net olarak bunun nasıl kurulacağını ifade ediyor. Peki, yine aynı maddenin (h) fıkrası: "Yükseköğretim kurumlarının geliştirilmesi, verimlerinin artırılması, genişletilmesi ve bütün yurda yaygınlaştırılması amacına yönelik olarak yenilerinin açılması, öğretim elemanlarının yurt içinde ve dışında yetiştirilmeleri ve görevlendirilmeleri, üretim-insangücü-eğitim unsurları arasında dengenin sağlanması, yükseköğretime ayrılan kaynakların ve ihtisas gücünün dağılımı, millî eğitim politikası ve kalkınma planları ilke ve hedefleri doğrultusunda ülke, çevre ve uygulama alanı ihtiyaçlarının karşılanması, örgün, yaygın, sürekli ve açık öğretimi de kapsayacak şekilde planlanır ve gerçekleştirilir." diyor.

Biz, ne güzel planlanmışken bunların hepsi sağlanacak şekilde, üniversitelerin kuruluşunu buraya getiriyoruz, konuşuyoruz, görüşüyoruz, üniversite kuruyoruz. Ya, böyle bir şey olabilir mi değerli arkadaşlar? Gerçi fen edebiyat fakültelerinin olması zorunluluğu kaldırıldı 2008 yılında. Bana göre, o, üniversitelerin çöküş sürecinin miladıdır. Bir üniversitede fen fakültesi ve edebiyat fakültesi, temel bilimler alanında üniversitede öğrenci yetiştiren, araştırmacı, akademisyen yetiştiren kurumların olmadığı bir yerde temel bilimden, temelden yoksun üniversite olabilir mi değerli arkadaşlar?

Başka bir maddeye geliyorum, YÖK Kanunu'nun 7'nci maddesinin (d) fıkrasına. Bunu YÖK Kurulu üyesi Safa Hocamız gayet iyi biliyor. Yükseköğretim Kurulunun görevleri, bakın, YÖK'ün görevleri: "Devlet kalkınma planlarının ilke ve hedefleri doğrultusunda ve yükseköğretim planlaması çerçevesi içinde; yeni üniversite kurulmasına ve gerektiğinde birleştirilmesine ilişkin önerilerini veya görüşlerini Millî Eğitim Bakanlığına sunmak." Hangi devlet kalkınma planlarının ilke ve hedefleri doğrultusunda geldi bunlar, hangi ilke ve hedefler, bir kişi getirdi mi? Bu kanun tasarısında YÖK'ün görüş ve önerileri geldi mi yoksa siyasilerin getirip de kanun hazırlayıp YÖK'ten mecbur kalınıp da onay verilmiş bir tasarı mıdır bu?

Çok samimi soruyorum Sayın Bakan, hangi yöntemle gelmiştir bu tasarı, YÖK'ün devlet planlama ilkelerine göre mi getirilmiştir? "Bir üniversite içinde fakülte, enstitü ve yüksekokul açılmasına, birleştirilmesi veya kapatılması ile ilgili olarak doğrudan veya üniversitelerden gelecek önerilere dayalı kararlar almak ve gereği için Millî Eğitim Bakanlığına sunmak." Bu da YÖK'ün bir maddesi. Üniversitelerarası Kurula bakarsak, yine 11'inci maddede "Üniversitelerarası Kurul da yükseköğretim planlaması çerçevesinde üniversitelerin eğitim, öğretim, bilimsel araştırma ve yayın faaliyetlerini koordine etmek, uygulamaları değerlendirmek, Yükseköğretim Kuruluna, üniversitelere önerilerde bulunmak." Üniversitelerarası Kurulunun bir önerisi mi var Sayın Bakan, Sayın YÖK üyem? Yani böyle bir şey olabilir mi? Plansız, programsız, siyasete alet edilmiş bir üniversite. Hangi ciddiyetten bahsediyoruz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) - Sayın Başkanım, bir dakika süremi verirseniz...

BAŞKAN - Tabii ki, buyurun.

KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) - Dolayısıyla, yapmayın diyorum efendiler, etmeyin; üniversiteyi, akademiyi, akıl ve bilim kurumlarını siyasetinize alet etmeyin.

Değerli arkadaşlar, YÖK'ün resmî görüşünün olmadığı bu tasarıda bu nasıl bir plansızlıktır, popülizmdir, bu nasıl bir akıl ve bilim karşıtlığıdır? İçerikten uzak, nitelikten yoksun, çalakalem, gelecek vizyonundan yoksun, planlamadan yoksun, kaliteden yoksun bir kanun tasarısıdır. Sayın Yekta Saraç, YÖK Başkanımız, Hocamız ne demiş bugün? "Yeni bir şey deniyoruz." demiş. Neyle ilgili? İstanbul Üniversitesinin bölünmesiyle ilgili. Böyle bir açıklama olabilir mi? Burası deneme tahtası mı değerli arkadaşlar, yeni bir şey deniyoruz? Üniversiteleri bölmeyin.

Belediyeleri büyükşehre, bütünşehre getirdiniz, bütünleştirdiniz; Bakanlar Kurulunu tek adam yönetimine, tek kişinin iki dudağı arasına getirdiniz ama üniversiteler yönetilemiyor, bölünüz. Böyle bir anlayış olabilir mi değerli arkadaşlar? Böl, parçala, yönet anlayışı. Dershane sayısı arttı mı, laboratuvar sayısı arttı mı, öğrenci sayısını artıracak mısınız, fiziki donanım altyapıları arttı mı, nitelik arttı mı? Ne arttı? Öğretim üyesi.

Bu tasarı evrensel bilim adına, akıl ve bilim adına bir utanç vesikasıdır diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.