GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:95
Tarih:03.05.2018

HAYATİ TEKİN (Samsun) - Teşekkürler Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, 556 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 7'nci maddesine bağlı ek 185'inci madde hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

Konu, 2809 sayılı Kanun'a ek 185'inci maddeyle Samsun'da "Samsun Üniversitesi" adıyla yeni bir üniversite kurulmasıdır. Yeni üniversite değil, Ondokuz Mayıs Üniversitesinin bölünmesidir esası. Bafra'dan işletme, Çarşamba'dan toplum bilimleri, FETÖ'den mühendislik mimarlık fakültelerinin toplanıp yeni bir üniversite değil, OMÜ'nün bölünmesi. Amaç, tüm Türkiye'deki üniversitelerde olduğu gibi, mevcut üniversiteleri ve yeni kurulanların yönetimlerini yeni ihdas edilecek kadrolarla ele geçirmektir. Yalnız, perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Bugün üniversitelerin bölünme çabalarının amacı, üniversite yönetimlerinin yeni ihdas edilecek kadrolarla ele geçirilmesi, neticenin buraya doğru hızla yol alması. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi bölünerek "Samsun İlkadım üniversitesi" olacak. Bu, tabii, benim gönlümden geçen. Sadece "Samsun", yoksa, aksi takdirde "İlkadım" çok yakışırdı. Burada öngörülen -5 adet ihdas edilecek yeni kadro görülüyor- elbette ki yönetimleri ele geçirmek, biraz önce de bahsettiğimiz gibi.

Hâl böyleyken AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan Samsun'da üç müjde verdi, üçü de hikâye. Size anlatayım: Birinci müjde, Samsun Üniversitesinin kurulması. Yapılan iş çok basit, FETÖ'den kapatılan Canik Başarı Üniversitesinin tabelasını indirip, diğer bölümlerden biraz taşıyıp yeni tabelanın, Samsun Üniversitesi tabelasının asılmasından ibarettir. Bir şey yapılacaksa hiç olmazsa Çarşamba'daki Mustafa Kemal Güneşdoğdu Kampüsü düz ovada 78 bin metrekarelik arazide boş beklemekte. Ziraat fakülteleri başta olmak üzere, Çarşamba Mustafa Kemal Güneşdoğdu kampüs alanına kaydırılarak ziraat fakülteleri zirai üretimle iç içe sokulmuş olabilir. Termeli, Ayvacıklı, Salıpazarlı ve Çarşambalılar -AKP'ye laf anlatamadıkları için- hazır üniversitelerini Yeşilırmak üniversitesi olarak istemektedir. Buna da hakları vardır. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak ve başta şahsım olarak bunun takipçisi olacağız.

İkinci müjdeye gelelim, bu müjde çok önemli. Yalnız, arkadaşlar, hangi iş adamına verildiği belli değil, tüm Samsun halkı da şu anda merak ediyor. Müjde, şehir hastanesi. Hastanenin arsası orman ve hazineden, ihalesi yirmi yedi yıllık süreyle devletten, yüzde 70 doluluk taahhüdü devletten, geriye kalan -hepinizin bildiği gibi- dokuz ila on yıl arasında kendisini amorti edecek şehir hastanesi ortalama on yıl da şahsın olacak, kalan on yedi yıllık peşkeşin faturasını da Samsunlu çocuklar, hatta Samsunlu torunlar ödeyecek.

Üçüncü müjde, hızlı tren. Elbette ki şahsım da başta olmak üzere Kırıkkale, Çorum, Amasya, Samsun'da yaşayanlar olarak hızlı tren isteğimizdir. Sayın Davutoğlu başta olmak üzere, bu müjde on yıldır pompalanıyor. Hızlı trenin imalatının yani üretiminin bir an önce gerçekleştirilmesi, ülke ve ülkenin geleceği için elzemdir. 400 kilometre hızlı trenin maliyeti ortak konsorsiyumla yaklaşık 30 milyar dolara mal olmaktadır. On yıl daha bu partal söylenecek. Delice-Samsun arası hızlı tren hattı yaklaşık 3 milyar dolara mal oluyor. Yani gerçek üretimin yüzde 10'u Delice-Samsun arasından karşılanıyor. Bu pozisyonda yapılacak olan hat Fransız'a, İtalyan'a, İspanyol'a ödenecek olan döviz demektir, tabii ki olmayan döviz. TÜLOMSAŞ hikâyesi ölme eşeğim ölme misali yıllardır söyleniyor, beş on yıl daha söyleneceğe benziyor. Üçüncü müjde, dağın fare doğurması gibi. Hepsini topladığın zaman, bir sıfır ediyor. Ayrıca, 556 sıra sayılı Kanun Tasarısı'yla sadece üniversiteler bölünmüyor, öğrenciler de bölünüyor.

Değerli dostlar, Kur'an'a bağlı, inançlı, imanlı bir Müslüman olarak ön lisans programlarından mezun olanlara imtihansız lisansa geçiş hakkı verilmesi dinî ve İslami değildir. Bu konuda hepinizin vicdanına sesleniyorum. Diğer iki yıllıklar dört yıllığa geçmek için gerçekten imtihan olacak, sadece ilahiyatlar imtihansız olacak. Şimdi, bu haktan yararlanacak, imtihansız dört yıllığı bitiren ilahiyat mezunu bana ya da cemaate ne yüzle Kur'an'dan, adaletten bahsedecek, dürüstlükten bahsedecek? Bu AKP'nin anlayışına uygun olabilir fakat rehberi Kur'an olması gereken Diyanet ne fetva veriyor, gerçekten merak ediyorum. Bu uygulama dört yıllığı hakkıyla kazanmış gençlere de hakarettir.

Sonuç olarak, işin özü ekonominin dibe vurmasıdır. Çareyi acil seçimde ve şeker fabrikalarını satıp seçimde vatandaşa emme şeker olarak sunmakta buldunuz.

En büyük projeniz bin TL ikramiye. Bu konuda da sürekli olarak geriden gidiyorsunuz; süre olarak üç yıl, miktar olarak da 3 kat CHP'nin gerisindesiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAYATİ TEKİN (Devamla) - Sayın Başkanım, bir dakika...

BAŞKAN - Buyurun, bir dakika.

HAYATİ TEKİN (Devamla) - Sizlere tavsiyem, bir dahaki seçimde CHP'nin programını iyi okuyun.

Altı ay önce Maliye Bakanımıza sordum "Üçüncü mali af ne zaman?" diye, "Kesinlikle bir daha yok." dedi. Ancak altı ay dayanabildi, şimdi vergi affıyla para toplanacak; yetmedi, imar affında, vatandaşların evlerinden para toplanacak, vatandaşın oyu vatandaşın parasıyla satın alınacak. Artık bu numarayı halkımız yemez.

Son nefesinizi inşallah 24 Haziranda vereceksiniz. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - "Tövbe" deyin Sayın Tekin.

HAYATİ TEKİN (Devamla) - Ön lisansın iki yılını imtihansız geçişle dört yıla tamamlayan imam soracak: "Mevtayı nasıl bilirsiniz?" "Adaletsiz biliriz." diyeceğiz.

BAŞKAN - Sayın Tekin, "tövbe" deyin, hepimiz yaşıyoruz, lütfen.

HAYATİ TEKİN (Devamla) - Pardon.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Siyasi son nefesiniz, siyasi son nefes.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Mecazi anlamda.

BAŞKAN - Anladım herhâlde.

HAYATİ TEKİN (Devamla) - Sayın Başkan, süremi biraz verin, bitireyim lütfen.

BAŞKAN - Siz gene bir "siyasi" deyin de...

HAYATİ TEKİN (Devamla) - Tabii ki, elbette ki. Onu sonunda bağlıyorum.

"Mevtayı nasıl bilirsiniz?" diye bu iki yıllıktan dört yıllığa haksız geçmiş olan imam soracak "Adaletsiz biliriz." diyeceğiz. "Mevtaya hakkınızı helal ettiniz mi?" dediğinde de 80 milyon adına "Helal etmedik." diyeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAYATİ TEKİN (Devamla) - Ama Sayın Başkanın da uyardığı gibi, Türk'ün örf ve âdetine göre ölünün arkasından kötü konuşulmaz. Yine de mekânınız cennet olsun.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)